"Elle yapılan tedavi yöntemi" olarak tanımlanan manuel terapi, çocuklardan yaşlılara kadar tüm yaş gruplarında, ortopedik ve nörolojik her türlü hastalıkta alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılabiliyor.
Manuel terapi, tıpta riskli gruplar olarak değerlendirildiğinden dışarıdan ilaç takviyesi yapılmasında tehlike görülen hamilelerde, ikinci veya üçüncü ayda başlayan bel, kalça ve kasık ağrılarına çözüm amacıyla uygulanıyor.
Bu yöntemde, dokulara yapılan masajla kaslar rahatlatılarak, hamileliğin ağrısız geçirilmesi sağlanıyor.
Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, yaptığı açıklamada, hamilelikte karnın büyümesiyle ağırlık merkezinin öne kaydığını, kalça ve bel kaslarına daha fazla ağırlık yüklendiğini belirtti.
Hamilenin kas sisteminin kuvvetli olmaması durumunda, özellikle 5 veya 7. aydan itibaren bebeğin de ağırlığının artmasıyla bel ve kalça ağrısının çok sık yaşandığını dile getiren Şenbursa, hamilelerin, dışarıdan ilaç veya cihaz müdahalesi yapılmak istenmemesi nedeniyle, bu şiddetli ağrıyı çekmek zorunda kaldığını ifade etti.
Şenbursa, manuel terapiyle bel ve kalça kaslarına binen yükü azaltarak rahatlama sağladıklarını söyleyerek, kişinin durumuna göre bir veya ortalama beş seansta ağrının giderildiğini kaydetti.
Hamilelerin, bu şekilde süreci ağrısız geçirdiğini, rahat uyuduğunu belirten Şenbursa, hamileliğin ağrısız geçmesi nedeniyle doğumun da rahat gerçekleştiğini ve bebek üzerindeki stresin azaldığını bildirdi.
Şenbursa, kadınların, hamile kalmayı planlamadan önce, kas sistemlerini kontrolden geçirerek güçlendirmesi gerektiği uyarısında da bulundu.
Altı aylık hamile Yeliz Aylan, 5. ayda kasıklarından ayaklarına kadar ağrı hissedince gittiği hastanede, doktorların "Bu acıyı hamilelik süresince çekmek zorundasın" dediğini anlattı.
Ağrılarının giderek artması ve uykusuz geceler geçirmesi üzerine fizik tedaviye başladığını ancak oradaki geçici çözümlerle acısının dindirilemediğini belirten Aylan, manuel terapiyle ise daha ilk seanstan itibaren ağrılarının geçtiğini ve rahat uyuyabildiğini kaydetti.
