|

"Yüz defa Kuran'a el basar yüz defa yalan söylerler"

Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, rehin kaldıkları 101 günde yaşadıklarını anlattı. Yılmaz, "Bunlar yüz defa Kuran'a el basarlar. Yüz defa yalan söylerler. Bunların hiçbir şeyi beli olmaz. Söyledikleri hiçbir şeye inanamazsınız. Hep yalandır. Sizi Türkiye'ye teslim ediyorum der. Döner başka bir yere gider bunu bilemezsiniz" dedi.

Dha
00:00 - 20/09/2014 Cumartesi
Güncelleme: 21:27 - 20/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
"Yüz defa Kuran'a el basar yüz defa yalan söylerle
"Yüz defa Kuran'a el basar yüz defa yalan söylerle

Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, NTV kanalında yaşadıklarını anlatarak sorulara yanıt verdi. Yılmaz,"Bizim dışarıyı görmemizi nerede olduğumuzu bilmemizi istemiyorlardı. Genelde kapalı mekanlar, pek ışığın olmadığı alanlardı" dedi.

Türkiye ile olan telefon bağlantılarına ilişkin Yılmaz, "Bizim için bir nevi umut ışığıydı. Ülkeme haber vermem gerekiyordu. Sağ olsun bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu. Biz onunla hep paslaşarak götürdük. Sürekli çıkışlarda, girişlerde nasıl yaparız, nasıl saklarız bunu. Çünkü sürekli bir taraftan denetim oluyor ve aranıyoruz. Yani en ufak bir bilginin sinyalin çıkmaması isteniyor. Günlük bazen 3-5 defa, bazen günde 1 defa mutlaka görüşme oluyor. Neredeyiz ne yapıyoruz, ne yiyoruz, ne içiyoruz. İrtibat benim kendi telefonum. Ama o telefonu saklama işini ben bir kişi ile yapıyorum. Bazen bölüyor sonra tekrar birleştiriyorduk. Zor bir şey" diye konuştu.

"65 gün galiba biz aynı yemeği yemişiz 14 kilo verdim"

14 kilo verdiğini belirten Yılmaz, "65 gün galiba biz aynı yemeği yemişiz. Öğle akşam aynı yemeği yedik. Sürekli aynı şeydi. Gıda beslenmemiz yetersizdi. Bütün arkadaşlarım kilo verdi. Ben de 14 kilo verdim. Spor yapmamamıza rağmen kilo veriyorduk" dedi.

"Moralimizi bozmak için görüntüleri izlettiler"

Yılmaz, "Ülke olarak gururu duymamız gereken somut bir örnek. Başka ülkelerin gazetecileri hunharca başları kesildi. Bazen televizyon izleme şansımız oldu bazen de aylarca izleyemedik. Video izletmeyi çok seviyorlardı. Moralimizi bozmak için görüntüleri bizlere de izlettiler. Amaçları morallerimizi bozmaktı" dedi.

"Kötü fiziki muameleleri olmadı tehditleri her zaman oldu"

Yılmaz, "Onların bize kötü fiziki muameleleri olmadı. Ama tehditleri her zaman oldu. fiziki muameleyi bir yöntem olarak yapmıyorlar. Bunlar öldürüyor veya kesiyorlar. Bunların öyle fiziki muamele ile harcayacakları zamanları yok. Karasal bombalamaya alışkındım. Yol kenarına yerleştirilmiş olanlardı. İki defa bulunduğum alan da bombalandık. Çok yakın bir mesafede. Bazen de aracımız ya çok kısa bir mesafede ya da geçtikten sonra bombalandı. Bombaya alışmıştık ama, bu defa uçakla bombalandık birkaç defa. Çok yakın mesafeden. 2 terörist o bombalama esnasında isabet etti onlar öldü" diye konuştu.

"Serbest kalacağımızı sınıra giderken de bilmiyorduk"

Yılmaz, "Serbest kalacağımızı sınıra giderken de bilmiyorduk. Onların söylediği hiçbir şeye inanamazdık ve inanmadık. Sınıra geldiğimizde sayın Başbakanıma haber vermek istedim ve aradım, Ben daha alo demeden ' Öztürk hoşgeldiniz' dedi. O kadar da Ankara bu sürecin içindeydi. Ben geldiğim zaman haber vermek istedim alo demeden "Öztürk hoşgeldiniz" dedi. O zaman anladım tamam bu bitmiştir. Bütün arkadaşlar o zaman büyük bir coşku yaşandı" ifadelerine yer verdi.

"Bunlar yüz defa Kuran'a el basarlar, yüz defa yalan söylerler"

Yılmaz, "Bunlar yüz defa Kuran'a el basarlar. Yüz defa yalan söylerler. Bunların hiçbir şeyi beli olmaz. Söyledikleri hiçbir şeye inanamazsınız. Hep yalandır. Sizi Türkiye'ye teslim ediyorum der. Döner başka bir yere gider bunu bilemezsiniz" açıklamasında bulundu.

10 yıl önce