|

Kudüs'ün çocuklarına 4 nolu oda işkencesi

Uluslararası Adalet ve Hürriyet Derneği, hukukçulardan oluşan bir izleme heyetini Kudüs'e gönderdi. İsrail'in Filistin topraklarında imza attığı hak ihlallerinin önceki yıllara oranla artarak devam ettiğini belirleyen ekip, Müslüman halkın gasp edilen haklarına ve uygulanan zulümlere ilişkin bir ihlal raporu hazırladı. Raporu hazırlayan kişilerden biri olan Avukat Mahmut Doğan, tutuklanan çocukların tutulduğu Dört Nolu Oda uygulamasından, altı oyulan ya da yalan beyanlarla el koyulan tarihi Kudüs evlerine, Kudüslüleri yıldıran ev hapsi uygulamasına kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yeni Şafak ve
14:09 - 3/06/2015 Çarşamba
Güncelleme: 15:44 - 30/08/2015 Pazar
Yeni Şafak

UAHDER tarafından hazırlanan 'İşgalci İsrail'in Kudüs halkı üzerinde uyguladığı hak ihlalleri' isimli rapor çalışması tamamlandı. Çalışma sırasında hakları gasp edilen ve zulme maruz kalan aile ve bireylerle bire bir görüşmeler yapıldı ve İsrail`in Kudüs`teki Müslümanlara yönelik hak ihlalleri sınıflandırıldı.


Raporda özellikle çocuklara uygulanan hak ihlalleri göze çarparken; İsrail`in keyfi müdahaleleri esnasında gerçek mermi, gaz bombası fişeği, biber gazı, ses bombası kullandığı, tüfek dipçikleriyle saldırdığı, idari makamlara ait araçlarla tazyikli su fışkırttığı, yine idari makamlara ait araçlarla ilaçlı ve kirli su fışkırtmak suretiyle salgın hastalıklar bulaştırdığı, zırhlı araçlarla çocukların hedef alındığı, bu olaylarda çocukların yaşamlarını yitirdiği ya da kalıcı fiziksel tahribatlara uğradıkları, çocukların geleceklerini karartmak için sicillerinin bozulmaya çalışıldığı, duygusal ve psikolojik baskılarla çocukların sağlıklı büyümelerinin önüne geçilmek istendiği ve İsrail makamları tarafından çocukların gözaltında işkenceye uğratıldıkları ve kötü muameleye maruz kaldıkları, eğitim hakları engellenerek ucuz işçi olarak çalıştırıldıkları tespit edildi.



Eski evlere tadilat, yeni evlere izin yok

Özellikle çocuklara yönelik oluşturulan ve İsraillilerin adına 'Dört Nolu Oda' dedikleri gözaltı odalarında uygulanan fiziksel ve psikolojik işkencelere dair mağdurların ifadeleri de raporda yer aldı. Filistinliler için yeni ev yapımına hiçbir şekilde izin verilmemesi hatta evlere tadilat yapılmasına dahi izin verilmediği belirtilen raporda, Filistinlilerin göçe zorlanması politikasının izlendiği ve vergi ödemelerine rağmen işgal yönetiminden hiçbir belediye hizmeti alamadıkları da vurgulandı.



Kudüs'ün çocukları büyük baskı altında

Nisan ayında Kudüs'e giderek Uluslararası Adalet ve Hürriyet Derneği adına tespitlerde bulunan beş avukattan biri olan Mahmut Doğan, bire bir görüşülen birçok Kudüslü çocuğun, gözaltılar, cezaevleri ve ev hapisleri sebebiyle sınıf tekrar etmek zorunda kaldıklarını, bunun da kendilerini okuldan ve derslerden soğuttuğunu, bazı arkadaşlarının bu yüzden okulu terk ettiğini dile getirdiğine dikkat çekiyor.



Raporda yer alan bilgiye göre Kudüs'te yaşayan 15 yaşındaki R.R, UAHDER avukatlarına verdiği ifadede şöyle diyor: “Ellerim kelepçeliydi. Yüzüstü yere eğilmemi söylediler ve postallarıyla tekmelemeye başladılar. Sonra beni bir sandalyeye oturttular ve üzerime tazyikli soğuk su fışkırttılar. Çıkarken herhangi bir örtü veya elbise vermeden beni öylece terk ettiler. Hava çok soğuktu, üşüyordum… Ertesi gün başka bir görevli gelip “Şimdi seninle başka bir yol deneyeceğiz." dedi ve parmaklarıma elektrik kabloları bağladı. Artık dayanamıyordum. Suçlamaları kabul etmek zorunda kaldım…"



Plastik mermiyle evlerin camlarını kırıp içeri ilaçlı su sıkıyorlar

Avukat Mahmut Doğan, orada şahit olduğu olaylar içinde en dikkatini çeken durumlardan birinin Kudüs'teki evlere sıkılan ilaçlı ve çok kötü kokan bir sıvı olduğunu belirtiyor. Filistinlileri Kudüs'ten kaçırmak amacıyla İsrail'in uyguladığı ve sokak gösterilerini bahane ederek yaptığı müdahale sırasında önce evlerin camlarına plastik kurşun sıkılıyor ve camlar kırılıyor. Sonra da itfaiye aracından camları kırılan evlere bu kimyasal sıvı sıkılıyor. Gittikleri evlerde bu kokuya birebir şahit olduklarını söyleyen Doğan, Müslümanlar için Kudüs'te yaşamanın zorluğuna dikkat çekiyor.



