|

İmza, kitabın içinde başka bir kitap

Prof. Dr. Haluk Oral, Türkiye'de imzalı kitabın kıymetinin farkına varan isimlerin başında geliyor. Nazım Hikmet'in 1897 doğumlu bir arkadaşından aldığı ilk imzalı kitapla başlıyor yolculuğu. Oral'a göre imzalı kitapta dikkat edilmesi gereken ilk husus, imzanın açık ve net olması. Kitabın kondisyonu da kıymeti belirleyen bir diğer faktör.

Yusuf Genç
00:00 - 29/09/2014 Pazartesi
Güncelleme: 19:17 - 29/09/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
İmza, kitabın içinde başka bir kitap
İmza, kitabın içinde başka bir kitap

Hiç şüphesiz kitapların kendine mahsus bir dünyası var. Müdavimleri bilirler ki bir kitapçıda ya da sahafta birkaç saat vakit geçirmek yıllık iznin büyükçe bir bölümünü kullanmaya eşdeğerdir. Öyle kuşatıcı ve huzur veren bir dünyadır burası. Kitapların dünyasına büyük kısmı Prof. Dr. Haluk Oral'ın gayretleriyle dâhil olmuş yeni bir dünya daha var. Gün geçtikçe kendi sektörünü ve piyasasını da doğuran, kendi kurallarını açıklayan ve kitap dünyasının içinde kendine mahsus bir alan açan yeni bir dünya burası; İmzalı kitaplar.

Hem çağdaş yazarlar hem de önceki çağların yazarlarının dokundukları, bir hatırayı, aziz bir kıymeti beraberinde bıraktıkları, kendi dostlarına hediye ettikleri kitapları on yıllar sonra bugün tekrar eline alıp izini sürmek elbette büyük önem taşıyor. İmzalı kitabın kendisinde taşıdığı özel hikâye de yazarın eline alıp ona temas etmesi de bu önemi belirliyor. İmzalı kitapların erbabı böyle söylüyor. İstiklal Şairi merhum Mehmet Akif'in çok yakın bir dostuna özel ithafla imzaladığı bir Safahat'ın kütüphanenizde olduğunu düşünün.

90'lı yıllarda Kanada'dan dönüş yaptığı Türkiye'de sahaf sahaf gezip imzalı kitap arayan Haluk Oral, o yıllarda imzalı kitabın ayırıcı vasfının kimse tarafından bilinmediğini söylüyor. Oral'ın özellikle imzalı kitap sormasını anlamsız gözlerle karşılayan sahaflar, yıllar içerisinde imzalı kitabın söylediği şeyin farkına varıyorlar. Bugün artık bir sektör haline gelen, kendi piyasa kurallarını büyük oranda belirleyen imzalı kitaplar, hem eski kitap satışlarını yapan hem de güncel kitapları doğrudan yazarına imzalatıp öyle satışını gerçekleşen internet siteleri üzerinden de okuyucu önüne çıkıyor.

İmzalı kitapların dünyasının kapısını aralamak için bu dünyanın bilinen üç önemli ile ismi imzalı kitapları konuştuk. İmzaların kıymeti neye göre belirleniyor, hangi kitaplar daha önemli kabul ediliyor. İmzası çıkan mühim isimleri, imzası nadir olan kıymetli yazarları tespit etmek mümkün mü, imzalı kitaplar koleksiyonerleri için ne anlam ifade ediyor? Bunlar ve benzeri soruları, imzalı kitap denilince Türkiye'de akla gelen ilk isimlerden olan Bir İmzanın Peşinde kitabının da yazarı Prof. Dr. Haluk Oral, cumhuriyet sonrası Türk edebiyatının tüm isimlerinin imzalı ilk baskılarını kütüphanesinde bulunduran şair İbrahim Tenekeci ve sahafların piri olarak bilinen Emin Nedret İşli, hepimizin dâhil olduğu büyük kitap dünyasının içindeki o özel adayı, imzalı kitapları bizim için anlattılar. İşte bugün artık bir sektör haline gelen imzalı kitapların dünyası.

