|

Bizden sonra gelen kuşağa işaret taşları koymak istedim

Bayram Karaçor, Beyan Yayınları arasından çıkan son kitabı “İnsana Yön Veren Değerler”de uzun yıllar boyunca yaptığı dikkatli okumalarının hasılasını okuyucusuyla paylaşıyor. Karaçor, “Bizden sonra gelen yeni kuşaklara, istikametleri için işaret taşları koymak istedim” diyor.

Yeni Şafak
20:09 - 16/03/2015 Pazartesi
Güncelleme: 18:32 - 16/03/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
Yıllarca bekledikten sonra, bir kitapla çıkageldiniz…

Okumanın gerekliliğine inanan, doğru düşünebilme yöntemlerini araştıran ve düşüncelerini sağlam bir delile dayandırma çabalarının içinden geliyorum. Akıl tarlasının bir çiftçisi olarak bu uğraşların meyvelerini sohbet ortamında devşirmeye başladım. Çay ocaklarında, terzihanelerde ve evlerdeki buluşmalarda; öğrenme, tartışma ve bilgilenme süreci sözlü geleneğe dönüşerek devam ediyordu. Bu yerler; sadece öğrenme değil, aynı zamanda dostlukların da kurulma işlevini görüyordu. Hızla akıp giden zaman içinde, bu şekilde bir araya gelmelerin kerameti küçümsenmemelidir. Hayatın ağır yükü, geçim derdi, bozgunculuk, iyi ve doğru olanı zedeleme gayretlerine karşı bir arada ve birlikte göğüs germe, canlı ve işler halde tutulmalıdır. Ben, bu geleneği sözlü olarak yaşatanların yanında yer aldım. Yazmak yerine, yoğun emek verilerek yazılmış olanları okumayı ve konuşmayı daha değerli buldum. Bazı dostlarımın ısrarlı söylemleri sonucunda, düşünce ve gözlemlerimi yazmaya başladım. Demek ki, vakit-saat şimdi tamam olmuş.


Sadece, ısrar mı?

“Söz uçar, yazı kalır” derler… Hem kalıcılık hem de tanıdık-tanımadık daha fazla insana ulaşmak anlamında, yazı önemlidir.  Bugün okuduklarımız, geçmişte yazılmasaydı düşünce dünyamız zenginleşebilir miydi? “O ki, kalemle (yazmayı) öğretti” (Alâk-4) diyen ayet de, yazının ve öğrenmenin önemini vurgulamıyor mu? Ayrıca, yazmak; sormak, sorgulamak, merak etmek, eleştirmek ve eleştiriye açık olanların denizinde sörf yapmak isteyenlerin iklimine tatlı bir esinti verir. Endişelerin arttığı, yüreklerin karardığı ve güvenin zedelendiği zamanlarda iyi olanların dalgalarını etkili kılmak gerekir. Kötülüğün dalgaları güçlü gelmeye başladığında, iyilere destek olunmalıdır.


Böyle bir endişeniz mi var?

İnsanlığın çizgileri olan adalet, iyilik, merhamet ve güzel ahlaka; her gün daha fazla zarar verildiğini düşünüyorum. İnsanlığın önceliği, bu değerler olmalıdır. İçeride ve dışarıda icat edilmiş tuzaklara karşı inananlar; diğer insanlara adil ve iyi, kendi aralarında da kardeş olabilmelidirler. 


Kitabın ismi? “İnsana Yön Veren Değerler”

İçeriği Kur’an‘la belirlenmiş değerlerin, insana yön vermesini ve bu yolda onu kirletecek ideolojik ve kültürel malzemenin bilinmesini istedim. Yeni kuşaklara, kendileri için yol gösterici nitelikte olduğunu düşündüğüm işaret kaşları koymaya çalıştım.


Bundan dolayı mı, Darwin ve Hegel üzerinde durdunuz?

Zayıfın, yoksulun, yaşlı ve hastanın dışlanması ve hukuksuz gücün kutsanması adına, bu iki filozofun, insanlığa kirli malzemeler sunduğunu düşünüyorum. Bizi aşan kadere müdahaleye kalkıştıklarını biliyorum. Allah’ın bilgilendirmesi ve bizim aklederek öğrendiklerimize fesat karıştırmak istiyorlar. Biz diliyoruz ki insan, içinde sınandığı şartlara yenilmeden Allah’la olan bağını koparmasın. 


Kitapta, Hıristiyanlığın ve kilisenin düştüğü durumu analiz ediyorsunuz. Sizce, bunun sorumluları bu iki filozof mu?

Hayır. Onlar, daha sonra teorileriyle düşülen bu durumu desteklediler. Çünkü kilise çok daha önceleri hakikati temsil eden kurum olmaktan çıkmıştı.


LİBERALİZM, HRİSTİYANLIKTAN BESLENDİ


Liberalizmin ve Kapitalizmin doğuşunu, Hıristiyanlığın hayattan dışlanmasına mı bağlıyorsunuz?

Hayır, bu ideolojiler Hıristiyanlıktan beslendiler. Günah işleme özgürlüğü ve günahın kilise tarafından bağışlanması, sınırsız ve sorumsuz anlamda liberalizmin yolunu açtı. “Az olandan alınacak, çok olana verilecek” diyerek; sömürünün, faizin, birikimin ve  giderek kapitalizmin zeminini hazırladı. İnsana benzer Tanrı fikriyle de ateizmi doğurdu.


Bu analizleri, insanları uyarmak için mi yapıyorsunuz?

Evet. Her an birbirimizi uyarmalıyız. İnancımızın sahih kaynağına ve onu kişiliğinde yaşatmış olan Allah’ın elçisine, her gün daha fazla yüzümüzü dönmeliyiz. Şeytanlık senaryolarını anlayabilecek bir basirete kavuşmamızın gereğine inanıyorum. Yaşadığımız coğrafyadaki toprak, kana doydu. Yüreğimiz yanıyor.


Bu tablodan kurtulmanın ve karamsarlıktan çıkışın ışıklarını görüyor musunuz?

Evet. Tablo kapkara ama her geçen gün daha fazla ümitvar oluyorum. İnsanımız uyanıyor. Artık daha çok okuyorlar, düşünüyorlar, yardımlaşıyorlar. Nazım Hikmet’in söylemiyle; ”güzel günler göreceğiz çocuklar.” 


Bu kitaptan sonra başka çalışmalarınız olacak mı?

Üzerinde çalıştığım birkaç konu daha var. Nasip olursa onları da yayınlamaya çalışacağım.


Kitabın künyesi:

İnsana Yön Veren Değerler

Bayram Karaçor

Beyan Yayınları

2015

456 Sayfa
#İnsana Yön Veren Değerler
#Bayram Karaçor
#Beyan Yayınları
9 yıl önce