|

Son proje Demirtaş

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Erdoğan düşmanlarının son projesinin HDP ve Demirtaş olduğunu söyledi. HDP’nin Türkiye partisi değil, Kürtlerin CHP’si olma yolunda ilerlediğini belirten Akdoğan, Demirtaş’a, “Nişantaşı’na güzel laflar ediyorsun da peki Türkiye’ye ne söylüyorsun?” diye sordu.

Yeni Şafak ve
04:00 - 20/04/2015 Pazartesi
Güncelleme: 01:22 - 20/04/2015 Pazartesi
Yeni Şafak

13 yıllık AK Parti iktidarının kazanımlarını konsolide edecek genel seçime 2 aydan az bir süre kaldı. 'Yeni Türkiye' hedefine yönelik atılacak adımlar açısından 7 Haziran seçimlerinin önemi çok büyük. Bu önem, seçim günü yaklaştıkça kamuoyunu etkileyecek eylem ve söylemlerin keskinleşmesini de artırıyor. Bunlardan biri de kuşkusuz geçtiğimiz hafta yaşanan Ağrı'daki çatışma. Ağrı olayları, kamu düzeninin korunması konusundaki hassasiyetini koruyan AK Parti'ye yüklenmek isteyenler için adeta bir fırsat oldu. Ben de bu hafta sorularımı Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a yönelttim. Akdoğan, çözüm sürecinin geldiği aşamadan Ağrı olaylarına, 7 Haziran'ın siyasal öneminden yeni anayasaya kadar bütün soruları, her zamanki kuşatıcı ve derinlikli bakışıyla cevapladı.



Türkiye önemli bir seçime giderken yine çözüm süreci üzerinden bir kışkırtma ile karşı karşıya kalındı. HDP'nin Ağrı olayı ile ilgili açıklamasını nasıl buldunuz?


HDP, buna provokasyon diyor, ama bu provokasyon değildir. Provokasyon o silahlı unsurların, teröristlerin halka karışmasıdır. Orada baskı kurması, siyasi propaganda yapmasıdır. Bu normal sayılamaz ve müsamaha gösterilemez. Bundan sonra da bu konunun üzerine daha kararlılıkla gidilecektir.



HDP'nin silahlı unsurlara çağrıda bulunması gerektiğini söylemiştiniz. Neden çağrıda bulunmalı?


Eğer HDP bir şekilde silahın ve baskının gölgesinde oy toplamaya çalışırsa bu oylarını şaibeli hale getirir. 'Ben şu kadar oy aldım' diyemez. İnsanlar 'sen silah zoruyla aldın bu oyu' derler. HDP bu sebeple silahlı unsurların bu bölgeyi terk etmesi için çağrı yapmalıdır demiştim.



DANIŞIKLI DÖĞÜŞ HDP İLE MHP ARASINDA


Devlet Bahçeli, Ağrı'da yaşanan olayla ilgili, AK Parti ile HDP arasında bir danışıklı döğüş olduğu imasında bulundu. Bu ima için ne dersiniz?


HDP ile bizim aramızda danışıklı döğüş olamaz; ama onların arasında adı konulmamış bir danışıklı döğüş, kayıkçı kavgası hep olur. HDP de, MHP de birbirinin karşısına kendisini konumlandırıp karşılıklı kutuplaşma ve gerilimle oyunu arttırmaya çalışan partilerdir. Bizim buna ihtiyacımız yok. Gerilim hiçbir zaman iktidar partilerinin işine yaramaz. İktidar partileri her zaman ülkenin huzur ortamı içinde seçime girmesini tercih eder. O yüzden bu ciddiye alınacak bir söz değil.



HDP'NİN MASKESİ DÜŞTÜ


HDP'nin son olay karşısındaki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Bu son olay HDP'nin maskesini düşürmüştür. Batı'da farklı bir imaj çizip Doğu'da her zamanki gibi baskı yoluyla oy almaya çalışacaksın. Bu kandırmaca bir şekilde ortaya çıkmış, deşifre olmuştur.



HDP ve MHP'nin birbirlerini yükselttiği iddiaları için yorumunuz ne olur?


MHP negatif siyaset yapan bir parti, ortaya herhangi bir politika söylem koyan bir parti değil. Bir siyasetsizlik haliyle siyaset yapıyor. Aynı şekilde HDP de bölgede gerilimden medet uman bir parti. Son dönemde yaşanan farklılık şu; HDP giderek bir projeye dönüşüyor. Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı sürecinde nasıl bir proje olarak ortaya sürüldüğünü gördük.



ŞER İTTİFAKININ PROJESİ


Kimin projesi ve kapsamı nedir projenin?


