|

Antalya onlar için umudun şehri oldu

Rusya'da lenfoma olduğunu öğrendikten sonra tedavi için Türkiye'ye gelen ve hayat arkadaşının da desteği ile kanseri yenen Mariia Voytko'nun masalsı öyküsü, dünyaca ünlü heykeltraş eşi Oleg Kilevski'nin ellerinden çıkan “Hayat Ağacı” heykeli ile ölümsüzleşti.

Yeni Şafak
11:00 - 26/04/2015 Pazar
Güncelleme: 08:05 - 26/04/2015 Pazar
Yeni Şafak

Türkiye ve Antalya hayranı olan çift, turizm cenneti Antalya'nın sağlık turizmi alanında da dünyanın sayılı merkezlerinden biri olma hedefine, “Hayat Ağacı”nı şehre hediye ederek katkıda bulundu.



Hayat Ağacı eseriyle Antalya'ya ve doktorlarına minnet duygularını dile getiren dünyaca ünlü heykeltıraş Oleg Kievski, 24 Nisan'da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in katılımı gerçekleştirilen törenle, “hayat vermek” anlamındaki heykeli Antalya'ya hediye etti. Hayat Ağacı, AKM'deki yerinde Antalya'nın “sağlık turizmi” simgesi olacak.



Hayatı Rusya'da değişti


Hayat Ağacı'nın Antalya'ya geliş öyküsü, Mariia Voytko adlı Rus hastanın ülkesinde lenfoma olduğunu öğrenmesi ile başladı. Basit bir öksürük; hayatının en umutlu, en umutsuz karanlığın en koyusundan aydınlığın en parlağına doğru uzanan yolculuğun başlangıcının ilk işaretiydi Mariia Voytko'nun. O da hepimiz gibi kendisine hiç dokunmayacağını düşündüğü lenf kanserinin, bedeninde büyümeye başladığını öğrendiğinde, vücudunun soğuduğunu, kanının donduğunu, yaşamın durduğunu hissetti. Hayat arkadaşı Oleg Kievsky yanındaydı. İçinde donan ruhu ısındı. O el Mariia'ya güç ve inanç oldu. Ve Oleg, Mariia elini hiç bırakmadı. Birlikte, Türkiye'ye geldiler. Onlar için güneş, deniz ve huzurun kenti Antalya, bir anda umudun, yaşamın ve geleceğin şehri oldu.



Antalya umudu oldu


Mariia ve Oleg, Antalya'ya geldiğinde, kafalarındaki onlarca soru işareti teker teker yok olmaya başladı. Doktorları Prof. Dr. İhsan Karadoğan ile yüz yüze geldiklerinde ise içlerindeki belirsizlik yerini güven duygusuna bıraktı. Türkiye'ye adım attıktan sadece 9 gün sonra Mariia ilk kemoterapisini aldı. Saçlarının döküleceğini biliyordu. Onları kazıttı ve her sabah saçları yerine umudunu kabarttı. Kaşlarını çizdi ve dudaklarına bir de gülücük koydu. Tedavisi iki Türkçe kelime de öğrendi: Maşallah ve Teşekkür ederim. Önceleri anlamadığı bu iki kelime sonraları onun kulağına gelen dünyanın en güzel melodisine dönüştü.




Sevgi iyileştirdi


6 tur kemoterapiden oluşan tedavisinde üçüncü kürden sonra hastalığın nüksetmesi durumunda kullanılmak üzere kök hücreleri toplanıp hazır duruma getirildi. Maria artık lenfoma değildi. Hayat arkadaşı ile çıktıkları bu yolda hayat ona bir kez daha gülümsedi. Tedavileri, sevgiyle sunmayı başaran Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ve Prof. Dr. İhsan Karadoğan, yalnızca hastalarının elini tutmadı, onların yüreklerine de dokundu.



Heykelle başarı öyküsü ilham verdi


Dünyanın birçok ülkesinde bulunan ve her biri farklı bir anlam taşıyan heykelleriyle ünlü Oleg yüreğine dokunan ellerden, sımsıcak gülümsemelerden ve tabi ki Mariia'nın kanserle savaşından ilham aldı. Sanatçı ismini “hayat ağacı” verdiği eseriyle Türkiye'de yaşadıkları sonu mutlu biten diğer kanser hastalarına da umut olacak hikayelerini ölümsüzleştirdi. İşte Hayat Ağacı böyle büyüdü ve yeşerdi. Oleg gittikleri kanser merkezine teşekkür etmek ve yaşamın sembolü olan bu heykelin onların hayat enerjilerini Antalya'dan yayarak tüm insanlara ulaştırması için eserini Türkiye'ye getirdi.



