Bir kabus gibi milletimizin üzerine çöken 27 Mayıs 1960 ihtilâli, bugün dahi üzerine en çok konuşulan, yorum yapılan konuların başında geliyor. Siyasal, sosyal, ekonomik ve hattâ uluslararası ilişkiler boyutlarıyla üzerinde belki on binlerce sayfalık kitaplar yazıldı, yüz binlerce makâle, köşe yazısı kaleme alındı; araştırma dosyaları, belgeseller hazırlandı, konferanslar, paneller, sempozyumlar düzenlendi. Neredeyse didik didik edilen bu dönemin en önemli tanıkları şüphesiz darbe mağduru ailelerdi.
Bu konuda ilk akla gelen isim olan Aydın Menderes, tüm yaşadıklarını, hissettiklerini ve anlatmak istediklerini Veli Sırım'a aktardı. “Adnan Menderes/ Aydın Menderes Babasını Anlatıyor” ismiyle Nesil Yayınları arasında çıkan kitap, Cumhuriyet tarihimizin en karanlık döneminde yaşanmış, ama karanlıkta kalmış yönlerini aydınlığa çıkaracak bilgi ve hatıralarla dolu. Röportajı gerçekleştiren Dr. Veli Sırım'a göre kitabın en önemli özelliği 1950-1960 yılları arasında Başbakanlık yapan bir zirve ismin en yakınlarının gözüyle, hissettikleri ve yaşadıklarını ortaya koyuyor olması. Yazar Sırım “Bu dönemi, işte bu yönüyle ele almak, tekrar hatırlamak, hatırlatmak, örnek almak ve kendimiz için bir nebzecik de olsa dersler çıkarabilmek” amacıyla Aydın Menderes'in kapısını çalmış. Yapılan röportajın sonucunda da bir solukta, büyük bir merak ve heyecanla okuyacağınız bir kitap ortaya çıkmış.
Aydın Menderes'in anlattıkları kesinlikle sıradan hatıralar değil. Henüz yürümeyi, konuşmayı yeni yeni öğrendiği bir dönemde “Başbakan oğlu” oldu Aydın Menderes. Çocukluk yıllarını henüz tamamladığı bir çağında, henüz 14-15 yaşlarında, Cumhuriyet tarihimizin ilk ve en ağır askerî ihtilaline şahid oldu. Bir Mayıs sabahı “Darbe” kelimesiyle tanıştı. Sırım'a göre bu kitabın bir diğer önemli yönü Aydın Menderes'in dilinden Menderes ailesinin sergilediği örnek duruş. Zira bu duruş hem kendilerini hem tüm ülkeyi tekrar ayağa kaldıran bir meydan okuyuştu adeta. Sanki Menderes aynasında kendini gören geniş halk kitleleri büyük bir vakar ve kararlılık timsali olmuştu. Halkın aynasından akseden Adnan Menderes sevgisi ve bağlılığı ise yine Menderes ailesinin en büyük manevî güç kaynağını teşkil etti. İşte bu benzersiz iletişimdi ki, günümüze kadar takip eden süreçte hâlâ etkilerini en güçlü şekilde hissettirmekte.
