İlk romanı ‘On Derin Ayak İzi’ ile ‘Uluslararası Harper Collins Authonomy’ altın madalya ödülünü alan yazar Lüset Kohen Fins, yeni romanı ‘Enginar Mevsimi’ni okuyucularıyla buluşturmanın heyecanını yaşıyor.
Türkiye’den New York’a uzanan yayıncılık hayatında bir çok başarıya imza atan Lüset Kohen Fins, İstanbul’da doğmuş. 1997-2009 yılları arasında City Plus İstanbul dergisini yayınlamış, ardından New York’ta NYC Food & Mood ismiyle dört yıl boyunca şehir rehberi çıkarmış bir yazar... Hem İstanbul’un hem de New York’un metropolitan yaşamıyla harmanlanmış bir birikime sahip olmuş kendisi...
Romanlarında insan ilişkileri, kariyer seçimi, aşkın farklı yüzleri ve hayatın anlamı gibi geniş kapsamlı konuları gerçekçi bir bakış açısıyla ele alan Fins, akıcı ve samimi üslubuyla her tür okuyucunun ilgisini çekecek konulara ustaca değinmiş.
Yazarın yeni romanı ‘Enginar Mevsimi’ her ne kadar ilkbaharı çağrıştırsa da aslında içinde bambaşka anlamlar taşıyor. Öyküyü aktaran Halit karakteri son derece özgün bir dille okuyucuyla sohbet eden biri. Her şeyi eksiksiz ve dürüstçe anlatıyor. Günümüzde herkesin başına gelebilecek bir takım sıra dışı olayların, dinamik bir kurguyla aktarılıp hiç beklenmeyen bir sonla bitmesi kitabı okuyucunun gözünde ayrıcalıklı kılıyor.
Romanın asıl kahramanı babası Türk, annesi İngiliz olan Necibe Simpson. Başarılı, tuttuğunu koparan bir köşe yazarı. Mutlu, kendini dünya vatandaşı gibi hisseden biri... 2010 yılının yaz aylarını Bodrum’da geçirirken dönemin Türkiye’sinin en popüler iş adamlarından Ziya Kurt ile tanışıyor ve onunla evlenerek İstanbul’a yerleşiyor. Kurt ailesinin tüm mal varlığına bankalar tarafından el koyulmasının ardından da 2013’te Ziya ile birlikte Yunanistan’a kaçmak zorunda kalıyor. Kısa bir bocalama dönemi ona ‘hayatın getirdiği yeni döngülere uyum sağlaması gerektiğini’ öğretiyor. Oysa 2014’te Venedik’e yapacağı bir iş gezisinin hayatını çok farklı bir döngüye sürükleyeceğinden henüz habersiz.
İlk başta Korint Kanalı’ndan İstanbul’a kadar uzanan ve Venedik’in keşfedilmemiş kanallarında soluklanan bir şehir romanı okuduğunuzu düşünebilirsiniz fakat sonlara doğru anlıyorsunuz ki kitabın gerçek mesajı alt metinlerde gizli. Büyük konuşmayanların, aşkı tutkuyla karıştıranların, ne oldum değil de ne olacağım diyenlerin, hayatı ciddiye alanların, gerekirse de hayatla ve kendiyle dalga geçebilenlerin hikâyesini bir solukta okuyacaksınız…
