|

Eleştirinin ilkesi, kapsamı ve yöntemi üzerine sıkı bir eleştiri

Edebiyat eleştirisinin imkânlarını genişleten Northrop Frye’ın önemli çalışması “Eleştirinin Anatomisi” Hande Koçak’ın çevirisiyle artık Türkçede. Edebiyat eleştirisinin ilkeleri ve yöntemleri konusunda zihin açıcı yaklaşımlar sunan Frye, eleştirinin bir çeşit eleştirisini yapıyor. Eleştirinin Anatomisi, özellikle Batı edebiyatının çözümlemesi için önemli bir kaynak.

Yeni Şafak
21:53 - 21/04/2015 Salı
Güncelleme: 18:56 - 21/04/2015 Salı
Yeni Şafak
NECİP TOSUN


Northrop Frye, eleştirinin doğası üzerine yazılmış “klasik” kitap olarak kabul edilen Eleştirinin Anatomisi'nde, edebî eleştirinin kapsamı, kuramı, prensipleri ve teknikleri üzerine kuşatıcı bir perspektif sunuyor. Frye kitabında edebiyat eleştirisinin diğer disiplinlerle olan ilişkisini irdelerken, edebiyat eleştirisinin sadece edebiyatla sınırlı kalamayacağını temellendiriyor. Frye eleştiriyi bir bilim olarak görmemekle birlikte onun bir disiplin olduğunu düşünüyor ve kitabında yer yer bunu temellendiriyor.


Eleştiri, sanat-edebiyat dünyasının en netameli, en tartışmalı alanlarından biridir. Fonksiyonları, yöntemleri ve niteliği yıllardır tartışılmakla birlikte yine de genelgeçer ölçütleri tespit edilememiş bir tür. Eleştiride asıl problem “yöntem” konusunda odaklaşmakta. Yani bir sanat olayını adilâne bir şekilde değerlendirebilmek için onu hangi değerlere, ölçütlere başvurarak yorumlayacağızda. Ne var ki bu sorunun cevabında henüz ortak bir çizgi tespit edilememiştir. Bir başka deyişle sanatsal olaylar için, “eğer sanatsal ürün şu özellikleri taşıyorsa iyi, şu özellikleri taşıyorsa kötüdür” denilebilecek, herkesin kabulleneceği genelgeçer bir ölçüt yok. Bunun yerine herkesin kendi doğrularından yola çıkarak oluşturduğu yöntemler, yaklaşımlar, ölçütler var: Marksist eleştiri, tarihsel eleştiri, izlenimci eleştiri, yapısalcı eleştiri gibi. İşte eleştiri konusunda tartışma da, karmaşa da tam burada başlamakta. Çünkü bir sanatsal olayı değerlendirirken, ayrı ayrı değer yargılarından yola çıkıldığında, hiç şüphesiz aynı sonuçlara ulaşmak çok zor. Nitekim sanat edebiyat tarihinde, aynı eseri hem yerden yere vuran hem de göklere yükselten sayısız eleştiri örnekleri mevcut.



Bu eleştiri yöntemleri ise özellikle dönemsel akımların bir iz düşümü olarak bazen parlak bazen sönük sanat-edebiyat dünyasında var olmuşlardır. Bütün bu tartışmalı konumuna rağmen, eleştirinin özellikle okuyucu nezdinde oldukça fonksiyonel olduğunu söyleyebiliriz. O bildik yorumla, eleştirmen, okur ile sanatçı arasında bir köprüdür. Okuyucunun, metne ulaşmasını kolaylaştırır, onun atladığı yerleri işaret eder, eserin kapısını aralar. Ama bu olumlu fonksiyonları yerine getirebilmesi için de eleştirmenin pek çok donanıma sahip olması gerekir. Eleştirmenin öncelikle, ciddi bir kültürel birikime, geçmişi yorumlama, geleceği sezebilme öngörüsüne, sanatkârane bir sezgiye ve bitmek bilmez bir sabra ihtiyacı vardır. Yapı olarak da nefsanî ve kişisel zaaflarından arınmış sağlam bir karaktere sahip olması gerekir. Bu nitelikleri taşıyan eleştirmenlerin elinden çıkan eleştirilerin, mevcut sanat edebiyat ortamına, okura, yazara ciddi katkılarda bulunacağına şüphe yoktur.



YÖNTEM ÜZERİNE SÖZ


Değersiz ve kalitesiz olanla olmayanı birbirinden ayırt eden okura bir yığın dolambaçlı yoldan önce kılavuzluk eden, sanatçıları besleyen, onların eserlerini gün yüzüne çıkartan eleştirinin önemini tartışmak bile gereksiz. Ama buna karşın eleştiri, değerlendirmek, çözümlemek, açıklamak işlevinden sıyrılıp, manipüle amacıyla kullanılırsa, sanat edebiyat ortamını tahrip edici korkunç bir silaha dönüşebilir. Böylece eleştiri okuyucu ile sanatçı arasında bir köprü olmaktan öte, bu geçişi engelleyen olumsuz bir durum olarak ortaya çıkar. Sorumsuz, öngörüsüz, insafsız birinin elinde, eleştirinin nasıl canavarlaştığının örneklerini biliyoruz. Tutun ki, ön yargılı, sezgisi kıt, nefsine teslim olmuş bir eleştirmen, bir yazarın ilk kitabına hınçla saldırıyor. Bu tür yaklaşımlar acaba kaç sanatçının dünyasını ve geleceğini karartmıştır, araştırmaya değer.


