|

Ece Ayhan''ın kayıp şiir dosyası

Tunç Tayanç, ''Adım Ece Ayhan Çağlar''da Türk şiirinin kendine mahsus isimlerinden Ece Ayhan efsanesine yepyeni katkılar sunuyor. Ayhan''ın kitaplarına almadığı şiirleri üzerinden şiirinin Garip''ten İkinci Yeni''ye kendi sesini bulmasının serüveni tartışmalarla birlikte ele alınıyor.

Ömer Yalçınova
00:00 - 21/10/2014 Salı
Güncelleme: 18:21 - 21/10/2014 Salı
Yeni Şafak
Ece Ayhan''ın kayıp şiir dosyası
Ece Ayhan''ın kayıp şiir dosyası

Ece Ayhan''ın Bütün Yort Savul''lar!''ı için artık rahatlıkla İkinci Yeni''nin bir klasiğidir denilebilir. Çünkü Bütün Yort Savul''lar! İkinci Yeni şirininin birçok karakteristik özelliğini taşır. İkinci Yeni''nin diğer şairlerinde, bu akıma tamamen aykırı, bunlardan apayrı değerlendirilebilecek şiirlerle karşılaşırız. Fakat Ece Ayhan neredeyse bütünüyle İkinci Yeni''dir. Sanki Ece Ayhan yalnızca İkinci Yeni tarzı şiirler yazmak için eline kalem almış, o tarz şiirler yazılamaz olduğunda, kalemi elden bırakmıştır. Acaba gerçekten öyle mi? Ece Ayhan yalnızca İkinci Yeni''den ibaret şiirler mi yazmış?

''Adım Ece Ayhan Çağlar…'''ı okuyana kadar bu soruları evet diye cevaplayabilirdim. Fakat işin doğrusu öyle değil. Ece Ayhan''ın gençliğine, ilk şiirlerini yazdığı döneme gittiğimiz zaman, ortaya bambaşka bir tablo çıkıyor. Zaten ortaya büyük, hatta kusursuz denilebilecek bir eser bırakmış şairlerin dokunulmazlığını, anlaşılmazlığını ancak ilk şiirlerine bakarak anlayabiliriz. Çünkü ilk şiirler, bir nevi, ileride yazılacak büyük eserin inşaat, iskelet veya tasarı halidir. O yüzden olsa gerek, onlar şairi tarafından okuyucuya gösterilmek istenmez. Çünkü bu ilk şiirlerde, ileride yazılacak büyük şiirlerin taşımadığı eksiklik, acemilik, oyun, kompleks ve etkiler bariz bir şekilde görülür. Bunları görmek, bilmek gerekir, eğer bir şairi bütünüyle anlamak ve sevmek istiyorsak. Sevginin öbür türlüsü, bir hayranlıktan ibaret kalır.

ECE AYHAN''IN YENİ ŞİİRLERİ

''Adım Ece Ayhan Çağlar…'''da Bütün Yort Savul''lar!''da bulunmayan yaklaşık yüz küsur şiir var. Önce rakam insanı şaşırtıyor. Oysa Ece Ayhan''ın az ve öz yazdığını sanır, 1950''lerde her ay edebiyat dergilerine zarflar dolusu şiir gönderdiğini bilmezdim. Bunlardan çoğu yayımlanmamış. Ece Ayhan bazı şiirlerinde ısrar etmesine rağmen, çoğu şiirini dergiler yayımlamadığından olsa gerek, gözden çıkarmış. Yayımlanan şiirlerinin büyük bölümünü de kitabına almamış. ''Adım Ece Ayhan Çağlar…'''da ise dosya haline getirilmiş, hatta içindekiler bölümü dahi hazırlanmış şiirler var. Demek ki Ayhan''ın dergilerde şiir yayımlaması, onları bir araya getirip kitap çıkarması, bir de kitabı için yayımlanmış veya yayımlanmamış şiirlerinden seçme yapması epey sancılı bir süreçmiş. Bunu onun şiirle yapmak istediğinin hemen fark edilemeyişiyle açıklayabiliriz. O yüzden sanki haksızlığa uğramış bir ilk kitapla karşı karşıyayızdır, ''Adım Ece Ayhan Çağlar…'''da. Bu, öyle bir haksızlık ki şairini bile yanıltmış; o şiirleri görmezden gelmesine sebep olmuş.

