Şiirleriyle tanınan Alper Gencer, bu defa bir futbol hikayesi ile okurunun karşısına çıkıyor. Tuti Yayınları'ndan çıkan ve Fenerbahçeli eski yıldız futbolcu Alex de Souza'dan ilham ile kaleme alınan “Brezilyalı Kanarya”, başlangıçta bir futbol kitabı intibaını yaratıyor. Fakat kitabı okumaya başlar başlamaz kitabın sadece bir futbol kitabı olmadığı, Alper Gencer'in futbolu anlatmak istediğine vesile kılan, derin ve eğlenceli bir eser ortaya koyduğu anlaşılıyor.
Birbirinden farklı kimliklerde sekiz kişiden oluşan bir halı saha takımının, ömrünü futbola adamış bir edebiyat öğretmeni olan Bayram Hoca ile tanışmasından sonra futbol üzerinden hayatı sorguladıkları hikaye, futbola da bakış açınızı değiştirecek nitelikte. Profesyonel futbolcu olma hayallerini, kurdukları halı saha takımı ile yaşatmaya çalışan “Kadıköylü Namağluplar”, hayatlarının merkezine koydukları futbolun esrarını, bir futbol dervişi olan Bayram Hoca'dan öğrenmeye başlıyorlar. Bayram Hoca da, bir hakikat ehli edasıyla hayatın anlamını futbolun enstrümanları üzerinden 25-30 yaşlarındaki genç takıma anlatmaya koyuluyor. Kitaba adını veren Alex de Souza, nam-ı diğer Brezilyalı Kanarya ise hem halı saha takımını bir araya getiren, hem de takımın Bayram Hoca ile tanışmasına vesile olan bir futbol virtüözü olarak çıkıyor karşımıza.
Kitapta futbolseverler için 5 bin senelik futbol tarihinden, meşhur futbol yıldızlarına; unutulmaz futbol olaylarından, topun tekliği üzerinden yapılan deruni bir futbol felsefesine varana değin hemen her şey mevcut. Ama futbolla hiç ilgisi olmayanların bile bir solukta okuyabilecekleri 160 sayfalık kitabın ana mesajı; bir'lik ve beraberlik! Birbirinden farklı ideoloji ve inanca sahip insanların koca stadyumları doldurup, aynı gole sevinerek sarıldığına dikkat çeken Gencer'in açıkça söylemek istediği; ayrılıklarımıza düşüncelerimizi ve inançlarımızı bahane ettiğimiz yönünde. On iki bölümden oluşan kitap, her bölümün başına konmuş meşhur futbol aforizmaları ile açılıyor. Sadece bölüm başlarında değil, kitabın hemen tamamına yayılan bu özlü futbol sözleri, hikayeyi kuvvetlendiren hamlelere dönüşmüş. Kitabın ilham kaynağı olan Fenerbahçeli Alex'in bahsi de; çalımları, frikikleri, penaltıları, ortaları, dengesi, koşusu vesilesi ile yine her bölümde muhakkak geçiyor. Futbol dervişi Bayram Hoca'nın, anlatmak istediklerini her daim Alex'i kullanarak anlattığına şahit oluyoruz.
Hikayenin 9. Bölümü ise Alex'in takımdan ayrılma sürecini anlatıyor. Bu bölümün aktüel niteliği, hikayenin gerçeklikle ilişkisini de kuvvetlendiriyor. Brezilyalı Kanarya, sadece bir futbol kitabı değil. İnsanın futbolla ne için bu kadar ilgilendiğinin anlamının peşinde koşan bir kitap. Sekiz kişilik halı saha takımını bir Türkiye haritası gibi sahaya süren Alper Gencer'in, bütün kutuplaşmalara inat herkesin gönlüne sunduğu hikaye; kaçan gole beraber üzülelim, atılan gole birlikte sevinelim diyor. Son olarak kitaptan bir alıntı ile bitirecek olursak: “Hepimiz dünyada yaşıyoruz ya... İşte o da en büyük stadyumumuz!”.
