|

Antibiyotiğin geleceği tehlikede

Türkiye’de antibiyotikler en çok kullanılan ilaçlar arasında birinci sırada yer alıyor. Yapılan araştırmalar antibiyotiklerin önemli bir kısmının gereksiz ya da yanlış kullanıldığını ortaya koyuyor? Peki neden bu kadar çok antibiyotik tüketiliyor? Bu gereksiz kullanım gelecek nesilleri nasıl etkileyecek? Doğru kullanım nasıl olmalı?

Yeni Şafak
04:00 - 20/01/2015 Salı
Güncelleme: 20:45 - 19/01/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
AYŞENUR ASUMAN UĞUR

Hastalıkların çoğu iki çeşit mikropla oluşuyor. Bakteriler ve virüsler.  Bakteri kaynaklı hastalıklarla mücadelede elimizdeki en etkili silahlar antibiyotikler. Dünya Sağlık Örgütü antibiyotiklerin yaklaşık yarısının gereksiz yere kullanıldığına işaret ediyor. Bu gereksiz kullanım devam eder, antibiyotik kullanımı kontrol altına alınmazsa kolaylıkla tedavi edilebilecek bir enfeksiyonun bile antibiyotik direnci nedeniyle ölümcül hale gelebileceği bildiriliyor. Bu durumun da gelecek nesilleri olumsuz etkileyeceği vurgulanıyor. Bakterilerden kaynaklı hastalıkların tedavi edilemeyip bundan dolayı ölümlerin artacağından endişe duyuluyor. 


HASTA DA EDİYOR

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Bakır , “antibiyotiklerin iyileştirici etkilerinin yanında ağır alerjik reaksiyonlar ve riskli durumlar da doğurduğunu” söylüyor ve antibiyotiklerin yanlış kullanımına dikkati çekiyor:

“Bir virüs veya mantar hastalığını bir antibiyotikle tedavi etmek mümkün değil. Doğru antibiyotik kullanımında öncelikle hastalığın bakteriler tarafından oluşturulup oluşturulmadığını saptamak gerekiyor. Hastalıkların büyük bir kısmında tedaviye katkısı olmayan antibiyotikler boşuna kullanılıyor.”

BAKTERİLER HER YERDE 

Vücudumuz da dahil olmak üzere hemen her ortamda bakterilerin bulunduğunu söyleyen Dr. Uğur Bakır, “Bakteriler doğru kullanılmayan antibiyotiklere maruz kaldıklarında çözümü antibiyotiklere direnç geliştirmekte buluyorlar. Bakteriler kendi yapısını değiştirerek daha önce karşılaştığı antibiyotikle tekrar karşılaştığında etkilenmeden canlı kalıp hastalığı sürdürebiliyor. Dahası biz de bu antibiyotiklerin olası yan etkilerine maruz kalabiliyoruz” diyor. 


YAN ETKİLER

Antibiyotiklerin yan etkileri hakkında da bilgi veren Dr. Uğur Bakır, "normalde ilaçların vücutta işlemden geçmesi sonrasında kalan maddeler vücuttan uzaklaştırılır. Bunda karaciğer ve böbrek ön plandadır. Vücuda aldığımız hemen her ilaç karaciğer ve böbrek açısından da değerlendirilir. Değerlendirilmezse karaciğer ve böbrek ciddi olarak etkilenebilir. Bazen en ileri boyutuyla karaciğer ve böbrek yetmezliği gelişebilir" şeklinde konuşuyor.


Hemen başlama! 

Hem virüs hem de bakteri enfeksiyonlarının birbirine çok benzeyen şikayetler yapabildiğini söyleyen Dr. Uğur Bakır, “Hekimler hastalığın nasıl başladığı, nasıl seyrettiği ile ilgili sorular sorarak, bazen de kan ve idrar tetkikleri yaparak, gerekirse film çekerek hasta için en doğru tedaviyi bulmakla yükümlüdür. Ama bazen hekimler de hasta yoğunluğunda bunlarla uğraşmaktansa hastaya antibiyotik yazabiliyor. Hasta bu nedenle de gereksiz antibiyotik kullanabiliyor” şeklinde konuşuyor. 