17 Aralık'tan bu yana AK Parti'ye karşı bir konsorsiyum ve şer ittifakı var. Bu ittifak birçok şeyi denedi. Partileri, liderleri bir araya getirdi, ortak çatı adaylar çıkardı. Baktılar ki bunlarla bir yere varılamıyor, CHP iktidar olamıyor, MHP oylarını arttıramıyor... Seçimin kaderini ne değiştirebilir diye düşünüp, tek yol olarak HDP'nin barajı geçmesi ihtimaline sarıldılar. HDP barajı aşarsa AK Parti'den bir miktar oy gidebilir, milletvekili sayısı azalabilir ve hükümet olması zorlaşabilir diye düşündüler. Tayyip Erdoğan düşmanları, AK Parti karşıtları işlerine yarayacak aktör olarak HDP'yi ve Demirtaş'ı gördüler.



Biz varsak süreç var


HDP sözcüleri bir yandan çözüm sürecini zora sokacak adımlar atarken bir yandan da AK Parti'yi ve hatta Cumhurbaşkanı'nı süreci zorlamakla suçluyor. Bu yaklaşım için ne dersiniz?


Bunlar boş konuşmalar. Çözüm sürecini Tayyip Erdoğan başlattı, AK Parti iktidarı başlattı ve devam ettiriyor. Çözüm sürecini başlatan iradeyi statükocu pozisyonuna indirgemeye çalışıyorsun da millet bunu kabul eder mi? Kürt meselesinde atılan adımları kim attı, sessiz devrimleri kim gerçekleştirdi? Bunları AK Parti yaptı, HDP de karşı çıktı. HDP sorun çıkarmaktan, engel olmaktan başka ne işe yaradı? Bizim mücadelemiz neticesinde bu gelişmeler oldu diye millete satıyorlar. Siz engelsiniz, taş koydunuz, takoz oldunuz. Mecliste hangi düzenlemeye destek verdiniz. HDP'nin bu gerilim üreten tavrı olmasaydı belki hükümet daha hızlı adımlar atabilirdi. Sürecin sahibi AK Parti'dir, mimarı Erdoğan'dır, bugün Ahmet Davutoğlu da bütün gövdesini taşın altına koymuştur. Biz varsak, süreç var.



SEÇİM ONLAR İÇİN ÖLÜM - KALIM SAVAŞI


Her seçim kendi içinde bir öneme sahiptir. Önümüzdeki seçim hangi açıdan önemli?


Önümüzdeki seçim üç sebeple çok önemlidir. Öncelikle, sivilleşme bir süreçtir, AK Parti 13 yılda Türkiye'yi normalleştirdi. Demokratik kazanım ve sivilleşmede önemli mesafeler aldık. Ama yeni Türkiye'yi inşa etmenin tam da eşiğindeyiz. Eğer burada bir tökezleme, kesinti olursa AK Parti güçlü bir şekilde iktidarını koruyamazsa o zaman bütün bu kazanımlar heba olur. Yeni Türkiye'yi inşa etme idealine sekte vurulmuş olur. Güven ve istikrar bir defa bozulursa Türkiye 2001'e de dönmez, daha eskilere gider. İkincisi vesayet odaklarıyla ciddi bir şekilde mücadele ediliyor. Bunların farklı türleri vardı ve bunlar geriletildi, zayıflatıldı. Ama son dönemde bu paralel yapı bağlamında vesayet sisteminin yeni yeni türleri ortaya çıktı. AK Parti'den hazzetmeyen bütün bu odaklar, derin devlet, paralel devlet önceki iki seçimde türlü türlü oyunlar denediler ve başarılı olamadılar. Bu odaklar önümüzdeki seçimi varlık-yokluk, ölüm-kalım savaşı olarak görüyorlar.



BU SEÇİM HAYATİ BİR SEÇİMDİR


Üçüncü önemli sebep nedir?


Üçüncüsü bölgesel bir çalkantı ve genel bir istikrarsızlık var, Ukrayna, Suriye… Türkiye burada bir istikrar abidesi durumunda. AK Parti'nin iktidarını güçlü bir şekilde koruyamaması ve zayıf hükümetler olması halinde Türkiye bu pozisyonunu kaybeder. Tabi ben bunların olacağına ihtimal vermiyorum, negatif bakmayı doğru bulmuyorum. Önümüzdeki seçimde AK Parti gücünü koruyacak. Yeni anayasanın yapılabilmesi, güven ve istikrarın sürmesi, çözüm sürecinin devam etmesi AK Parti'nin güçlü şekilde devamını gerektiriyor. Bu yüzden bu seçim hayati bir seçimdir.



Yeni Türkiye ete kemiğe bürünecek


AK Parti'nin bu seçimde halkın önüne koyduğu temel tez nedir?


