|

Melâmet dergisi 2. sayısı ile raflarda

Edebiyat dünyamıza yeni bir dergi daha katıldı… İlk sayısında “İşin aslı nedir?” diyerek esaslı bir sorgulamaya girişen Melâmet dergisi , kültür, sanat ve düşünce dünyamızın irtifasını yükseltmek gibi bir misyon üstlenmiş. Melamet 2. sayısında da “İşin aslı nedir?” sorusunun, sadece ilk sayının dosya konusu olmadığını belirtiyor.

Yeni Şafak
16:03 - 6/05/2015 Çarşamba
Güncelleme: 13:33 - 6/05/2015 Çarşamba
Yeni Şafak

Derginin yayın yönetmenliğini yürüten Celâl Fedai , “

Safa geldiniz erenl

er” başlıklı sunuş yazısında dergiyi şöyle tarif ediyordu: “

Melâmet, kendi ciddiyetleri içinde bir araya gelen farklı özge edaların, seslerin, biçemlerin yine kendi ciddiyetleri içinde farklı eda, ses sahibi dildaşları, karınca kararınca ağırlamak istemektedir

.” Yazı işlerini Hüseyin Karaca , editörlüklerini ise şiirde Yahya Kurtkaya , öyküde Ali Işık , düzyazıda M. Baki Efe'nin yürüttüğü Melâmet dergisi, ilk sayısında derginin kadrosunu oluşturan bu isimlerin gerçekleştirdiği bir açık oturum çerçevesinde şekillenen dikkat çekici bir dosya ile yayın hayatına başlamıştı.



Melâmet Dergisi 2. sayısı çıktı


Derginin sunuş yazısında kendilerini şöyle ifade ediyorlar... "İlk sayımızın sunuş yazısında, Celâl Fedai şöyle diyordu: “...bizim tırmanmamız gereken bir dağ var. O, orada öylece hepimizi bekliyor. Her birimiz o dağ kendi tırmanışımızla, birbirimizle diyalog halinde olarak tırmanmak durumundayız. Tırmandıkça yoldaşlarımızın da bizimle kendi dağlarını tırmanacaklarını umuyoruz. Dahası biz olalım ya da olmayalım böyle bir yolculuğunun olduğunu biliyoruz.” Bu noktayı, nazarlardan kaçırmamalı. Rahmetli İlhami Çiçek'i anarak bu bahsi kapatalım: “ve insan / -ne şu ne bu- / iyi oyunundan / sorulmayacak mıdır” Bu aynı zamanda kendimize belirlediğimiz istikameti işaret ediyor. Suretin, zahirin, verili gerçekliğin her geçen gün tahakkümünü artırdığı bir dönemde 'aslolan'ın, 'öz'ün itibarını iade edebilmek niyetinde ve muradındayız. Nasip dairesinde ne kadar yol alabilirsek... Zira Evrâdü'l-üsbû'iyye'deki bir virdine “

Bismillâhi fâtihu'l-vücûd

“ (Vücudu/varlığı açan Allah'ın adıyla) diye başlıyor, İbnü'l-Arabî. Umarız ki, o “öz”ün kendisini bize açması takdir olunur. Budur bütün çabamız. Ve bu çaba istikametinde, ikinci sayımızda “gerçeklik” üzerine yoğunlaştık. “İşin aslı”nı sorgulama noktasında kilit önem taşıyor bu kavram. Gerçeğe dair ipin ucunu bir yakalayabilirsek eğer, gerisi gelecek çünkü. Hölderlin, “

Mülklerin en tehlikelisi dil bunun için verildi insana; kendisinin ne olduğuna tanıklık edebilsin diye.

” diyor. Şahitlik bizim için önemli. Varlığımızı anlamlı kılan, yüceltecek olan o şehadet değil mi? Güncelin dayattığı gerçeğe yalancı şahit yazılmak istemeyiz..."



Melâmet Dergisi 2. sayısı ile, kitap evlerindeki yerini aldı.












#Melâmet dergisi
#İlhami Çiçek
#Bismillâhi fâtihu'l-vücûd
#Hölderlin
9 yıl önce