|

Muhafazakar Düşünce'de bu ay "Kadın" var

Muhafazakar Düşünce Dergisi bu ay, muhafazakârlık ve kadın ilişkisini bu ve benzeri negatif algılarla yüklü yaklaşımlardan sıyrılarak farklı disiplinlerin bakış açısıyla ele alan “Kadın” sayısı, Fatma Barbarosoğlu’nun Osmanlı kadın modernleşmesinin “yeni kadın” profilini kılık-kıyafet, eğitim, sosyal hayat ve çalışma hayatı üzerinden incelemeye aldığı makalesiyle başlıyor.

Yeni Şafak
15:29 - 21/11/2014 Cuma
Güncelleme: 13:36 - 21/11/2014 Cuma
Yeni Şafak

Dergi, Barbarosoğlu’nun Osmanlı kadın modernleşmesinin yalnızca eğitimle ilişkili olarak değil, farklı sınıfsal seviyelerde işgücüne katılım meselesine yer verilerek de incelenmesi gerektiği vurgusu yabana atılmaması gereken bir tespite dikkat çekiyor. Barbarosoğlu’nun makalesi edebiyatımızda özellikle romanlarda “çalışan kadın” tipinin doğuşu tartışmalarına da ışık tutuyor.


Osmanlı medeniyetiyle yoğrulan kimliği, İslam tasavvufuyla işlenmiş manevi hayatı ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yaşanan sancılarla şekillenen düşünce dünyasıyla Sâmiha Ayverdi, Cangüzel Güner Zülfikar’ın makalesiyle kadın ve muhafazakârlık ilişkisine farklı bir zaviyeden bakmamızı teşvik eden bir portreyle karşımıza çıkıyor. Güner Zülfikar’ın Ayverdi’nin muhafazakârlık anlayışını tasavvuf-taassub ekseninde konumlandırışını “ahde vefa” kavramı etrafında Ayverdi’nin eserlerinden örnekler vererek inceleyen makalesi muhafazakârlık çalışmalarına orijinal bir katkı sunuyor. 


Bülent Baloğlu’nun makalesi feminizm-din ilişkisi bağlamında kadın meselesine odaklanıyor. Baloğlu, “Âdem’in kaburgası” tartışması çerçevesinde biri Hıristiyanlık diğeri İslam dinine mensup iki kadın ilahiyatçının (sırasıyla Rosemary R. Ruether ve Riffat Hassan) benzeşen argümanları eşliğinde dinî metinlerin (Tevrat-İncil; hadisler) toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin belkemiğini oluşturup oluşturmadığını tartışmaya açıyor. Feminizm ve muhafazakârlık tartışması İlknur Meşe’nin  bu ikisinin gerilim noktalarından birini teşkil eden annelik meselesine eğildiği çalışmasıyla devam ediyor. Anneliğin günümüzde “tam zamanlı meslek” statüsü kazandığına işaret eden ve popüler anne-çocuk dergileri üzerinden ideal anneliğin nasıl bir model haline getirildiğini gösteren Meşe paranoyaklaştırılan bu modeli kadının özgürleşmesi bağlamında irdeliyor.



Kadın ve muhafazakârlık ilişkisinin en yaygın biçimde ele alınışı şüphesiz gelenek/din merkezli oduğuna dikkat çekilen derginin bu sayısında, bu minvalde yapılan iki çalışma öne çıkıyor. İpek Coşkun ve Mehdi Soleimanieh’nin makalesi, Türkiye ve İran’da başörtüsüne ilişkin birbirinin zıttı içerikli yasakların bunlardan doğrudan etkilenen kadınlar üzerinde nasıl benzer yansımalar bıraktığını inceliyor. Sümeyra Ünalan Turan’ın dindar kadının çalışma hayatında yer almasının dinî anlayış ve yaşantısı açısından sonuçlarını analiz ettiği makalesi ise karşılaşılan güçlüklerin yalnızca başörtüsünden ibaret olmadığının altını çiziyor.


Kadın dosyası, Türkiye odaklı çalışmaların sunduğu tabloyu tamamlamak üzere, Yekta Zülfikar ve Zeyneb Çağlıyan İçener’in hemen hemen aynı dönemde farklı iki coğrafyada (geç Viktoryen dönem Britanya’sı ve erken yirminci yüzyıl Çin’inde) tartışılan muhafazakârlık ve kadınların eğitimi meselesini ele alan iki makaleyi değerlendirdiği inceleme yazısıyla sona eriyor.

#Muhafazakar düşünce dergisi
#kadın
#Fatma Barbarosoğlu
#Osmanlı
9 yıl önce