2014 yılının Aralık ayında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 'Çocuklarımız Kaybolmasın' isimli bir proje hayata geçirildi. Kampanyayla birlikte yeniden gündeme gelen kayıp çocuklar konusunda uzmanların tespitlerine bakıldığında ülkemizde görülen vakıalarda, ailelerinin yanından uzaklaşan çocukların kimliklerini anlatamama ya da gelişim sorunları nedeniyle ailelerine dönmeyi başaramama gibi nedenlerle kayboldukları ortaya çıkıyor.
Kaçırılma ise bu durumlardan sonra gelen bir neden. Kaçırılmalar, kimi zaman aile üyelerinden biri tarafından gerçekleştirildiği gibi, çocuğu olmayan hasta kişiler, pedofililer, çocuk üzerinden para kazanmak isteyenlerin başvurduğu bir yol olarak görülüyor. Daha büyük çocuklarda ise genellikle aile içi baskı, şiddet, iş bulma, evlenme gibi nedenlerden ötürü evden kaçma olaylarına rastlanıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı verilerine göre, 2008-2011 yılları arasında 62 bin 517 çocuk için kayıp başvurusu yapıldı, bunlardan 61 bin 375'i bulundu. Emniyet ve jandarma birimlerinin kayıpları bulma oranı yüzde 98'in üzerinde, buna göre kaybolduğu bildirilen çocukların yüzde 91'i ilk üç ayda bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda bir açıklama yapan dönemin İç İşleri Bakanı Efkan Ala, son iki yılda Türkiye genelinde yaklaşık 42 bin çocuğun kaybolduğunu ve kaybolan çocuklardan 40 bin 500'nün bulunduğunu belirtmişti.
Asayiş Dairesi Başkanlığına bağlı Kayıp ve Aranan Şahıslar Şube Müdürlüğü verilerine göre ülkemizde şu ana kadar organ mafyasına rastlanmadı ve kayıtlarda organları alınmış bir çocuk cesedi bulunmuyor. Kayıp çocukların yüzde 30'u kurumlardan, yüzde 70'i evlerden kayboluyor. Kayıp çocuklara ilişkin yapılan araştırma sonuçlarından öğrenildiğine göre kaçan ve asayiş ekipleri tarafından bulunan her 20 çocuktan 4'ü macera arayışı, 4'ü iş arama, 3'ü aile içi şiddet, 3'ü ailenin psikolojik baskısı, 2'si üvey anne- baba ilişkileri, 2'si çocuğa yönelik şiddet, 2'si sair nedenlerle evden kaçıyor.
Asayiş Daire Başkanlığında görevli Emniyet Amiri Arkadi Safa Nar'dan aldığımız bilgiye göre kaybolan çocuklar için yürütülen soruşturma; kayıp çocuğa ilişkin bilgilerin ve eşkalinin tüm birimlere iletilmesi, otogar, havaalanı ve limanların alarma geçirilmesi, kaybolma yeri ve saatinin saptanarak arama çalışmalarının başlatılması, kamera kayıtlarının incelenmesi, çocuğun güncel fotoğrafının uygun yerlere asılması, varsa telefon ve e-posta dökümlerinin incelenmesi, üye olduğu oyun ve arkadaşlık sitelerinin araştırılması, varsa banka-kredi kartı dökümlerindeki para hareketlerinin kontrol edilmesi, kullanma olasılığı olan bilgisayarlardaki internet bağlantılarının incelenmesi, kiralık araç kayıtlarına bakılması, yaşadığı çevrede daha önce gerçekleşen kaçırma ve istismar olaylarının masaya yatırılması, aile üyeleri ve şüphelilerin telefon kayıtlarının analiz edilmesi, şüpheli araçların trafik ceza ve radar kayıtlarına bakılması, bölgede daha önce çocuğa yönelik suç işleyen kişilerin tespit edilmesi ve organ nakli ameliyatı yapan sağlık kuruluşlarının kayıtlarının sorgulanmasına kadar uzanan bir seyir izliyor.
Emniyet Amiri Nar, "Bir mesaj, bir can" sloganıyla başlatılan 'Kayıp Alarmı' projesinin önemine vurgu yapıyor. 7 Kasım'dan bu yanan uygulanan projeye göre yurt içinde gerçekleşen tüm kayıp ihbarları 'Kayıp Alarmı Koordinasyon Merkezi'nde toplanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından faaliyete geçirilen ve Asayiş Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışma ile kayıp/kaçırılan kişinin eşkal bilgileri ve güncel fotoğrafı, kaybolduğu alandaki baz istasyonlarından alınan numara bilgileri dahilinde o sırada bölgede bulunan vatandaşların tümünün cep telefonlarına SMS ve MMS olarak iletiliyor. Vatandaşları o sırada otobüsle veya farklı bir taşıtla oradan geçiyor dahi olsalar bu bilgiler telefonlarına geliyor.
Sonrasında bu eşkal bilgileri fotoğraflar ailelerin izni alındıktan sonra Kayıp Alarmı projesinin sosyal medya hesaplarından da ilan ediliyor. Kayıp bulunduğu zaman resim ve bilgiler kaldırılıyor. Emniyet Amiri Arkadi Safa Nar, kayıp bulunması konusunda engellilere, yaşlılara ve özellikle çocuklara öncelik verildiğine ancak bu uygulamaların tüm kayıp ihbarları için geçerli olduğuna dikkat çekiyor.
Kayıp Alarmı projesiyle ilgili önemli dönüşler aldıklarını belirten Nar, geçtiğimiz hafta Adana'da kaybolan 4 yaşında bir çocuğun, taksici tarafından ailesine teslim edildiğini söylüyor. Taksici, telefonuna gelen mesajda gördüğü çocuğu yolda görerek tanımış, sonra da arabasına alıp ailesine teslim etmiş. Bir diğer olayda ise o sırada kayıp vakıasının yaşandığı bölgeden geçen bir dolmuş şoförü, telefonuna gelen mesajda resmi görülen kişinin o sırada kendi aracında yolculuk ettiğini fark etmiş ve emniyete teslim etmiş.
