Dergiler edebiyat ve kültür dünyamızın şekillenmesine, yoğrulmasına ve bu alanda ihtisas yapacak olan gençlerin yetişmesine katkı sağlıyor. İster amatör bir ruhla olsun ister profesyonellerce çıkarışmış olsun derdi olan, söyleyecek sözü olan dergiler her zaman edebiyata hizmet eder. Geçmişten günümüze Türk edebiyatında iz bırakabilmiş, binlerce okur tarafından bağrına basılmış dergileri bir kitapta toplayan Selçuk Küpçük, önemli bir kaynak çalışması yapıyor. Çünkü Türkiye Edebiyat Dergileri Atlası’ndaki dergi söyleşileri bize, ülkemizin 1980’lerde, 90’larda ve 2000’lerde geçirdiği değişim evrelerinin edebiyat ortamımıza nasıl yansıdığını gösteriyor. Üstelik sadece edebi, poetik tavırları değil sosyolojik ve kültürel izdüşümleri de gözlemlememiz mümkün.
Türkiye Edebiyat Dergileri Atlası, 1983-2010 yılları arasında yayımlanmış ve kapanmış dergilerin yayın yönetmenleri/editörleri ile edebiyatçı ve müzisyen Selçuk Küpçük’ün yaptığı söyleşileri içeriyor. Toplam 40 söyleşinin yer aldığı Türkiye Edebiyat Dergileri Atlası kitabı söz konusu zaman diliminde yayımlanmış farklı edebî kimlikler taşıyan dergiler bağlamında bir dönemin edebiyat iklimini yansıtıyor. Üç Çiçek’ten, Şiiratı’na, Hayalet Gemi’den, Göçebe’ye, Atlılar’dan, İkindiyazıları’na, Kökler’den, Ayane’ye, Kırağı’dan, Le poète travaille’ya, Kardelen’den, Sombahar’a, Parşömen’den, İpek Dili’ne, pek çok dergi yer alıyor. Hür tefekkürün kaleleri olarak bilinen dergilere geniş kapsamlı bir bakış sunan bu eserde Türk Dergiciliğini de farklı bir okumayla okuma imkanı buluyoruz.
Alanında ilk olan bu çalışmada, yalnız kültür ve sanatın merkezi kabul edilen üç büyük ilimizde çıkan dergiler değil Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde edebiyat dünyamızı renklendiren dergiler de mercek altına alınıyor. Sadece büyük şehirler değil Diyarbakır, Konya, Erzincan, Bursa, Kahramanmaraş, Ordu, Sivas, Van gibi şehirlerde çıkarılan dergiler de kitapta kendine yer buluyor. Dergilerin çıkış ve kapanışı nedenleriyle beraber veriliyor. Dergileri çıkaranlara baktığımızda bugün çoğu edebiyat dünyamızda oldukça iyi bir konumdalar. İhsan Deniz, Hakan Arslanbenzer, Orhan Kahyaoğlu, Adnan Özer, İrfan Yıldız bu isimler arasında sayabiliriz.
Süleyman Ceran’ın 1997 yılında yayın hayatına başlayan dergisi Edebi Pankart, 2004 yılına kadar Sivas’ta yayın hayatına devam ediyor. ‘Yüzünü Hayata Dönen Kalemler’ sloganını üreten derginin protest bir duruşu da var. Ceran, Küpçük’e verdiği söyleşide “Gülden, sümbülden dem vurup sırça köşklerimizde zevkten dört köşe olabilirdik ama biz “F Tipi Edebiyat”ı yazıp Filistin’i gümdemleştirmeyi, 28 Şubat’ın en etkin olduğu yıllarda tavır almayı seçtik. Belki bu nedenle yıllar sonra dahi olsa Edebi Pankart konuşuluyor hala” diyor.
Ayane dergisinin, 1988-1990 yılları arasında 3 yıllık bir ömrü var. Planlanmış bir ömür bu. her ay düzenli bir şekilde çıkan Ayane, ne para sıkıntısından ne de okurun ilgisinin azlığından kapanıyor. Mehmet Erdoğan, “Amatör işler ruh ve misyon işidir. Kemale erince bırakılmalıdır. Yoksa tekrara düşer, zayıflar ve kaybolursunuz” diyor. Dergide en çok İbrahim Eryiğit ve Arif Dülger’in şiirleri yayınlanıyor. Dergicilik virüsünün Ayane’den sonra baki kaldığını söyleyen Erdoğan’ın da ilk şiir kitabı Örtüye Bürünmüş Sözler’de yer alan şiirler ilk olarak Ayane’de yayınlanıyor.