Prof. Dr. Haluk Oral: Yazar ona ruh üflüyor gibidir
İmzalı kitap koleksiyonunun Türkiye'deki en önemli ismisiniz. Nasıl başladı bu tutku?

Kanada'dayken Nazım Hikmet'in bir arkadaşı ile tanıştım 1984 yılında. Bu Antalyalı bir Rum'du. Moskova'da Nazım Hikmet'le tanıştıklarında, Nazım kitabını imzalayıp ona hediye etmiş. 1984'te de bu ağabeyimiz Nazım Hikmet'in kendisine hediye ettiği o kitabı bana hediye etti. 1897 doğumlu bir ağabeyimiz idi. Bunun kıymetini burada kimse bilmez demişti. Orada o kitabı aldığımda o duygu çok hoşuma gitti, gurbetteyken sanki gerçekten Nazım Hikmet'le karşılaşmış gibi hissetmiştim. Türkiye'ye dönünce de gördüğüm, bildiğim ne kadar imzalı kitap varsa onları toplamaya başladım.

İmzalı kitabı, diğer imzasız kitaplardan sizin için ayıran şey ne peki?

Kitaba yazarın dokunmuş olması ona ruh katıyor. Kitap denilen bir obje var ama ona yazar imzasını koyduğu zaman sanki onun için bir ruh da üflüyor. Tabi ben imza günlerinde hani sıraya girilir de yazar her gelene kitap imzalar, bundan bahsetmiyorum. Bir arkadaşına imzalamasından söz ediyorum. Esprisi olan bir şey oluyor, kitabın içinde başka bir kitap gibi orada duran bir şey o.

KİMSE İMZALI KİTABI BİLMEZDİ
İmzalı kitap bir sektör haline geldi, geliyor artık.

Ben başladığımda gelmemişti. Kimsenin haberi bile yoktu. Ben toplamaya başladığımda sahaflar bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Bu adam deli midir diye. Ben 90'da Türkiye'ye döndüm ve başladım toplamaya. Bu işi ben başlattım diyebilirim yani.

KIYMETİ, NADİRLİĞİ BELİRLİYOR
Peki, kıymet neye göre belirleniyor, mesela Nazım Hikmet'ten çağdaşı bir edebiyatçı arkadaşına… Bir katalog yok sonuçta.

Belirlenmiyor. Maalesef hala da belirlenmiyor. Alıcı için ne kadar verebileceğine bağlı biraz. Belli bir borsası yok yani. Alıcıyla satıcı arasındaki mesele. Ama en net belirleyiciliği nadirliği…

Siz imzalı kitap alırken neye dikkat ediyorsunuz?

Kondisyon önemlidir. İmzanın açık ve net olması önemlidir.

EMİN OLMAYANLAR BANA SORABİLİRLER
Mesela bir imza çıkıyor, nadir ve neredeyse hiç görülmemiş. Biz nasıl anlayacağız onun doğruluğunu?

Bilen birilerine soracaklar. Önemli sahaflar var, onlara danışacaklar. Bana sorabilirler. Bazen facebook'tan arkadaşlar soruyorlar bana.

Sizin koleksiyonunuzda, size göre en kıymetli kabul ettiğiniz imza ile hala arayıp da bulamadığınız imzalar hangileri. İsimlerini öğrensek…

En değerlisi benim için az önce anlattığım Nazım Hikmet imzasıdır. Ve hala arayıp da bulamadığım ise Ömer Seyfettin imzasıdır.

Son olarak tavsiyeniz ne olur bu yönde. İmzalı kitap almak isteyenler için ne tavsiye edersiniz? Bunun bir pazarı yok sonuçta gidelim alalım diye…

Sahaflarla dost olsunlar. Bütün sahaflarla dost olsunlar arkadaş olsunlar. Başka bir yolu yok zaten bugün. Biraz nasip işidir bu çünkü. Denk gelecek ve siz alacaksınız.

Emin Nedret İşli: Hikayesi olan imza kıymetlidir
Sahafların piri deniliyor sizin için. Çok uzun yıllardır bu işin içindesiniz. İmzalı kitap bugün artık Türkiye genelinde bilinen bir şey. Bir sahaf olarak cevap verirseniz, imzalı kitapların kıymeti neye göre belirleniyor?