Ama öyle değil. Özellikle Ayhan''ın 1953-1956 yılları arasında yazdığı şiirler gayet sağlam, renkli ve güçlü. Diğer ifadeyle Ayhan''ın Türk şiirindeki ilk ayak sesleri. Gelecekte birkaç kuşağı etkileyecek Ece Ayhan şiirinin habercisi. Bir de 1949-1953 yılları arasında yazdıkları var. Onlar, Ayhan''ın şiir yazmaya nasıl başladığını, ilk hangi şairlerden etkilendiğini göstermesi açısından önemli. Bu iki dönem arasındaki geçiş ise İkinci Yeni''yi tekrar düşünmeye vesile olabilir. Çünkü Garip Akımı''nın hayata boş vermiş, elleri cebinde ıslık çalarak sokakları adımlayan, ''küçük adamı'', İkinci Yeni''de büyük bir boşluğun içine düşer. Bunalıma girer; onun depresyon hali, o kadar uzun sürer ki normal halinden ayırt edilemez.

GARİP''TEN İKİNCİ YENİ''YE

Ece Ayhan''ın ilk şiirlerine baktığımızda, Nazım Hikmet ve Orhan Veli etkisiyle karşılaşırız. Bilindiği üzere Metin Eloğlu''nun ilk şiirleri de öyledir. Fakat bir farkla: Metin Eloğlu''nun Garip şiiri kategorisinde değerlendirilecek şiirleri zamanında beğenilmiş, hatta o akım içinde ayrı bir tarz, ses, eda olarak iltifat görmüş. O yüzden Eloğlu, şiirlerini kolaylıkla kitaplaştırmış, Düdüklü Tencere''ye hiçbir zaman sırt çevirme gereği duymamıştır. Ece Ayhan, Garip Akımı içinde kendine has bir tarz yakalayabilmiş değil. O, Garip şiirinin başarılı örneklerinden veya iyi öykünmelerinden denilebilecek şiirler yazmış. O şiirlerde de Ece Ayhan''ın yeteneği kendini gösteriyor. Hatta Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat''ın birçok şiirinden daha iyiler. Çünkü numara çekmek, espri yapmak, konuşma diliyle yazmak, normalde Ece Ayhan şiirinin ilerleyen yıllarda da önemini kaybetmeyecek özelliklerinden.

Ece Ayhan Garip şiiri içinde kendi sesini yakalayamayacağını fark etmiş olmalı ki keskin bir dönüşle, farklı bir şiir ortaya koymaya başlar. Bu şiirler önce çok yadırganır. Pazar Postası''nda yayımlanan şiirlerine kadar da yadırgama, sindirememe, emin olamama hali devam eder. Kınar Hanımın Denizleri yayımlandığında yadırgama, takdir etmeye dönüşür.

Bütün Yort Savul''lar!''la birlikte ''Adım Ece Ayhan Çağlar…'' okunduğunda bu tırmanışa şahit oluruz. Çünkü kitaba Ece Ayhan''ın dergilerle ilişkisi, hangi şiiri ne zaman nerede yayımladığı, bunlarla ilgili onun hangi söyleşide ne söylediği de eklenmiş. İki hikayeyle bir yazıyı da unutmayalım. Kitapta Ece Ayhan''ın birer şiir olarak da okunabilecek iki hikayesi var. Olayların işlenişi, ifade edilişi tam da Ece Ayhan tarzında. Yazı ise İkinci Yeni''yle ilgili. Zekice yazılmış, ilginç bir yazı. Fakat o yazıya itiraz, o kadar zekice değil. Ve ilginçtir, itirazı yazan ve müstear bir isimle yayımlayan da yine Ece Ayhan''dır.

Her halükarda ''Adım Ece Ayhan Çağlar…'' ''Ece Ayhan efsanesine'' büyük bir katkıda bulunuyor. Kitabı yayıma hazırlayan: Tunç Tayanç.

Kitabın künyesi:

''Adım Ece Ayhan Çağlar…''

Hazırlayan: Tunç Tayançı

Yapı Kredi Yayınları

Haziran 2014

263 sayfa

9 yıl önce