Buradaki en önemli şey Yeni Türkiye idealini ete kemiğe büründürme, hayata geçirmedir. Türkiye 2002'de yoğun bakımdaydı. Önce yoğun bakımdan çıktı, sonra toparlanmaya, yürümeye başladı, ama artık koşması, uçuşa geçmesi lazım. Türkiye 13 yıllık AK Parti iktidarında çok önemli mesafeler aldı, hastayı ayağa kaldırdı ve artık herkes Türkiye'den övgüyle söz ediyor. Bu tablonun geri dönülemez bir köklü dönüşüme sebep olması lazım.



TOPLUMSAL SÖZLEŞME EL UZATMADIR


Başbakan Davutoğlu tarafından 100 maddelik Yeni Türkiye Sözleşmesi açıklandı. Bu sözleşme halka ne vaadediyor?


Daha önce 2023 vizyon belgemiz açıklanmıştı. Bunun üstüne Sayın Başbakanımız bir toplumsal sözleşme açıkladı. Bizim projelerimiz var, vizyon belgesiyle meseleye genel olarak bakışımızı ortaya koyuyoruz, bunun özeti olarak da bir toplumsal sözleşme deklare ediyoruz. Bu aslında siyasi rakiplere büyük bir meydan okuma ve çağrıdır. Gelin Yeni Türkiye'yi birlikte kuralım çağrısıdır. Yeni anayasa Yeni Türkiye'nin kurulmasının en önemli zeminidir. Aslında bu muhalefete bir el uzatmadır.



DEVLETİN BİLEĞİNİ KİMSE BÜKEMEZ


HDP sözcüleri sık sık 'Devlet aciz kaldığı için masaya oturmak zorunda kaldı' türü sözler sarf ediyor. Çözüm süreci, bir acziyetin mi, yoksa siyasi bir kararlılığın mı sonucu sayılmalı?


Biz çözüm sürecini başlattığımızda HDP bugünkü gibi Meclis'te varlık gösteremiyordu. Bu sorun çok eskilere dayanıyor, biz bu meseleyi her boyutuyla çözmek için birçok adım attık. Sosyal hizmetler, güvenlik politikaları gibi ne yapmak gerekiyorsa yaptık. Ama işin bir tarafında eli silahlı bir örgüt var. Silahı bırakması için bir takım temaslar yapıldı, istihbarat örgütümüz tarafından. Mecbur kalma diye bakılamaz buna. Devletin bileğini kimse bükemez. Devlet bir şeye mecbur kalmaz. Ama neticede ölen insanlar bizim insanımız. Devletin görevi insanları yaşatmaktır. Bu yanlış anlaşılmamalıdır. Devlet acziyetten bir şey yapmaz.



Başkanlık artık zaruret


Başkanlık sistemine karşı çıkan muhalefet bu değişikliğin Cumhurbaşkanı Erdoğan için istendiğini ifade ediyor. Bu yaklaşıma cevabınız ne olur?


Cumhurbaşkanı'nın halkın seçmesinin kabul edildiği gün sisteme yeni bir parametre girdi. Zaten sürdürülemez olan parlamenter sistem tamamen yeni bir evreye geçmiş oldu. Geçmiş dönemlerde başkanlık sistemi belki bir ideal olarak tartışılmıştı ama halkın cumhurbaşkanını seçmesi kararı ile birlikte bu artık bir zaruret halini aldı. Bu Tayyip Erdoğan'ın seçilip seçilmemesiyle ilgili bir durum değildir. Sistemin sağlıklı bir şekilde devam etmesi gereken bir konudur. Halkın cumhurbaşkanını seçmesi çok güçlü bir cumhurbaşkanı demektir. Erdoğan söz konusuysa yetkisi ne olursa olsun zaten güçlü bir Cumhurbaşkanı'dır.



Tayyip Erdoğan zaten güçlü bir Cumhurbaşkanı


Başkanlık sistemi ve yeni bir anayasanın yapılması konusu da beyannamede yer alan konular arasında. Bu değişim neden gerekli?


Türkiye'de parlamenter sistem zaten ideal bir şekilde kurulmamıştı. Darbe döneminde yapılan anayasalar bir vesayet sistemi oluşturmuş. Ortada bir vesayet sistemi var, bir de yarım yamalak bir parlamenter rejim var. Bu işlevsel olamadı, yürümedi ve tıkandı. Yarım yamalak bir parlamenter rejimle vesayet rejimi olarak kurgulanmış bir yapıyla ülke yönetilemiyordu. Yaşanan krizler de biraz bunun tezahürüydü. ANAP döneminde bir süre bu sistem idare etti ama ondan sonra 1993 ile 2003 arası tam bir fetret ve karmaşa dönemiydi. AK Parti güçlü bir şekilde iktidara gelince bu sorunu biraz tolere etti, ama biz de sorunlarla boğuştuk.



