|

Sedef tedavisi suiistimale açık

Ruhsal bozukluğu olan hastalar toplum tarafından bazen haksız yere nasıl damgalanabiliyorsa, bazı cilt hastaları için de aynı durum maalesef geçerli. Özellikle sedef hastaları, toplumda damgalanan bu hasta grupları arasında yer alıyor. Kronik seyreden ve hastaları özel ve sosyal hayatında oldukça etkileyen hastalığın tedavisi de bu özelliklerinden dolayı suiistimale oldukça açık.

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/03/2015 Salı
Güncelleme: 22:03 - 2/03/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
Dünyada yaklaşık 125 milyon kişi, dermansız dert olarak nitelendirilen ve genetik kaynaklı olan sedef hastalığına yakalanıyor. Hastalık sürekli dökülen kabuklar, deride ve saçtaki yaygın yaralar, eklem ağrıları ve hareket kısıtlılığı nedeniyle özel ve sosyal hayatta ciddi sıkıntılar doğurabiliyor. Maalesef toplum tarafından damgalanan hastalar arasında yer alan sedef hastalarının, yaptığı yemekler yenemeyebiliyor hastalar işe alınamayabiliyorlar ve sonuç olarak bu hastalar toplum tarafından belirli oranda dışlanabiliyor. Hiç bir şekilde bulaşıcı olmayan bu hastalık ve bu yaşananlar göz önüne alındığında sedef hastalarının yüzde 25-30’unda depresyon ve kaygı gibi psikolojik sorunlar görülüyor. Tüm bu etkenler bir araya gelince de hasta ve yakınları hekim takibinin yanında hekimine danışarak ya da danışmayarak hastalığa derman olacak birçok çare arıyor. Ama görülüyor ki; tıp dünyası tarafından kesin bir tedavisi olmadığı belirtilse de, bazı çevreler kesin bir ifadeyle “sedefi iyileştiriyoruz” diyerek hastalara ümit vadediyorlar ve hastalar da maddi ve manevi suiistimal ediliyorlar. Konuyu 01-04 Mart tarihlerinde düzenlenen 8. Uludağ Dermatokozmetoloji Günleri’nde Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan ile konuştuk. Prof. Dr. Başkan sedef hastalığı ve tedavi gerçeklerini ve tedavideki suiistimalleri anlattı. 

HASTALIĞIN GERÇEKLERİ

Halk arasında yaygın olarak bilindiği üzere basit ve deriyle sınırlı bir hastalık değil. Bağışıklık sisteminin rolü ve sistemik etkileri olan bir hastalık. Kırmızı zemin üzerinde kepeklenmelerle kendini gösteriyor. En sık diz, dirsek, saçlı deri, kuyruk sokumu gibi vücut bölgelerinde birkaç santimetre çapında kırmızı-kepekli döküntüler şeklinde görülüyor. Çok az sağlam deri bölgesi bırakacak kadar yayılabiliyor veya tüm vücut derisi kızarıp, kepeklenebiliyor. Hastaların yüzde 5 ile 10’unda eklemler de tutulabileceğinden eklem hareketleri zamanla sertleşebiliyor ve ağrılı hale geliyor. Eklem tutulumu erken tedavi edilmezse kalıcı eklem bozuklukları oluşabiliyor. 

SEDEF BULAŞICI DEĞİL

Sedef hastalığında en yaygın yanlış inanış hastalığın bulaşıcı olduğu. Sedef hastasına dokunarak, aynı havuza girerek veya yakın ilişkide bulunarak sedef hastası olunmuyor. Sedef hastaları ile birarada olmanın tıbbi bir riski bulunmuyor. 

TEDAVİ İÇİN KİME GİDİLECEK

Sedef hastalığı doğru tedavi ile kontrol altına alınabiliyor ve uzun süren iyilik dönemleri sağlanabiliyor. Sedef hastalarının alanında deneyimli, güncel gelişmeleri takip eden, yeni tedaviler hakkında bilgi sahibi olan ve bilimsel yönü ağırlıklı güven duyulan bir doktora gitmeleri gerekiyor. Deneyimli üniversite ve araştırma hastanelerimiz bulunuyor. 

