|

Dünyaya şiirle meydan okumak

Hakan Arslanbenzer’in şiirlerini topladığı “Vatan Somuttur’’ kitabı Profil Yayınları arasında çıktı. Kendi dünyasından yola çıkan şair, yaşadığımız çağa, toplumsal olaylara dair önemli tespitlerde bulunuyor.

Yeni Şafak
17:35 - 1/03/2015 Pazar
Güncelleme: 15:44 - 1/03/2015 Pazar
Yeni Şafak

2014 yılının Aralık ayı neredeyse bütün bir yılın şiir yükünü de çekmiş görünüyor. Özellikle Profil yayınlarından çıkan şiir kitapları ortamı bir anda hareketlendirecek kadar güçlüydü. Bu kitaplar arasından belki de en özeli Hakan Arslanbenzer’in Vatan Somuttur kitabı. Hakan Arslanbenzer, on beş yıl önce “Bin Dokuz Yüz Doksan Dokuz - Marmara Depremi” şiirinde vaat ettiği “Vatan Somuttur” şiirini Fayrap dergisinin Şubat 2010 tarihli 24. sayısında yayımlamıştı, ama bu şiirin gücü ve diğer “popülist” şiirleri Hakan Arslanbenzer’in şiirlerini bir kitap halinde görme heyecanı ve sabırsızlığı da uyandırmıştı. Yıllar içinde bu şekilde kendisini hazırlayan, okuyucularının sabırsızlıkla beklediği şiir kitabı çok fazla sayıda şaire nasip olan bir durum değildir. Fakat bunun aynı zamanda Arslanbenzer’in şiir görüşünün bir getirisi olduğunu da hemen burada ilave etmek gerekmektedir. Ayrıntılarına girmeden şunu söyleyebiliriz ki, Arslanbenzer gücünü bireyi bütünün içinde, anı sürecin içinde, şimdiyi geçmişin içinde görebilmekten alıyor. Bu sebepten de dergilerden okuduğumuz her bir şiirinden sonra, acaba bu şiirler toplu olarak bir kitapta karşımıza çıktığında nasıl bir tablo oluşacak diye meraklanıyoruz.


KENDİ HİKAYESİNDEN HALKIN RUHUNA

Arslanbenzer’in kitabı “Yani kendini iyi hissetmek, üşürken ve yorulurken” mısraı ile açılıyor. Bir şiir kitabı için ilk mısraın gücünü her zaman önemseriz. Arslanbenzer de bize bu mısra ile kitabın içine doğru somut bir adım atmamızı sağlıyor, okuyucusu ile kendisi arasında bir ortaklık alanı kuruyor.  Arslanbenzer, kendisini toplumdan ayırmayan, argo tabirle artistlik yapmadan, şahsiyetini ve farkını ortaya koyan bir şiir yazıyor. Bu somutlukla açılan kitaba genel bir bakış attığımızda ise, kitabın altışar şiirden oluşan üç bölümden oluştuğunu görüyoruz. “Oğul” başlıklı ilk bölüm şairin kendi biyografisini merkeze aldığı şiirlerden, “Halkın ruhu” başlıklı ikinci bölüm aralarında kitaba ismini de veren “Vatan Somuttur”un olduğu daha uzun soluklu, hayata ve halka geniş bir pencereden bakan popülist-siyasi şiirlerden, “Arabesk” başlıklı üçüncü bölüm ise halkın belirli enstantanelerine odaklanan şiirlerden oluşuyor. Aslında biz burada üç bölüm üzerinden bir tasnif yapmaya çalışsak da her bir bölümdeki şiirlerin karakteristik özelliklerinin diğerlerinde de görülebildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.


