|

Uzun bir dürüstlük; Öbür Divan

İbrahim Tenekeci, şiirleriyle olduğu kadar düz yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken üslup sahibi bir yazar. Şiirdeki sadeliğini düzyazıda da sürdürüyor Tenekeci. Son kitabı Öbür Divan'da şairin nasir olarak şahitliğini gösteriyor okuyucuya.

Gökhan Ergür
00:00 - 13/01/2014 Pazartesi
Güncelleme: 16:05 - 13/01/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Uzun bir dürüstlük; Öbür Divan
Uzun bir dürüstlük; Öbür Divan

Şair her daim toplulukların önünde yürümelidir, bu önde yürüyüş şairin yolu çok iyi bildiği için değil, yol gösterebilme yeteneğine sahip olduğu içindir. Sanatçının önde yürüme gerekliliği ne yazık ki zaman zaman yanlış anlaşılmış, sanatçı arkasına bakmadığı için bulunduğu toplumu, yani kendisini rehber olarak kabul edip takip eden insanları geride bırakmıştır. Fethi Naci İnsan Tükenmez adlı kitabında bu konuyla alakalı şunları söylüyor: 'Halk yazarı öncü olmak, halkının yürüdüğü yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır. Kitleden kopacak kadar ilerde değil elbette, kitle ile el ele, omuz omuza.' Bu sorumluluk bilinciyle yazılarını kaleme alan isimlerden biridir İbrahim Tenekeci.

VİCDAN SÜZGECİNDEN GEÇEN

Aralık ayında Profil Yayınları'ndan çıkan Öbür Divan, İbrahim Tenekeci'nin dördüncü deneme kitabı. Daha önce Uçuş Denemeleri, Son Düzlük ve Tüfeksiz Hareketler isimli kitaplarıyla okuyucusuyla buluşan yazar Öbür Divan'da Yeni Şafak gazetesinde neşrettiği yazıları toplamış bulunuyor. Diğer deneme kitaplarına göre Öbür Divan bir parça daha hacimli. Şüphesiz ki okurları sevindirecek bir haber bu. Şiirde sözü yormayan adam düz yazıda da sözü yormuyor ve olayları vicdan süzgecinden geçirip aktarıyor.

2008 yılında Ağır Misafir kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ''Yılın Şairi'' seçilen şair İbrahim Tenekeci; Sağduyu, Milli Gazete, Yeni Söz ve Yeni Şafak gazetelerinde fikriyat kalesini her daim korumuş, korumaya devam eden bir isim olarak aynı yıl 'yılın yazarı' da seçilmişti. Şiirinin yanında nesrini de benzer işçilikle örmeyi başaran şairin hem Öbür Divan hem de diğer yazıları itibariyle ayırt edici vasfı, entelektüel kelime oyunları ve kurmaca bir derinlik göstergesinden ısrarla kaçınmaya çalışmasıdır. Mümkün olduğunca yalın, sade ve net üslubu, 'merkez'i kendisinden çıkarıp önce yazısına sonra yazıda anlatılana getirme gayretinden başka bir şey değildir. Bu yönüyle aslında İsmet Özel'den ilhamla ortaya çıkan şu yargının sürdürüldüğünü fark edebiliriz: Önemli olan söylediklerimiz değil, söylediklerimizle dikkatleri nereye odaklandırdığımızdır.

KIYMETLİ KİTAPLA DOSTLUK

Fikriyat bağlamında bu değer ne yazık ki zaman zaman es geçilmiş ve şairlerin söyleyecekleri sözlerden korkulmuştur. 'Sen sadece şiir yaz' denilip 'insanı tüm gösteren aynalardan' kaçılmaya çalışılmıştır.

Genç şairlerin buradan çıkartması gereken ders şiiri yazıp kenara çekilmek değil şiirin yanına düz yazıyı da koyma gerekliliğidir. Bunun için de şüphesiz ki; iyi bir kütüphane kurmak, kıymetli kitapları okumak bu kitaplardan notlar almak ve kalemi her dem taze tutmak için yazı çalışmaları yapmak gerekir. Bahsettiklerimiz şiire ve yazıya dava gözüyle bakanlar için geçerlidir aksi halde bu aşının tutması zor. Şiirleriyle tanınan büyük bir şairin bugün dördüncü deneme kitabını okuyor olmamız bu meşakkatli çalışmaların ve bir davanın eseridir diyebiliriz.

'BİR ŞEY YAP GÜZEL OLSUN'

Mustafa Kutlu şöyle diyor: 'Bir şey yap güzel olsun. Huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin.' Öbür Divan için Kutlu hocanın sadece bu cümlelerini söyleyip susmak bile kitabın içeriğine dair birçok şeyi anlatır. Güzellik, doğruluk, dostluk, kardeşlik ve insana dair tüm iyiliklerin anlatıldığı kitapta, kötülük ve düşmanlık doğuracak tek bir cümleye dahi ulaşılamıyor. Yazdıklarını yaşadığı hayatla tasdik eden yazar bu samimi haliyle okuyucuların gözünde ve gönlünde farklı bir yere sahip oluyor haliyle. Okuduklarımızdan ve gördüklerimizden hareketle söyleyebiliriz ki İbrahim Tenekeci bugüne kadar hiçbir kirli kavganın, çıkarın, vefasızlık ve insafsızlığın yanında olmamıştır. Her daim iyinin, güzelliğin ve mazlumun yanında olan şairin ortak kabul görmesi ve güvenilmesinin nedeni de işte budur.

Öbür Divan'ı İbrahim Tenekeci şu anda İtibar Dergisi'nde Yayın Editörlüğü görevini sürdüren Ali Görkem Userin'e ithaf etmiş. Profil Yayınları'ndan 2011 yılında çıkan Kral Yolu isimli kitabında Ali Görkem Userin şöyle diyor: ''Türkiye'de kültürel ortam ve hayatın bugünkü temel meseleleriyle dünküler arasında pek bir fark yok. Bu farksızlığın sebebi ise dünün ve önceki günün meselelerinin yaklaşık bir asırdır doğru biçimde tespit edilememesi ve doğru tespit edenlerin de kıyıda köşede terk edilmiş olmalarıdır.'' Ortadaki problemler ve çözüm yolları üzerine düşünürken atladığımız temel konu insaniyet oluyor, eğri bir su terazisiyle düzgün binalar inşa edilemeyeceği gibi doğru olmayan insanlarla da düzgün bir dünya inşa edilemiyor.

Nurettin Topçu Anadolu'nun kurtuluş savaşının ruh cephesinde henüz yapılmadığını söyler. Ortada herkesin sahip çıkması gereken yetim kalmış bir dava vardır çünkü. İbrahim Tenekeci, insani ve İslami bir bakışla bu yetim kalan davanın elinden tutup ayağa kaldırma gayretinde. Bu canlanmanın ne anlama geldiğini bilmeyenler için İbrahim Tenekeci isminin neye karşılık geldiğini anlamak da kolay olmuyor, olmayacak.

Aklımdan hiç çıkmayan şöyle bir konuşma vardı İbrahim Tenekeci'nin Üzgünlük adlı kitabında:

–Baba bu ne?

–Kuş

–Niye?

Dünyaya bu çocuksu ve saf yaklaşım Öbür Divan'da da devam ediyor, masumiyeti kaybetmemek için hep mazlumları anlama gayreti içinde şair. Hep.

Kitabın Künyesi:

Öbür Divan

İbrahim Tenekci

Profil Yayınları

Aralık 2013

279 sayfa

10 yıl önce
default-profile-img