Birinci özellik isim olması. İkinci özellik, önemli bir isimden yine bir başka önemli isme imzalanmış olması. Fiyatı artıran ya da eksilten şey bu. Sözgelimi, iyi bir edebiyatçı, onun akranı olan bir başka edebiyatçıya imzalamış, o daha makbul bir şey. Mesela iyi bir şair, akranı iyi bir romancıya imzalamış. Şurada var işte, Atı Alan Üsküdar'ı Geçti kitabı. Rıfat Ilgaz imzalı. Kime imzalamış, senarist Bülent Oran'a imzalamış. Şimdi bu kitap, yine Rıfat Ilgaz imzalı olsun ama sözgelimi Üsküdar Lisesi'nden bir öğretmene imzalı olsaydı yine kıymetli olurdu ama bu kadar kıymetli olmazdı. Üçüncü bir nokta, imzanın ya da ithafın özellikli olması. İnce bir detay, bir husus paylaşmış olması. Filancaya selam diye yazmak var, bir de o aralarındaki dostluğu gösteren bir şey yazmak var.

Bir örnek var mı?

Tabi mesela görmüştüm yakın zamanlarda. Ümit Deniz diye meşhur polisiye romanlar yazan bir gazeteci Amerika'ya gitmiş gelmiş. Fikret Otyam da buna kitap hediye ediyor. 'Ulan Ümüüt! Amerika'yı gördün de bir şey mi oldun. Selamlar.' Böyle yazmış. Şimdi burada bir büyük dostluk, bir büyük samimiyet, bir arkadaşlık var. Ben öyle imzalar okudum gördüm ki, mesela Aziz Nesin'in Vehbi Belgil diye felsefeci bir dostuna imzaladığı kitapları gördüm, destan yazmış, mektup yazmış imzalarken. Bir de mesela birbirine zıt insanların birbirine imzaladığı kitaplar kıymetlidir. Ben mesela, Nazım Hikmet'in Peyami Safa'ya imzaladığı kitabı sattım. İthaf, sadece bir imzadan müteşekkil olmuyor. Arkasında bir hikâyesi olan ithaf daha da kıymetlendirir işi.

FABRİKASYON İMZANIN DEĞERİ YOK
Bazı kitap satış siteleri, imzalı kitap satıyorlar doğrudan. Bazı yazarlar da oturup fabrikada üretim yapar gibi imzalıyorlar…

Onların hiçbir değeri yok. Sana dahasını söyleyeyim, imza günlerinde imza attırılarak fabrikasyon gibi olan imzaların da sadece duygusal yanı vardır. Size ait olan kısmı vardır. Yoksa başka önemi yok. Örnek olarak söylüyorum asla küçümsemek için değil, Ahmet Ümit'in, İskender Pala'nın ya da Ayşe Kulin'in buna benzer fabrikasyon şekilde imzalatılan kitaplarını öyle heyecanla falan karşılamıyoruz. Orada bir hikâye yok, bir özellikli husus yok. Ha şu da olabilir, sıradan bir okuyucuya imzalıdır ama adam üç satır şiir yazmıştır. O da çok kıymetlidir.

Elinizin altından binlerce böyle kıymetli eser geçiyor. Gördüğünüz en eski tarihli imza hangisiydi?

Bir sürü eski imza gördüm. 1880'lı yıllarda atılmış imzalar, yazılmış ithaflar gördüm. Belki daha eski tarihli de görmüşümdür ama şu an hatırıma gelen bu. Ama tabiki bu anlamda kıymetli olan imzalar, Tevfik Fikret, Mehmet Akif, Necip Fazıl, Cemil Meriç…

Cemil Meriç'in imzası epey az diye biliyoruz. Az olması da kıymetli yapıyor değil mi?

Tabi söylediğin iyi oldu. O da kıymeti belirleyen bir şeydir. Bazı isimler, çok imzalar. Her yerde her tarafta vardır. Ama mesela Cemal Süreya, Oğuz Atay nadirdir. Ve çok kıymetlidir.

GÖRMEDİĞİM TEK İMZA ÖMER SEYFETTİN
İmzasını görmediğiniz kimse oldu mu?