SADE AMA TEMPOLU BİR ŞİİR 

Arslanbenzer hazır konu ve günübirlik fikirlerle şiir yazmaz. Bununla birlikte her kitabında farklı bir atılımın peşindedir, ki bunu her kitabıyla başarmıştır. Cesaret, onun yalnızca savunduğu bir fikir değildir. Toplum olarak cesaretin hayatımızda eksikliğini çok duyarız. Birçok şeyi bilmemize, birçok şeyin nasıl yapılacağını kestirmemize rağmen, korkaklık nedeniyle onları yapamayız. İşte Arslanbenzer, bunu tespit etmekle kalmaz. Şiirinde gösterdiği atılımlarla, bir örneğini adeta sunmak ister. İlk şiir kitabı Reis’in Kara Merhemi’nde hem kendi kuşağı (90 Kuşağı) içinde hem de genel Türk şiiri bağlamında farklı bir ses olarak görünmüş, daha sonra buradan, cesaret gerektiren, farklı açılım ve deneyimler içine girmiştir. Cesur girişimleri nedeniyle Arslanbenzer’in yazdığı ve yayımladığı şiirler incelenerek 90 Kuşağı’ndan bu yana Türk şiirinin nasıl bir seyir içinde olduğunu gözlemleyebiliriz. Vatan Somuttur bu seyir içinde, önemli noktalardan biridir. Okuyan herkesin, ben de yazabilirim diyebileceği türden, fakat yazmaya kalkıştığında beceremeyeceği kadar edebi sanatlarla donatılmış, sade, tempolu ve açık bir şiir.


“Sanatsal” kelimesi, her dönemde, aynı “şiir” gibi farklı şekillerde anlaşılmış ve tanımlanmıştır. 80 Kuşağı’yla birlikte “sanatsallık”; aşırı soyut, imge, sembol ve gereksiz dil oyunlarıyla dolu, kapalı, anlaşılmayan şiirler yazmak, hatta birbiriyle hiç alakası olmayan, ilginçmiş gibi görünen, aslında o bile olmayan tamlamalar peşinde koşmak ve bunları “imge” veya “sanatsal söyleyiş” diye okuyucuya yutturmak anlamına gelmeye başlamıştır. Bu yüzden aynen Garip Akımı ve İkinci Yeni’nin “şairaneliğe” karşı çıktığı gibi, 2000’lerden sonra “sanatsallığa” karşı çıkma gereği duyulmuştur. Arslanbenzer’in “imge”yle ilgili yazıları, Eren Safi’nin Fayrap’ın değişik sayılarındaki “sanat” üzerine yaptığı tespitler, yanlış anlaşılan “sanat” ve “sanatsallık” eleştirileri olarak da okunabilir. Bunlarla edebi sanatları, söz sanatlarını karıştırmamak gerekir. Fikrin olduğu yerde edebi sanatlardan söz etmemek mümkün değildir. Türkçe bir şiirde edebi sanatlardan söz edeceksek, orada mutlaka fikrin ne olduğuna, onun altına, üstüne, sağına, soluna bakmak gerekir. Mehmet Akif’in bütün şiirleri söylediklerimize güzel bir örnektir. Buna, Vatan Somuttur diğer bir örnektir.


Kitaba genel bir bakış attıktan sonra soralım: Peki kitabın içinde bizi ne bekliyor? Arslanbenzer bizi şiirleriyle bir muhavereye davet ediyor. Arslanbenzer kürsüden konuşan, büyük nutuklar atan bir şair değil. Aceleyle çıkılmış bir yolculukta taksicide Dedem Korkut’u gören, ondan dinlediği olaylardan hayatı keşfeden bir şair. Bireyin hayatta kalma mücadelesini de, siyasetin güçsüzlüğünü de halkın içinden keşfeden, sizi bu keşfe ve bu keşif üzerinden cesarete davet eden şiirlerin şairi. “Zanaat kabiliyet şahsiyet bu üçü / Birdir ve hiç ayrılmazlar biraderim” diyor Arslanbenzer. Biz de onun şiirlerinde bunu görüyoruz. 2014 yılı bir yana, son 15-20 yıl içinde şiir kitapları içinde Vatan Somuttur’un ilk sırada okunması gereken bir kitap olduğu düşüncesindeyiz.


Kitabın künyesi:

Vatan Somuttur

Hakan Arslanbenzer

Profil Yayınları

Aralık 2014

104 sayfa
#Vatan Somuttur
#Hakan Arslanbenzer
#şiir
9 yıl önce