|

Millet cevabı sandıkta verecek

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Türkiye’yi Mısır, Ukrayna olmaktan koruyan, sandığın ortada olması ve milletin daima son sözü söylemesidir” dedi. Kurtulmuş, “7 Haziran akşamı da milletimiz, bütün kumpaslara karşı sözünü söyleyecektir” diye konuştu.

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/06/2015 Pazartesi
Güncelleme: 22:30 - 31/05/2015 Pazar
Yeni Şafak
Türkiye, siyasi tarihinin en önemli seçimlerine doğru hızla ilerliyor. 7 Haziran seçimlerine doğru son düzlükteki partiler ve adaylar, çalışmalarını iyice yoğunlaştırmış durumda. Önceki seçimlere göre CHP ve MHP tempolarını artırmış olsa da, en yoğun çalışmayı AK Parti'nin yürüttüğü görülüyor. AK Parti'nin yoğun çalışan isimlerinden birisi de, Başbakan Yardımcısı ve Ordu milletvekili adayı Prof. Dr.Numan Kurtulmuş. Seçim çalışmalarının yoğun temposu içinde Ordu'da görüştüğümüz Numan Kurtulmuş ile seçim sürecini, AK Parti'nin seçim sonrası hedeflerini, Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi ile ilgili yaklaşımlarını ve yeni dönemin tasarımını konuştuk.

ORDU'DA İLGİ BÜYÜK

Saha çalışması için Ordu'dasınız. Ordu'da durum nasıl?

Ordu, geniş bir coğrafyaya yayılmış, Türkiye'nin önemli şehirlerinden birisi. Ordu'nun büyük bölümünde çalışmaları tamamladık. Sahada büyük bir ilgi ve teveccüh ile karşılanıyoruz. Tabi bu ilgi, AK Parti iktidarında Ordu'ya ve ilçelerine yapılan yatırımlardan kaynaklanıyor.


ALLAH'TAN SANDIK VAR!

New York Times'da 'Türkiye'nin üstünde kara bulutların dolaştığı' yönünde çok tartışmalı bir yazı çıktı. Bu ve benzeri yorumlar için ne dersiniz?

Bunların hepsi algı operasyonu. Allah'tan ortada sandık var. Gezi'den itibaren sürdürülen kampanya, eğer sandık olmasaydı, Türkiye'nin sıkıntı içinde olduğu algısını yaygınlaştırabilirdi. Ama sandıkta millet, bütün odaklara ve Paralel Çeteye karşı 'Oynadığınız oyunun farkındayız ve Türkiye'yi size yedirmeyiz' dedi. Türkiye'yi Mısır, Ukrayna olmaktan koruyan, sandığın ortada olması ve milletin daima son sözü söylemesidir. 7 Haziran akşamı da böyle olacak ve milletimiz, bütün kumpaslara ve oyunlara karşı sözünü söyleyecektir.


AK Parti 13 yılda önemli icraatlara ve projelere imza attı. Peki bundan sonrası için ne vaat ediyor AK Parti?

13 yılda büyük hizmetler ve icraatlar ortaya konmuştur. AK Parti bir anlamda, Eski Türkiye'yi demonte etti, işlevsiz hale getirdi. Bundan sonraki hedef, Yeni Türkiye'yi kurmaktır. Türkiye'nin ekonomik ve siyasi reformlarını, -kim iktidarda olursa olsun- millet aleyhine çalışılamayacak şekilde kalıcı hâle getirmesi lazım. Bunun şartlarından birisi de, Başkanlık sistemini de içerecek şekilde eşitlikçi, demokratik, çoğulcu, katılımcı ve sivil bir anayasanın yapılmasıdır. AK Parti, Türkiye'yi yönetme anahtarlarını egemenlerin elinden aldı. Şimdi o anahtarların millete kalıcı olarak teslimi için yeni anayasa şarttır. Yeni Türkiye'nin inşa süreci bitmiş değildir. Ayrıcalıkları ve yönetme anahtarları ellerinden alınan egemenler, fırsatını bulup veya icat edip eski konumlarına kavuşmak istiyorlar. Bütün bu kumpasların, planların sebebi de budur. Bu şartlar altında 7 Haziran seçimi, hayati önemdedir.


DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİRECEK

Başkanlık sistemi, Yeni Anayasa hedefinin ve seçim gündeminin önemli bir başlığı. Bu sistem önerisi AK Parti için neden bu kadar önemli?

Türkiye'deki eski anlayıştan kurtulmak için, eski siyasetçilerin kenarda kalması yeterli değildir. Millete rağmen milleti kontrol eden mekanizma hala geçerli. Bunların bir kısmı değiştirildi. 2010 referandumu bu anlamda önemli bir aşamaydı. 12 Eylül anayasası, güçler ayrılığı değil, güçler parçalanmışlığı prensibi üzerine kurulmuştu. Cumhurbaşkanlığı da, bu parçalanmış siyasetin kontrol konumudur. Başkanlık sistemini de bu parçalanmışlığı giderecek ve siyasetin gücünü konsolide edecek bir çözüm olarak görüyoruz.