İçerken de dikkat!

Antibiyotikler bazı gıdalarla etkileşime giriyor. Örneğin bazıları sütle içilmez. Aç veya tok kullanılması önerilen antibiyotikler var. Kullanılan diğer ilaçlar  veya böbrek hastalıkları ile karaciğer hastalıkları gibi bilinen başka hastalıklarınız varsa bunları da doktorun bilmesi gerekir. Çünkü doktor böbrek veya karaciğer yetmezliğine göre ilaçların dozlarını ayarlayacaktır. Gebelikte de kullanımı sınırlanan antibiyotikler var.


Gripte kullanmayın!

Nezlenin bir virüs hastalığı ve gribin de çoğunlukla virüs kaynaklı hastalık olduğuna dikkati çeken Dr. Uğur Bakır, “Griplerin büyük bir kısmında antibiyotik kullanılması doğru değildir” diyor. Antibiyotik kullanırsak iyileşiriz, antibiyotik kullanmazsak tedavimiz eksik kalır gibi bir algı olduğunu vurgulayan Uz. Dr. Uğur Bakır devam ediyor:“Güncel ve sık karşılaşılan hastalıklarımıza bakacak olursak sonuç bu kadar çok antibiyotik kullanımı olmamalı. Antibiyotik kullanımı hastalığın şiddetini ve süresini azaltmayacaktır.”


Eğer kullanılacaksa...

Kanda sürekli belli bir düzeyde ilaç bulunması gerektiğini vurgulayan Dr. Uğur Bakır devam ediyor: “İlaçların zaman içinde vücuttaki seviyeleri azalır, elimine olur ve belirli aralıklarla tekrar alınmaları gerekir. Bunu da ilaçları zamanında, saatinde alarak yapabiliriz. 1 saatlik bir oynama tedaviyi çok bozmaz ama ilaçları düzensiz almak veya tedaviyi yarıda kesmek, kutudaki ilaçları bitirmeden iyileştiğini düşünmek mikropların daha da güçlenmesine yarıyor.” 


Sorumsuz kullanma

Sorumsuzca kullanılan antibiyotikler nedeniyle bakterilerle savaşta en güçlü silahımız olan antibiyotik beklenen etkiyi gösteremeyebiliyor. Uz. Dr. Uğur Bakır, yeni bir ilacın piyasaya sürülmesinin on yılı aşkın bir araştırma ve emeğin karşılığı olduğunu söyleyerek "Halbuki mikropların bunlara direnç geliştirmesi bu kadar zaman almıyor. Mikroplar bize saldırıyor, biz onlara saldırıyoruz" diyor.


Direnç gelişiyor

Antibiyotik kullanmadığımız zaman ortamdaki hastalık yapıcı mikroplardan tamamıyla kurtulamıyoruz. Geride kalan, sağ kurtulan mikroplar bir şekilde antibiyotiğe maruz kalmış ve onları tanımış oluyorlar. Sonra da bu antibiyotiklerin etkilerine dirençli hale gelebiliyorlar. Dr. Uğur Bakır, "Yani bu dirençli mikroplarla hastalık oluştuğunda artık o antibiyotiklerden etkilenmiyorlar. Belki o anlık hastalıktan kurtuluyoruz ama sonrasında dirençli mikroplar bizde veya etrafımızdaki insanlarda tekrar çoğalıp hastalık yapabiliyor. Tavsiye üzerine ilaç kullanımının önüne geçmedikçe belki de çocuklarımıza kullanacak antibiyotik bırakmayacağız" şeklinde konuya dikkat çekiyor.

#Dr. Uğur Bakır
#Bakteri
#Antibiyotik
9 yıl önce