HASTA HAKKINI ARAMALI

Türk Dermatoloji Derneği sedef başta olmak üzere dermatolojinin sık görülen ve suiistimal edilen hastalıklarına yönelik her türlü yanlış uygulamalar hakkında toplumu ve hastalarını bilinçlendirmeyi ve hastaları kandırmayı meslek edinenlerle hukuki platformda mücadele edilmesi için yardımcı oluyor. Bu anlamda dernekle irtibata geçilmesi yeterli. 

Tek bir tedavi yok 

Sedef tedavisi, bireysel bir tedavi. İlaç seçiminde ve tedavi süresinde belirleyici olan; hastalığın yaygınlığı, belirtilerin yerleşim yeri, tırnakların tutulum şiddeti ve eklem tutulumu, daha önceki tedavilere yanıt, hastalığın nasıl seyrettiği gibi özelliklerdir. Hastanın cinsiyeti, yaşı, genel durumu, doğurganlık durumu da göz önüne alınır. Diğer bir deyişle suiistimalcilerin iddia ettiği gibi tüm sedef hastalarına iyi gelen tek bir tedavi yöntemi yoktur.


Sabun ve şampuanla geçer mi?

Sabun ve şampuanla kesin tedavi olunmuyor. Sanki özel olarak şampuan, sabun ve kremler varmış gibi gösteriliyor. Bitkisel karışımlar ilaçmış gibi satılıyor. 


Mucize tedavi yok 

Sedefin kesin çözümünü bulduğunu iddia eden ve bitkisel yöntemlerle yapılmış karışımları satan kişi veya kuruluşlara kanılmamalı. Bunlar geçici bir iyilik hali sağlasa bile; gerçekten çare olsa dermatologlar zaten bu tedavileri önereceklerdir. Çevresel ve genetik faktörlerin etkisiyle hastalıkta alevlenmeler görülebildiği dönemlerde bu durumdan yararlanmak isteyen ve yetkinliği olmayan bazı kişiler sedef hastalığına karşı içeriklerini sadece kendilerinin bildiği, ruhsatı ve bilimsel dayanağı olmayan sabun, şampuan ve kremlerle  ve kurdukları sedef kliniklerinde mükemmel ve mucizevi şekilde hastalığı iyileştirdiklerini iddia ediyorlar. Bu nedenle hastalar hem gerçek tedavilere ulaşmakta gecikebiliyor ve hem de maddi olarak ciddi kayba uğrayabiliyorlar. 


Tedavi seçenekleri 

Bazen şikayetlerin giderilebilmesi için çok sayıda ilacın bir arada kullanılması gerekebiliyor. Burada önemli olan sedef tedavisinin kişiye özgü olması. İlaç seçiminde ve tedavi süresinde belirleyici olan hastalığın yaygınlığı, belirtilerin yerleşim yeri, tırnakların tutulum şiddeti ve eklem tutulumu, daha önceki tedavilere yanıt, hastalığın nasıl seyrettiği gibi özellikler oluyor. Kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavisi de uzun soluklu oluyor. Deri yüzeyindeki kepekleri uzaklaştıran ilaçlar, sentetik D Vitamini, kalsinörin inhibitörleri ve ve fototerapi (UVB) ayrı ayrı ya da kombinasyon şeklinde uygulanıyor. Yerel tedavilere dirençli saçlı deri, yüz, genital bölge, kıvrım yeri, tırnak tutulumlu ve yaygın olgularda ilaç tedavisinin yanı sıra  PUVA tedavisi uygulanıyor.  Bunlara yanıt vermeyen olgularda son yıllarda biyolojik ajanlar da kullanılıyor.

#Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan
#sedef hastalığı
#UVB
9 yıl önce