|

İncir Ağacı’ndan renkler süzülür

Nurgül Çelebi’nin dört seriden oluşan ‘’İncir Ağacı’’ hikayelerinin ilk ikisi İthaki Yayınları arasında okuyucuyla buluştu. Destina adında hasta bir genç kızın hikayesininin anlatıldığı ‘’Yarına Dokunmak’’ ve “Aşka Dokunmak” okuyucuyu hayatın ve ölümün içine çekiyor.

Yeni Şafak ve
20:57 - 1/03/2015 Pazar
Güncelleme: 18:59 - 1/03/2015 Pazar
Yeni Şafak

Süryani dili üzerine yüksek lisans yapan bir akademisyen, Nurgül Çelebi. İncir Ağacı adını verdiği dört seriden oluşan hikâyesinin ilk iki kitabı okuyucuyla şubat ayında buluştu: Yarına Dokunmak ve Aşka Dokunmak... Serinin üçüncü kitabı sadık okuyucular tarafından bekleniyor, adını da biz duyuralım; Güneşe Dokunmak… 


Tarihi roman türündeki bu seri, Mardin’li bir ailenin ciddi sağlık sorunları yaşayan genç ve güzel kızı, Destina’nın hastalığı esnasında kendi geçmişiyle yüzleşmesinin hikâyesini anlatıyor. Yolculuk 1914 yılına, Tur-Abdin bölgesinde yaşanan Seyfo Katliamına kadar uzanıyor.  

“Gerçekler hiç bu kadar acıtmamıştı. Kâbuslar her ne kadar ürpertici olsa da hayallerin karanlık yüzünü yansıttıkları için daha tatlı geliyordu. Ya da gerçekten mazoşisttim! Ama bir şeyden kesinlikle eminim! Gerçekler beyazdı. Sahte ve ihanet dolu, tıpkı benim gibi. Kâbuslarsa siyahtı. Korkutucu ama güven dolu, ölüm gibi. Bu yüzden siyahı beyaza, kâbusları gerçeklere tercih ederdim. Elimde olsaydı…” 

ÖLÜME BİLE TEBESSÜM ETMEK

Yazar, Yarına Dokunmak’ta Destina’yı anlatırken siyah rengi seçmişti. Yaşam ve ölüm ikilemi arasında gidip geldiğiniz o ince çizgi üzerinde, sonsuzluğa döner yüzünüz. Gözünüzü kamaştıran o ışığın ölümü mü yoksa yaşamı mı size bağışlayacağının ayırdına varamazsınız... Sadece ulaşmak istersiniz. İçinde bulunduğunuz belirsizlikten kurtulmak için ölümü dahi tebessümle karşılarsınız. Ve acıtır yüreğinizi o derin belirsizlik. Bu yüzden delirmek, kâbusları gerçek saymak tek kurtuluşunuz olur, tıpkı Destina gibi… Nurgül Çelebi, ikinci kitabı Aşka Dokunmak’ta Destina’nın hikâyesine devam ediyor, bu defa kırmızı bir renkle… 

Destina henüz 16 yaşındayken geçirdiği bir ameliyat sonrasında psikolojisi bozulur ve şizofrenik bir aşkla hayata tutunmaya çalışır. Yunanca ‘kader’ anlamına gelen adının ironik bir şekilde kendisine sürekli kaderin bir mahkûmu olduğunu kanıtlarcasına Destina’yla dalga geçmesi zavallı kızın ruh halini iyiden iyiye bozmuştur. Sürekli gördüğü kâbuslara bir anlam veremeyen genç kız ölüm ve yaşamın birbirine geçtiği bir boyutta yüzyıl öncesine ait bir gizemi kendisine fısıldayan ruhlarla dans ettiğinin farkında bile değildir. Farkına vardığında, kulağına fısıldayan kişinin bundan 100 yıl önce Süryani Katliamında büyük acılarla ölen büyük annesi Zilfa’nın olduğunu anlar ve ikinci kitabın kırmızı serüveni de başlamış olur. 

Yazar, kelimelerini sakinlik ve duygu dolu bir terazide hassasça tartmış öyle kaleme almış. Çelebi, okuyucularını Destina’nın hikâyesinin peşinden gitmeye mahkûm bırakıyor. Yazarla daha önce tanışmamış kitap okurlarına önerebileceğimiz acıklı, aşk yüklü bir insan hikâyesi olduğunu söyleyebilirim. Serinin üçüncü kitabı Güneşe Dokunmak’ı sabırsızlıkla bekliyoruz.


Kitabın künyesi:

Yarına Dokunmak

Nurgül Çelebi

Müptela Yayınları

2015

304 sayfa
#yarına dokunmak
#nurgül çelebi
#kitap
9 yıl önce
default-profile-img