HDP Kürtlerin CHP'si


Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olmayan Demirtaş projesi, önümüzdeki seçimde başarılı olabilir mi?


Bu konsorsiyumun ortaya çıkardığı adaylar da partiler de hep kaybetti. Çünkü millet oynanan oyunu görüyor. Siz kendinizi böyle bir yapıya yani size ezeli düşman olan, sizin varlığınızı kabul etmeyen anlayışlara, odaklara kullandırtırsanız kendi kitleniz bile bunu içine sindiremez. Ben bu işbirliğinin seçime kadar götürülemeyeceğini ve bir şekilde bu ittifakın bozulacağını, bütün seçmen kitlelerinin asli mecralarına yöneleceğini düşünüyorum. Bundan dolayı da HDP'nin barajı aşamayacağını düşünüyorum.



KANDİL'E RÜŞTÜNÜ İSPATLASIN


Demirtaş'ın 'Erdoğan'ın başkan yaptırmayacağız' şeklindeki konuşması ve HDP'nin başkanlık sistemine karşı söylemleri için ne söylersiniz?


Demirtaş'ın o konuşması negatif siyasete en güzel örnektir. Ne yapacağını değil de ne yapmak istemediğini söyleyen bir anlayış. Arkadaş senin projen ne, sen ülkeye dönük tasavvurun ne? Edirne için, Bursa için ne diyorsun nasıl bir Türkiye tasavvuruna sahipsin? Nişantaşı'na güzel laflar ediyorsun da peki, Türkiye'ye ne söylüyorsun? HDP'nin tavrı, Kürtlerin CHP'si olma çabasıdır. Zihniyet olarak da öyleler. Türkiye tasavvurunu ortaya koymadan da Türkiye partisi olamazsın.



KANDİL'E RÜŞTÜNÜ İSPATLASIN


HDP'nin tam da Türkiye partisi olma iddiasıyla Türkiye'nin büyük bölümünde barışçı görünümlü bir dil kullanırken belli bölgelerde silahların gölgesine girmesi çelişkili bir tutum değil mi?


Güneydoğu'daki tavrı örgüt vesayetinde bir parti görünümüdür. Sen Türkiye partisi olmak istiyorsan önce örgütün vesayetinden kurtulacaksın. Senin bir açıklaman üzerine hemen onlar racon kesiyorsa, senin listelerini onlar belirliyorsa sen nasıl Türkiye partisi olacaksın! Sen bu şekilde ancak örgüt partisi olursun. Demirtaş önce Kandil'e karşı rüştünü ispata kalkışsın.



Kıyamet kopmaz


HDP barajı aşamazsa, Meclis'e giremezse bir temsil krizi yaşanacağını dillendirenler de mevcut. Böyle bir risk görüyor musunuz peki?


Kıyamet kopmaz, hiçbir şey de olmaz. Kürtleri sadece HDP mi temsil ediyor? Bütün partilerin içinde Kürtler var. Siyaset yapmak da illa mecliste olmakla olmuyor. Nitekim meclis dışında da birçok parti var. Bütün Kürtlerin iradesini HDP'ye endekslemek doğru bir yaklaşım değildir. Siyasette millet ne diyorsa o olur. Herkes el birliğiyle barajı aşsınlar diye mi çalışacak? Bu ülkede MHP de, CHP de barajın altında kaldı. Bunu bir problem olarak takdim etmek demokrasiye inanmamaktır. Elinde hem silah olacak hem siyaset olacak ve iki kartı birden kullanmak isteyeceksiniz. Bu şekilde düşünen bir yapının meclise girmesinin doğuracağı başka sorunlar vardır. HDP'nin meclise girmesi, oylarını arttırması, silah bırakması halinde bir anlam taşır. Burada önemli olan AK Parti'nin nasıl bir başarı yakalayacağıdır. Hayati olan AK Parti'nin güçlü olmasıdır.



İSTİKRAR İÇİN AK PARTİ


AK Parti'nin güçlü olması neden önemli?


AK Parti güçlü olmazsa ne yeni anayasa yapılır ne çözüm süreci olur ne de istikrar devam eder. Çözüm sürecinin ana aktörü, lokomotifi AK Parti'dir. AK Parti olmazsa çözüm sürecini kim yapacak, HDP mi? 'Şu parti olmazsa çözüm süreci olmaz' denilecek tek parti AK Parti'dir.



#AK Parti
#seçim 2015
#Yalçın Akdoğan
#Başbakan Davutoğlu
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Selahattin Demirtaş
9 yıl önce