Northrop Frye tam da bu sorunlardan yola çıkarak eleştirinin doğasına eğiliyor ve eleştirinin teorisini oluşturmaya çalışıyor: Nasıl eleştirelim, eleştirmen kimdir, eleştirinin işlevi nedir…



SANAT ESERİ OLARAK ELEŞTİRİ


Frye'ye göre edebî eleştirinin konusu sanattır ve eleştirinin kendisi de sanattır. Bu nedenle eleştirinin yaratım değil taklit olduğu düşüncesine karşı çıkar: “Eleştiri edebi anlatımın asalak bir biçimiymiş, kendinden önce varolan bir sanata dayanan bir sanatmış, yaratıcı gücün ikinci el bir taklidiymiş gibi geliyor. Bu kuramda eleştirmenler, sanat zevki olan ancak hem onu üretmek gücünden hem de onu himaye etmek için gerekli paradan yoksun olan entelektüellerdir; dolayısıyla sanatçıdan faydalanıp sanatçının kitlesinde gerginliği artırırken, kendilerine çıkar sağlama karşılığında kültürü topluma dağıtan kültürlü bir aracılar sınıfını oluşturur.” Ancak Frye eleştirmenin asalak ya da beceriksiz sanatçı olarak algılanmasına karşı çıkar. Eleştirinin hem edebî ortamın kalitesine hem de sanatçıya katkısı sonsuzdur. Ona göre Shakespeare ve Keats'in günümüzde sahip olduğu popülerlik her ne ise, eleştirinin yaptığı tanıtımın bir sonucudur. Eleştiri, zevk sahibi bir insanın edebiyatı nasıl kullanacağını, değerlendireceğini örnekleyerek edebiyatın toplum tarafından nasıl sindirilmesi gerektiğini gösterir.


Frye, Eleştirinin Anatomisi'nde, arketipik ya da mitik eleştiri, estetik biçim eleştirisi, tarihsel eleştiri, Ortaçağ'ın dört aşamalı eleştirisi ve İncil eleştirisi gibi eleştiri tekniğini ele alarak ayrıntılı bir şekilde inceler. Batı edebiyatındaki İncil etkisini irdeleyen yazar ilginç sonuçlara varır: “Batı edebiyatı İncil'den, başka hiçbir kitaptan etkilenmediği kadar etkilenmiştir ama 'kaynaklarına' olan tüm saygısıyla eleştirmen bu etkiye dair, böylesi bir etkinin varolduğu gerçeği dışında çok az şey bilir.”



EDEBİYAT VE MATEMATİK


Eleştirinin Anatomisi Batı edebiyatını, Batı kültürünü merkeze alır ve Northrop Frye kitapta Doğu edebiyatını, kültürünü tanımadığını bu yüzden söylediklerinin Batı için anlam taşıdığını ifade eder. Frye'nin dikkat çekici yaklaşımlarından biri edebiyat ile matematik arasında kurduğu ilişkidir. Edebiyat ile matematik arasında bir ilişki olduğunu düşünen yazar eleştiri teorisini de bir anlamda buna yaslamaya çalışır: “Edebiyat, matematik gibi, bir dildir ve bu dil kendi içinde hiçbir hakikati temsil etmez, yine de birçok hakikatin ifade edilmesi için yollar sağlayabilir.” Ama onun asıl edebiyat teorisi şudur: “Yaratma ve bilim, mit ve kavram arasındaki kopmuş ilişkileri yeniden üreten böylesi bir faaliyet, tam da benim eleştiri olarak tasavvur ettiğim şeye karşılık geliyor.”


Kitap eleştirinin doğası, kapsamı, kuramı, prensipleri ve tekniklerine toplu bir bakışı içeriyor. Kitapta şiir merkezde olmakla birlikte diğer türlerin de doğası, yapısı, sorunları ve tarihi üzerine kuşatıcı analizler, açıklayıcı bilgiler ve kullanışlı karşılaştırmalar da bulunuyor. Tüm bu özellikleri nedeniyle Eleştirinin Anatomisi, edebiyat eleştirisine, edebiyatın doğasına ilgi duyanlar için bir başucu kitabı olma özelliği sergiliyor.



Kitabın künyesi:


Eleştirinin Anatomisi


Northrop Frye


Çev:Hande Koçak


Ayrıntı Yayınları


2015


432 Sayfa


#Northrop Frye
#eleştiri
#Ayrıntı Yayınları
9 yıl önce