CHP ÖNCE KAFA KARIŞIKLIĞINDAN KURTULSUN

Muhalefet partileri, özellikle de CHP çeşitli ekonomik vaatlerle çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

CHP ve MHP'nin önceki seçimlerde yürüttüğü kimlik siyasetinden, daha somut ekonomik hedeflere yönelmesi, onlar açısından ilerlemedir. Bunu AK Parti'nin icraat eksenli politikaları etkisiyle yaptıkları da çok açık. CHP'nin seçim bildirgesi, parti içinde genel anlamda bir kafa karışıklığı olduğunu gösteriyor. Varsayalım ki CHP iktidara geldi, Kemal Derviş'in politikalarını mı uygulayacak, Zekeriya Temizel'in mi? CHP'nin seçim bildirgesinde her iki ismin temsil ettiği ekonomi anlayışlarının etkileri var. Fakat bu, bir sentezden ziyade, kafa karışıklığının sonucu. Önce bu kafa karışıklığını gidersinler ki, üzerinde konuşulabilecek bir konu olsun.



Ekonomiyi güçlendireceğiz

AK Parti'nin ekonomik rotasında bir değişiklik öngörüyor musunuz?

AK Parti bugüne değin yaptıklarıyla makro-ekonomik dengeleri sağladı. Fakat bu yetmez. KOBİ'lerin güçlendirilmesine, istihdama, üretimi artırmaya dayalı yeni bir aşamaya geçmemiz gerekiyor. Sayın Başbakanımızın açıkladığı 25 dönüşüm projesinin arkasındaki temel mantık da budur. Makro dengeleri koruyarak, mikro başarıları artırmayı hedefliyoruz. Marka şehirlerin daha hızlı öne çıktığı, üretimin arttığı, orta gelir tuzağına düşmeyen, istihdamı artıran bir yeni ekonomi aşamasına geçmemiz gerekiyor. Dış şartlar Türkiye ekonomisini elbette doğrudan etkiliyor. Fakat biz, dış dengeleri bilerek ekonomimizi içeriden güçlendirmek zorundayız.



Başkanlık Erdoğan'la ilgili değil

Başkanlık sisteminin Tayyip Erdoğan'ın şahsi bir talebi olduğu propagandası da muhalefet tarafından yoğun bir biçimde yayılıyor. Buna cevabınız ne olur?

AK Parti'nin başkanlık sistemini önermesi Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın şahsıyla alakalı değildir. Bu bir sistem meselesidir. Bakın 30 yıl sonra, şu an siyasette olanların bir çoğu siyasette, hatta bazısı hayatta olmayacak. Ama 30 yıl, bir devlet için çok kısa bir süredir. Asıl bu işi şahsileştirenler, başkanlık sisteminin Tayyip Erdoğan'ın şahsıyla ilgili olduğunu söyleyenlerdir. Eski Türkiye yanlıları, Ahmet Necdet Sezer tipi bir ismi seçtirebileceklerine ihtimal verseler, buna gerçekten inansalar, başkanlık sistemine karşı çıkmazlar. Dirençlerinin sebebi, böyle bir ihtimalin artık kalmamasıdır. Biz millete güvendiğimiz için devlet başkanını halkın seçmesini istiyoruz. Onlar da çalışsınlar ve yarışa girip kendi adaylarını seçtirsinler. Ama onlar, yarışa girmeden kazanmaya alıştıkları için başkanlık sistemine de karşı çıkıyorlar.



Barut kokuları arasında sandık zaferi çıkmaz

HDP'nin yine tehdit yoluyla oy topladığı haberleri yoğunlaştı. HDP Türkiyelileşme iddiasıyla çelişmiş olmuyor mu?

Türkiye'nin normalleşmesi ve Çözüm Süreci'nin başarıyla sonuçlandırılması için HDP'nin şiddetle ve silahla arasına mutlaka mesafe koyması gerekir. HDP'nin eski alışkanlıklarından vazgeçmeden dilini barışa ayarlaması mümkün değildir. Aslında bu seçim, HDP'nin dilini barışa ayarlaması için bir şanstır. Kobani gerekçeli 6-7 Ekim hadiselerini halk hala unutmuş değil. Barut kokuları arasında sandık zaferi ortaya çıkmaz. HDP'nin barajı aşması zor görünüyor. Hayatı boyunca baraja karşı çıkmış, buna karşı mücadele etmiş bir kimseyim. Keşke HDP ve diğer muhalefet partileri, Sayın Cumhurbaşkanımızın 30 Eylül 2013'te 'sıfır barajlı dar bölge sistemi' önerisini kabul etmiş olsaydı.





#AK Parti
#Numan Kurtulmuş
#HDP
#seçim
9 yıl önce