|

Bronte'nin günlüğü olsaydı

Jane Austen'ın Kayıp Anıları'nın yazarı Syrie James bu kez 'Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri' ile Bronte kardeşlerin gizemli dünyasına davet ediyor okuyucuyu. Kitap Bronte kardeşlerin yazdıkları mektuplardan yola çıkılarak kurgulanmış.

Zeynep Zelan
00:00 - 14/11/2013 Perşembe
Güncelleme: 16:43 - 14/11/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Bronte'nin günlüğü olsaydı
Bronte'nin günlüğü olsaydı

Yağmurun eksik olmadığı, engebeli ve dik bir dağın zirvesinde bir ev… Rüzgârın korkutucu bir uğultu ile estiği, soğuğun ve hastalığın kol gezdiği uzak bir köyde, birbirlerine hikâyeler anlatarak, her hikâyede yaşadıkları ıssızlıktan bir adım uzaklaşarak hayata tutunan Charlotte, Emily, Anne ve Branwell... 170 yıldır milyonlarca okuyucuyla buluşan, kitapları onlarca kez sinemaya aktarılan Bronte kardeşler… Jane Austen'ın Kayıp Anıları'nın yazarı Syrie James bu kez 'Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri' ile Bronte kardeşlerin gizemli dünyasına davet ediyor okuyucuyu. Kitap, kızkardeşlerden en büyüğü Charlotte'un kaleminden hayat hikayelerine dair yazılmış kurgusal roman-günlük niteliğinde… Bronte'lerin edebiyata duydukları ilgi ve merak, inanılmaz hayal güçleri ve sonunda cesaret edip hikayelerini yayımlamaya karar vermeleriyle bugün onları neyse ki tanıyabiliyoruz. Kitap ünlü yazarların yazarken çektikleri ıstırabı, kararsızlıklarını, coşkularını, çekincelerini sanki kendi kalemlerinden çıkmışçasına samimi bir dille anlatıyor. Öyle ki bu kitabı okuduktan sonra Bronte'lerin kitaplarını tekrar okuma isteği duyuyorsunuz.

TAKMA İSİMLE İLK KİTAPLAR

Kitapta dikkat çeken en önemli unsur dönemin kadınlarının yazar olarak kabul edilmemesinin sıkıntısı. Bronte kardeşler kitaplarını yayınlatmaya karar verirler fakat yazarının kadın olduğu anlaşılırsa yayıncılar tarafından dikkate alınmayacaklarını düşünürler. Bu yüzden bir şiir derlemesi olan ilk kitaplarını Currer, Ellis ve Acton Bell takma adıyla yayıncılara gönderirler. Uzunca bir süre Jane Eyre yayınlandıktan sonra bile babaları dahil kimse onların gerçek kimliklerini bilmez. Jane Eyre romanının başarısı ve yayıneviyle olan bir sorun yüzünden Londra'ya gidip yayıncıyla yüz yüze konuşmak zorunda kaldıktan sonra yazarın kadın olduğu kulaktan kulağa dolaşır. Ancak kardeşlerden Anne ve Emily başka kitap yazmalarına fırsat kalmadan dönemin hastalığı veremden ölürler. Daha önce iki kardeşini, ardından ağabeyi Brenwell ve sonunda Emily ve Anne'yi kaybeden Charlotte hayatının en kötü günlerini yaşar. Artık herkes tarafından tanınan bir yazardır ama mutluluğu yakalayabilmesi onu sessizce seven ve bunu ancak 8 yıl sonra itiraf eden babasının papaz yardımcısı Arthur Nichols'la evlenmesiyle olur.

MEKTUPLARI İNCELEMİŞ

Yazar James, kitabı yazarken oldukça araştırma yapmış, Bronte ailesi tarafından yazılmış mektupları ve taslakları incelemiş, ailenin yaşadığı Haworth kasabasını, kasabada bugün edebiyat müzesi olarak kullanılan Bronte'lerin Papaz Evi'ni gezmiş, orada Charlotte'un gelinliğini, duvağını, yüzüğünü ve diğer kişisel eşyalarını en ince ayrıntısına kadar incelemiş. Kitapta Charlotte Bronte'nin küçük yaşta annesini kaybedişinin ardından kardeşleriyle nasıl ilgilendiği, okul yıllarında çektiği zorluklar, kardeşleriyle birlikte bir okul açma çabaları, hikaye ve şiir yazma çabaları, sonradan Jane Eyre romanına konu olacak Constantin Heger ve karısının yanında mürebbiyelik yaptığı günler, kitapta etkileyici bir şekilde anlatılmış. Kitap, artık yeni kitaplarını okuyamayacağımız Bronte'leri yeniden onların kaleminin tadında keşfetmek isteyenler için birebir.

Kitabın künyesi:

Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri

Syrie James

Çeviren: Figen Bingül 

Everest Yayınları

490 sayfa

2013

10 yıl önce