Var tabi. Ömer Seyfettin. İmzasının olduğunu biliyoruz ama şimdiye kadar imzalı kitabını görmedim. İmzalı fotoğraf ya da mektup gördüm, ama kitap görmedim. Tevfik Fikret mesela o da çok nadir imzalamıştır. Akif'in de imzası çok çıkmaz mesela. Safahat'ı çok basılmış olmasına rağmen.

Hususen imzalayamayan isimler var bir de. Direkt aklıma gelen Sezai Karakoç mesela…

Tabi Sezai Bey'in de çok nadirdir imzaları. Bir de zaten Sezai Bey, kendini geri çeken, kapatan biridir. Bu da kitaplarına yansıyor. Eskiden imzaladığı kitaplar var sadece.

İbrahim Tenekeci: İmzalara değil, isimlere yöneldim
İmzalı kitap koleksiyonu yaptığınız pek bilinmiyor ama ben koleksiyoner olarak sizdeki tutkunun nasıl başladığını anlatmanızı isteyeceğim.

İmzalı kitap edinme merakım, bir kütüphane oluşturma isteğiyle birlikte başladı. Liste yaptım ve ona göre bir yola çıktım. Hem yaşayan önemli edebiyatçılardan kendi adıma kitap imzalatmak, hem de yaşamayanların imzalı ve nadir kitaplarını biriktirmek. Dönüp baktığımda, yirmi beş yıl geride kalmış. 1989 yılında, İsmet Özel'e kitap imzalatmıştım.

İmzalı kitabın diğerinden farkı nedir? Size ne söylüyor imzalı kitap?

Bu farkı pek düşünmedim. İmzalı kitaplar, bir yaşanmışlığı ortaya çıkarıyor. Size bir hatıra anlatıyor. Ayrıca belge özelliği taşıyor.

İmzalı kitap alırken nelere dikkat etmek gerekiyor?

Kitabın kondisyonu, nadirliği ve bir edebiyatçıya imzalanmış olması. Kendi adıma, bunlara dikkat ediyorum. Bir de, dostlukların nişanesi olarak özel imzalı kitaplar var. Onlar da güzel oluyor.

İSMET ÖZEL'İN YERİ AYRI
En kıymet verdiğiniz imzalı kitabınızı ve arayıp da bulamadığınız imzayı öğrenmek isteriz.

Öyle bir ayrıma hiç gitmedim. Fakat İsmet Özel›in yeri her zaman ayrı… Ataol Behramoğlu'na imzalı Geceleyin Bir Koşu'yu bulduğumda çok sevinmiştim. Aynı şey, Üvercinka'nın birinci baskısını bulduğumda da olmuştu. Cemal Süreya'dan kitabın kapağının tasarımı yapan Said Maden'e imzalı. Arayıp da bulamadığım bir imza olmadı. Çünkü imzalara değil, isimlere yöneldim, fazla dağılmadım, her gördüğümü almadım. Listemde yirmi isim ve üç yayınevi vardı. Evvela, onlarla ilgilendim. Bütçemi idareli kullandım. O yirmi ismin bütün külliyatını tamamladığımı söyleyebilirim. Birçoğu imzalı. Yayınevleri de bitti gibi: Yeditepe, De ve Hareket.

Bazı imzaların maddi olarak yüksek bir meblağ tuttuğunu biliyoruz. Bu kıymet neye göre belirleniyor?

Belli isimlere yöneldiğiniz andan itibaren, imzalı kitap biriktirme işinin maddi yükü artıyor. Önceden böyle değildi, koleksiyoner sayısı azdı, fiyatlar uygundu. Şimdi Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan, Tanpınar, Necatigil gibi isimlerin imzaları çok kıymetlendi. Bunun birçok nedeni var. Birincisi, aranması, talep edilmesi. Hem kitaplarının birinci baskılarının, hem de imzalarının nadir olması. Turgut Uyar'ın son imza gününde yedi kitap imzaladığı rivayet edilir. Böyle bir şey… Şunu da söyleyelim: Nihayetinde, belirleyici olan, satıcının insafı ile alıcının iştahı.

10 yıl önce