Haydar Ergülen, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde ayda bir gerçekleşen Şairin Yaşamı seminer dizisinin Aralık ayı programında Necip Fazıl Kısakürek’in poetikasını ve yaşamı anlattı. Necip Fazıl’ın üniversite eğitiminden, Fransa’ya gidişine; şiir, roman, tiyatro eserlerinden dergilerle münasebetlerine birçok yönünü anlatan Haydar Ergülen, Necip Fazıl’ı şair ve mütefekkir olarak değerlendirdiğini belirtti.
Haydar Ergülen, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet ilişkisine de değindi ve şairlerle ilgili anektodları da dinleyicilerle paylaştı.
“Necip Fazıl ve Nazım Hikmet’in ortak bir noktası Muhsin Ertuğrul’dur. İkisi de Muhsin Ertuğrul’u çok seviyor. Muhsin Ertuğrul da ikisini çok seviyor. Demek ki Muhsin Ertuğrul şairden anlıyormuş. İki şairi de oyun yazmaya yönelten Muhsin Ertuğrul. Necip Fazıl “Bir Adam Yaratmak” oyununu yazarken Ertuğrul’a “Sana muhteşem bir başrol yazıyorum” diyor. Oyun çıktığında büyük ilgi görüyor, bugün hala oynanıyor.”
“Nazım Hikmet ve Necip Fazıl polemikleri çok bilinir. İkisi de döneminin önemli şairleri. Necip Fazıl, Nazım Hikmet için “Nazım telkinci şairdir, ben tebliğci bir şairim.” diyor. Batıla inandığı için onu yeriyor fakat “inanmış adam” diyor bir yandan da. Nazım Hikmet’le bütün polemiklerine rağmen, onu hapishanede ziyaret ediyor ve “Bu benim rejimim olsa seni asardım ama değerini bilirdim.” ifadesinde bulunuyor. Nazım’da ona aynı sözleri söylüyor.”
Haydar Ergülen; Necip Fazıl ve Nazım Hikmet’i bir ideolojiye hapsedilmesinin şiirlerine haksızlık olduğu yönündeki eleştirisini ise şu sözlerle dile getirdi.
“Benim bu iki şair için endişem var. İkisi de günümüzde siyasi olarak değerlendiriliyor. Bunu eleştiriyorum. Necip Fazıl’ın kendisi “milli şair”lere inanmadığını söylüyor. Bana kalırsa hiçbir şair milli şair olmamalıdır. Bu onlara yapılacak en büyük kötülük olur. İster Nazım, ister Dağlarca, İster Kısakürek olsun, onları milli şair diye anmak şiirlerine haksızlık olur. Bir şairi klasik haline getirirseniz o artık okunmaz hale gelir.”
