|

Evlat acısı gibi devlet acısı

Tahir Taner
00:00 - 11/03/2008 Salı
Güncelleme: 19:22 - 11/03/2008 Salı
Yeni Şafak
Evlat acısı gibi devlet acısı
Evlat acısı gibi devlet acısı

"Hüzün ki en çok yakışandır bize." Bu mısradaki "bize" vurgusu için rahatlıkla en derin manasını Osmanlı devletinde bulur diyebiliriz. Toplumlar için tarihlerine duydukları ilgi ve sevgi elbette çok önemlidir. Bu değer günümüzde de ilgi odağı olduğundan tarihin eski sayfaları romanlara, hikâyelere, filmlere sıkça yansımakta. Tarihçi Salih Gülen de Osmanlı'nın Gözyaşları'nda tarihî gerçekleri hikâye güzelliğiyle sunarken okuyucuyu geniş bir coğrafyada hüzün yolculuğuna çıkarıyor. Kitap, Osmanlı'nın kuruluş yıllarından çöküş dönemine kadarki zaman diliminde bu medeniyeti ayakta tutan değerleri ve bu değerleri yaşatmak için canlarını veren insanların hikâyelerini gözler önüne seriyor. Kitapta yer alan on bir hikaye, farklı zaman dilimlerinden ve toplumun farklı kesimlerinden medeniyeti besleyen değerlere dikkat çekerken bu değerlerin nasıl korunduğunun örneklerini veriyor. Yazarın hadiseleri anlatırken didaktik bir kaygı taşımaması ve mesaj kaygısıyla realiteden uzaklaşmaması kitabı daha bir değerli kılarken yarına kalma için de en önemli zemin terk edilmemiş oluyor. On bir tarihî hikâye içinde şüphesiz en etkili olanı Sultan Mehmet Reşat'ın kendisiyle konuşmalarının yer aldığı ve bir padişahın, imparatorluğunun çöküş döneminde yaşadığı iç gerilime tanıklığa çağıran “Osmanlının Gözyaşları” isimli hikaye. Sultan Reşat'ın peygamber emanetinin sergilendiği mekâna ait perdelerle kendi üzerindeki şaşaalı kıyafetini karşılaştırması okuyucunun zihninde yer edeceğe benziryor. Hamasî bir söyleyişten uzak duran Osmanlı'nın Gözyaşları bu yönüyle hem edebî hem de ciddi bir kitap. Söğüt'ten Kudüs'e uzanan bir medeniyetin sancaktarları ve onların gurur ve hüzün dolu hikâyeleri her yaştan okurun beğeneceği nitelikte.


Osmanlının Gözyaşları

Salih Gülen

Yitik Hazine Yayınları

498 sayfa





16 yıl önce