|

Reca etsem savaşa gider misiniz?

'Haydi Osmanlı Sefere!' Osmanlı ordusundaki sefer kültürünü ve sefer esnasındaki lojistiği ayrıntılı bir şekilde inceleyip, yalın bir dille veriyor. Zaman zaman padişahların savaş için askerden fikir sorduğu belirtilen kitapta, Padişah 4. Mehmed'in ordu komutanlarına "Seferim vardır. Gitmenizi reca ederim, gider misiniz?" şeklinde sorduğu anlatılıyor.

Yeni Şafak
00:00 - 7/02/2007 Çarşamba
Güncelleme: 13:22 - 23/02/2007 Cuma
Yeni Şafak
Reca etsem savaşa gider misiniz?
Reca etsem savaşa gider misiniz?

“Haydi Osmanlı Sefere!" Prut Seferi'nde Organizasyon ve Lojistik, Osmanlı İmparatorluğu'nun "Sefer" kültürünü, ordunun yapısını ve lojistik gereksinimlerinin nasıl karşılandığını ve Prut Seferini inceliyor. Osmanlı Sefer Organizasyonlarına ait bilinmeyen gerçekleri ve ayrıntıları öğrenebileceğimiz kitap, Hakan Yıldız'ın, daha önce hazırlamış olduğu tez çalışmasını ek bilgiler ve farklı bir anlayışla yorumlaması sonucu ortaya çıkmış. Hakan Yıldız'ın yaptığı çalışma, hem popüler hem de yalın bir dille anlatılan kapsamlı bir araştırma olduğu için önemli bir kaynak niteliğinde. Bugüne kadar Osmanlı lojistik yönetimini inceleyen az sayıdaki çalışma bilimsel bir dille yazıldığı için, halka pek ulaşmadı. Büyük boy kuşe kağıda basılan kitap, minyatürler ve resimler açısından da zengin. İlk bölümde, fetih gelirleri ile ekonominin devamlılığını sağlayan Osmanlı'nın, 18. Yüzyılda Avrupa'daki yeni buluşlar ve ilerlemeleri yok sayması, bunun sonucu olarak yeni silahlar kullanan ordulara karşı yenilmesi, sınırların artık genişlemeye kapanması, fetih yapılamadığı için hazinenin yeni kaynaklardan mahrum kalması, ekonominin kötü gidişi yüzünden orduya yeterli kaynak sağlanamaması ve bunun bir kısırdöngü halinde devam etmesi anlatılıyor.

TAZE EKMEK OLMAZSA SAVAŞMAYIZ

Seferlere nasıl hazırlanıldığı ele alınan bölümde, sefere çıkma kararının padişah tarafından verildiğini, ancak bazen padişahların askerden sefere çıkma konusunda fikir aldığını görüyoruz. Padişah 4. Mehmed isyan eden ve ordu içinde taraftarları bulunan Abaza Hasan Paşa'yı ortadan kaldırmak için çıkacağı seferde kapıkulu komutanlarının fikirlerini şöyle sormuş: "Kullarım Abaza Hasan dedikleri mel'un, bu sene-i mübarekede olan gazama mani olup küffara yardım eyledi ve isyanını izhar eyledi (açıkça belli etti) üzerine seferim vardır. Gitmenizi reca ederim, gider misiniz?" Orduya gerekli gıda maddelerinin, silah ve cephanenin nasıl temin edildiği, nasıl ulaştırıldığı, yani Osmanlı ordusunda lojistik geniş biçimde inceleniyor. Savaş şartlarında orduya sıcak yemek ve taze ekmek yetiştiren Osmanlı'nın bu başarısı hala hayretle karşılanıyor. Yeniçerilerin düşman topraklarına ayak basmadan önce her gün taze ekmek istedikleri, dünden kalan ekmeklere ne bakıp ne de dokundukları, günlük ekmekleri yumuşak olmaz yahut et, yağ, pirinç hisseleri düzenli verilmezse, isyan ettikleri düşünülürse, ordudaki mükemmel lojistik anlaşılabilir. Ordunun gereksinimlerinin karşılanabilmesi için orduyla birlikte savaşa, içinde cerrahların da bulunduğu doktorlar, savaşta ölen askerleri gömmek için mezar kazıcılar, ordunun geçeceği yolları temizleyen ve onaran görevliler, yiyecekleri taze tutmak ve askerlerin soğuk içecek içebilmesi için civardaki yüksek dağlardan kar getiren buzcular, aşçılar ve fırıncılar da geliyordu. Tüm bu organizasyon ordunun oldukça uzak olan sefer bölgelerine sorunsuz şekilde ulaşabilmesini ve gerektiği kadar konaklayabilmesini sağlıyordu.


17 yıl önce