Yakılarak öldürülen Hudeyr'in ailesi davayla ilgili olarak uyarıyor

Ziyaretleri sırasında geçtiğimiz yıl Ramazan ayında diri diri yakılarak öldürülen 17 yaşındaki Muhammed Hüseyin Said Ebu Hudeyr'in evinde babası ile görüşen Türk avukatlar, davayla ilgili şaşırtıcı bilgilere de ulaştı. Hudeyr'in davası 10. duruşmasını geride bıraktığı halde henüz bir karara varılmış değil ve daha önce suçlarını itiraf eden zanlılar sonradan ifadelerini değiştirdiği için dava uzamış durumda.


Ayrıca mahkemenin sanıkların akli melekelerden yoksun olduğu yönünde karar verme ihtimali var, bu durumda katiller yargılanmayacak. Şuanda cinayetle ilgili olarak tutuklanan 5 kişiden 2'sinin beraat ettiğini, cinayeti birlikte işleyen 3 kişinin de tutuksuz yargılandığını söyleyen Mahmut Doğan, Filistinli Avukatların verdiği bilgiye göre İsrail'in böyle davalarda sanıkların akıl sağlığının yerinde olmadığına karar vererek beraat ettirdiğini dile getiriyor. Bu uygulamaya göre sanıklar yaklaşık 2 yıl boyunca psikolojik tedaviye tabi tutulduktan sonra Uluslararası Yahudi Ajansı tarafından Amerika ve Kanada gibi ülkelerde tedavinin devamı bahanesiyle yurt dışına kaçırılıyor. Avukat Mahmut Doğan, Hudeyr'in babasının oğlunun katilleri için de aynı prosedürün geçerli olmasından korktuğunu belirtiyor.



Onlarca öğrenci gözaltında

Tur Bölgesindeki Rabiatül Adeviye Caddesi üzerinde 4 büyük okul olduğunu ve bu okullarda 4 bin 500 öğrenci bulunduğunu söyleyen Doğan, buralarda İsrailli polis ve askerlerin öğrencilere üst araması gibi muamelelerle sürekli gerginlik çıkarttığını ve sadece bu okullarda okuyan 12-21 yaş arası 39 öğrencinin şu anda tutuklu olduğunun altını çiziyor.


İsrail'in bütün imar planını kendi dini inanışına göre uyguladığını kaydeden Mahmut Doğan, Yahudilerin Kudüs'te başka din ve kültürden hiçbir esere yer bırakmadığını ifade ediyor. İsraillilerin trilyonlarca lira teklif ettiği evlerde kalmayı bir dava olarak gören Filistinliler ise aileleri artık kalabalıklaştığı için sığmakta zorlandıkları bu evleri asla terk etmeyeceklerini belirtiyor.




Ev Hapsi zulmü Kudüslüleri zorluyor

İsrail'in hak ihlalleri arasında çocuklara yapılanların özellikle ön plana çıktığı rapora göre, uygulanan ev hapsi cezaları Kudüslü çocuklara hayatı zindan ediyor. Avukat Mahmut Doğan, 4 Nolu Oda olarak anılan yeri şu şekilde açıklıyor; “Burası gözaltına alınan, ifade vermeyi ya da duruşmaya çıkmayı bekleyen çocukların tutulduğu yer ve 2 metrekare büyüklüğünde. İçi oldukça nemli ve rutubetli, tuvalet hücrenin içinde ve normalde burada bir veya iki kişinin kalması gerekirken buraya 7 – 8 çocuk koyuluyor."


İsrail'de tutuklama yaşı yok ama ev hapsine ya da normal hapishaneye gönderirken yaş seçimini gözetiyor diyen Doğan, “Normalde bize ev hapsi daha tercih edilebilir geliyor ancak İsrail ev hapsinin şartlarını öyle ağırlaştırmış ki avukatlar bile ailelere bu seçeneği tercih etmemelerini söylüyor" açıklamasında bulunuyor. Filistinli ailelerin verdiği bilgiye göre 'Ev Hapsi' uygulaması hem çocuğa hem ailesine ceza oluyor ve aile de çocukla birlikte eve hapsoluyor. Ailelerden hapis cezasının ev hapsi olarak uygulanması için yüksek tazminatlar isteniyor. Ayrıca çocuğun evden dışarı çıkmayacağına dair bir veya 3 kefil gösterilmesi gerekiyor. Bu kişiler aileden ya da akrabalardan olabiliyor ve çocuğun evde kalmasından sorumlu oldukları için yanından ayrılamıyorlar. Ev hapsindeki çocuklar sadece duruşma günlerinde evden çıkabiliyor. Okuyorsa okula gidemiyor, hasta ise tedavi olamıyor, küçücük bir evin içinde psikolojik bir baskı yaşıyorlar. Avukatların açıklamasına göre ev hapsindeki çocukların davaları da bilerek uzatılıyor.




Yalan beyanla ev gaspı

Hak ihlalleri raporunda dikkat çeken bir başka husus ise Kudüs'teki tarihi Filistin evlerine mahkeme kararıyla veya direk gasp edilerek el konulması. Bu mahkeme kararları hiçbir kanun gözetilmeksizin, sudan sebeplerle veriliyor, hatta bir Yahudi'nin 'burada eskiden falan aile oturuyordu' diye şahitlik etmesi, uydurma bir beyanı yeterli görülüyor. Avukat Mahmut Doğan, böyle bir durumda o evin hemen Yahudilere verildiğini oysaki evin asıl sahibi olan Filistinlilerin ellerinde tarihi belgeler ve onlarca şahitleri olduğu halde mahkemelerin bunları değerlendirmediğinin altını çiziyor.


#UAHDER
#KUDÜS HAK İHLALLERİ RAPORU
#FİLİSTİN
9 yıl önce