35 yaşındaki Mariia Voytko, lenfoma adını duyduğu andan itibaren dahil olduğu tiyatro sahnesinde, oyununu başarı ile tamamlamanın ve perdeyi mutlulukla kapatmanın tadını çıkarıyor. Yanında, ona güç veren hayat arkadaşı ve iki oğluyla birlikte…



Tam iyileşme sağlandı


Mariia Voytko'nun Hodgkin lenfoma tedavisini gerçekleştiren Prof. Dr. İhsan Karadoğan Mariia Voytko'nun yaşı ve lenfomaya eşlik eden hastalıklarının olmamasının onun için önemli bir avantajdı. Uyguladığımız tedaviye ve ilaçlara çok iyi yanıt verdi. Önemli olan, süreç boyunca hastalıktan kaynaklı herhangi bir komplikasyon yaşanmamasıydı. Başarılı bir tedaviden sonra uzun süredir “tam remisyon” dediğimiz tam iyileşme halinde takiplerine devam ediyoruz. Hodgkin lenfoma hastalarının en önemli sorunlarından biri, tedaviye ne kadar iyi yanıt vermiş olursa olsun bir dönem sonra hastalığın tekrarlamasının mümkün olabileceğidir. Hastalığın nüksetmesi durumunda daha ileri tedavi yöntemlerinden kemik iliği nakli gündeme geliyor. Başarılı bir kök hücre nakli yapabilmek için hastanın kendi kök hücrelerinin kullanılması gerekiyor. Tabi birçok kez tedavi aldıkları zaman bazen yeterli sayıda ve yeterli kalitede kök hücre toplamak mümkün olamayabiliyor. Bu yüzden özellikle yüksek riskli bu hastalarda ilerde böyle bir durum karşında kullanılmak üzere kök hücreleri saklayıp donduruyoruz” dedi.



“Gelin hep birlikte Antalya'yı kanser tedavi şehri yapalım”


Hastaların gün ışığında, hastanenin en üst katında tuvaller üzerinde resim yaparak, satranç oynayarak, müzik dinleyerek, sohbet ederek, akvaryumdaki balıkların ahenkli dansını seyrederek ya da çok sevdikleri bir program eşliğinde aldıkları tedaviler...



Kemoterapi alırken şarkı söyleyen, yoga yaparken kanseri unutan, tiyatro ile yaşama bağlanan ve sahnede hayatın gerçeklerini yaşayan hastaların tedavi olduğu Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Kanser tedavisinin en önemli parçalarından biri olan hastaya ve hasta yakınına değer verme, şefkatli ve sevecen yüreğini sunma konusunda dünyanın hiçbir yerindeki doktor ve sağlık çalışan grubu, ülkemizin önüne geçemeyecek” diyor.



Prof. Dr. Özdoğan, “Hepimiz bilmeliyiz ki, biz artık kanser tedavisinde batı kadar iyiyiz ve hatta bazı konularda daha öndeyiz. Kanser tedavisinin en önemli parçalarından biri olan hastaya ve hasta yakınına değer verme, hastaya şefkat ve sevecenlikle yaklaşma… Bunlar bizim dünyada hiçbir merkezin sahip olamadığı özelliklerimiz. En önemli eksikliğimiz ise; uluslararası nitelikte hizmet verebilecek koordineli çalışan ekiplerin yer aldığı, kanserli hasta ve yakınının yaşam kalitesi adına tüm ayrıntıların çözüldüğü kanser tedavi organizasyonlarıdır. İnanıyorum ki, bu eksiklik biz sağlık çalışanları, devlet, üniversiteler, sağlık ve turizm alanında yer alan özel sektörün hep birlikte el ele vermesi ile aşılacaktır. Mariia Voytko gibi binlerce hastanın Antalya'ya gelip sağlığına kavuşması için hepimizin çalışması gerekiyor. Antalya'nın sağlık turizminde dünya markası olması için çalışan Antalya Sağlık Turizmi Derneği (ANSAT) gibi sivil toplum kuruluşlarına ihtiyacımız var. Bu süreçte aileleri ile birlikte vakit geçirebilecekleri, sağlık turizmi adına nitelikli Mardan Palace gibi örnek tesisler var. ANSAT'a çalışmaları ve bu organizasyonda bize verdikleri destek için teşekkür ediyoruz. Doğası, tarihi ve kültürel zenginliği ile Antalya dünya markası olan bir şehir ve sağlık turizmi için Türkiye'nin ulusal ve uluslararası alanda en çok tercih edilen yeri olmayı hak ediyor” dedi.







#Antalya
#Lenfoma
#Prof. Dr. Mustafa Özdoğan
#Prof. Dr. İhsan Karadoğan
#Mariia Voytko
#Hayat Ağacı
#Menderes Türel
9 yıl önce