|

İlk şiirde aynı heyecan

Şair Adem Turan’ın ilk baskısı 1988 yılında yapılan ilk kitabı “Artık Kuşlarını Uçur”, tekrar baskısıyla yeniden yayınlandı. Artık Kuşlarını Uçur, Adem Turan şiirinin toplu olarak görünmesine, Turan’ın şiirinin evrelerinin ortaya çıkmasına imkan sağlıyor.

Yeni Şafak
20:00 - 16/03/2015 Pazartesi
Güncelleme: 18:02 - 16/03/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
ŞAKİR KURTULMUŞ

Âdem Turan’ın 1988 yılında Yedi İklim Yayınlarından çıkan  ‘Artık Kuşlarını Uçur’ isimli ilk şiir kitabının geçtiğimiz günlerde Okur Kitaplığı’nda ikinci baskısı çıktı. İlk kitap heyecanının  şair için ne kadar özel bir anlamı, sanat hayatında özel bir yeri, ondan aldığı ayrı bir tat varsa  bu heyecanı  şair kadar olmasa da bir okur olarak ben de yaşarım. Ne zaman bir ilk kitap görsem hemen alıp okumak isterim. Adem Turan’ın  ikinci baskısı yapılan bu kitabı da gördüğümde sanki  yeni basılmış ilk kitap heyecanı  ile karşıladığımı söylemeliyim.


Adem Turan’ın, Artık Kuşlarını Uçur isimli ilk kitabındaki şiirlerde gerilim, hüzün ve aşk motiflerinin öne çıktığını söyleyebiliriz. Şairlerin ilk kitaplarında, ilk şiirlerinde olabildiği gibi, gençlik döneminin de etkisi ile aşk şiirlerinin, aşk ve duygu yüklü dizelerin   çokluğu Adem Turan’ın ilk kitabında da  görülmektedir. ’ben f orada diyorsam, işte oradadır’  gibi keskin, kararlı ifadeler içeren bir dizeyle başlar Sessizlikler şiiri. Bedeninde mavi intiharlar taşıdığını söylese de ‘dağ gibi özlemler’ çoğaltır, yüreğini serinleten, beyaz haberlerin peşinde, düşlerini  düşünceleriyle buluşturan güzellikler. Bu hali anlatmak için ‘çok sevdim, güzel sevdim’ gibi oldukça yalın ve net sözler kullanır dizelerinde.


İSTANBUL AŞKI ŞİİRDE

İstanbul aşkı, sevgilisi, sevgilisi de İstanbul’dur bu şiirlerde. Acı  bir olgunluk çağırsa da durgun sulardan, yine de deniz kopamadığı, ayrı düşmeye dayanamadığı bir şey olur şairin hayatında. Günlük yaşantı içinde karşılaştığı güçlüklerden, umutsuz bekleyişlerden, gurbetten, acılardan kaçıp sığındığı yer, ruh sığınağı dağlardır.

’Dağların arka yüzündeyim

Ne bir fazla

Ne bir eksik

Yaşıyorum’

Güzel şeylere soyunduğu, umut dolu özlemler içindeki o yıllarda, ‘soluksuz’ kalırdı ‘göklere yürümekten’. Büyük bir aşkla, azimle çıktığı bu şiir yürüyüşünün başlangıcında çizgisini belirlemiş, hedeflerini gözeten bir anlayışın, düşüncenin takipçisi olmayı ısrarla sürdürmüştür.


‘Ben ali oğlu Adem tevellüdüm  dokuzyüzaltmış / sinekçi

Babama sorarsanız tabansızın biriyim, hepsi o kadar’ 

dizeleriyle başlayan ‘Çizgi’ şiirinde çocukluğuna ait hatıraları yaşatmaktadır. Koşamam, terleyemem, yaşamayı bilmem diyen Turan, balonları bile olmayan, Rumeli masalları ile büyüyen, rüyalarına kurtarıcı gibi yetişen annesini gören genç şair, büyüdüğünü, arayışları, ilişkileri, düşünce dünyası geliştikçe daha iyi fark eder.


80 KUŞAĞININ ŞAİRİ

Adem Turan da 80 kuşağı şairlerindendir. Dönemin şairlerinin yaşadığı acıyı, bastırılmış duyguları, isyan çığlıklarını yaşamıştır O da. Kentin, şehirleşmenin insan ruhuna verdiği bezginliği, bunalımı tersyüz etmeye koyulacaktır.’ Gözlerinde dünyanın evliya yüzü’, koltuğunda Kur’an, ya da Lokman’a okuttuğu Yasin  suresi ile içini sevince dönüştürebileceğinin bilincindedir.’ Tünelden nasıl çıkılır’ sorusunun cevabını bulmaya çalışır sürekli. Kenti bir baştan bir başa dolaşırken en çok çocukların sesi mutlu eder O’nu. Çağın, günlük yaşantının getirdiği çılgın kavgaların içine girmek durumunda kalsa bile ‘içimizdeki sonsuzluk’ mutlu etmeye yetecektir. İyilikler ve güzelliklerin peşinde sürer yolculuk. Emin adımlarla kendine olan güvenle sürdürecektir yürüyüşü;


‘İşte şunlar ellerim / şunlar da gözlerim’


Kitabın künyesi:

Artık Kuşlarını Uçur

Adem Turan

Okur Yayınları

2014

72 sayfa
#Artık Kuşlarını Uçur
#Adem Turan
#Okur Yayınları
9 yıl önce