|

İrade immensumdur!

Şu an yaşadığımız dünya kabile ile emperyalistin, mit ile teknolojinin, çevre ile merkezin ölümcül kapışmasına sahne oluyor. Pax-Americana ile nitelenen Atlantik Çağı sona ererken ‘immensum’ olan iradesini devreye sokan Yeni Türkiye sadece jeo-politik hesaplarda ve enerji denklemlerinde değil yeni dünyanın şekillenen paradigmasında da öne çıkan kilit bir ülke konumunda.

Yeni Şafak
00:57 - 18/12/2014 Perşembe
Güncelleme: 01:02 - 18/12/2014 Perşembe
Yeni Şafak
BARAN BAKUR
Batı’nın 500 yıllık hegemonyasının temel kolonları olan küresel masallar ve büyük anlatılar dönemi artık bitiyor. Batı her taraftan çözülüyor. Pax-Americana ile nitelenen Atlantik Çağı sona eriyor.

Hibrit yani melez bir jeo-politika dönemindeyiz.

Amerikan sonrası (post-Americana) dünyada, kökü ırkçılığa kadar dayanan Kant’ın revize edilmiş kozmopolitanlığıyerine İbni Haldun’un ‘asabiyesi’ öne çıkıyor. Bu asabiyeyi Batılı olmayan her liderde görmek mümkün. Putin, Avrupa ve ABD’nin Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında  Rusya’yı nasıl horladıklarını vurguluyor her fırsatta.  

Rus rönesansının teorisyenlerinden Ivan Ilyin, “Rusya parçalanmışlık ve aşağılanmadan kurtularak yeniden dirilecektir. Nasıl aşağılandığımızı unutmadık!” diyor.

Cinping, gittiği her yurtdışı gezisinde Batı’yı beş bin yılık Çin medeniyetine saygı göstermeye çağırıyor.

Son 12 yıldır her seçimden zaferle çıkmasına rağmen “diktatör” diye yaftalanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuşmasında Batılı ülkelerin artık Türkiye’ye hiza veremeyeceğini haykırıyor.

Batı dışındaki dünyada hemen herkes köklerine dönerek yeniden büyüyor.

Neo-Konfiçyüs Çin, neo-Osmanlı Türkiye ve neo-Sovyet Rusya bugün Batı›ya değil daha çok birbirlerine bakıyor. Birbirleriyle devasa ekonomik, askeri ve siyasi anlaşmalar yapıyorlar. Batı›nın olmadığı bir dünya giderek ete kemiğe bürünüyor.

YENİ BİR DÜNYANIN DOĞUM SANCILARI

Nereden bakılırsa bakılsın yeni bir dünyanın inşa sancılarını yaşıyoruz. Yeni dönemde, Batı’nın coğrafi ve düşünsel determinizminden kurtulmaya çalışan Çin, Rusya ve Türkiye gibi başarı modelleri hızla yükseliyor.

Yeni dünya düzeni bu üç aktörün talepleri ve ağırlıkları çerçevesinde yeniden kuruluyor.

Bu nedenle, Gezi’den bu yana yaşadıklarımız Türkiye’nin yeni dünya düzenindeki pozisyonu, ufku, tasavvuru, talepleri ve izlediği siyasetle yakından ilgili.

Eğer hayat bir münakaşadan ibaret olsaydı yerli ve küresel paralelciler devasa medya propagandalarıyla bugün irademizi çoktan teslim almışlardı.  

Oysa irade de kalpler de immensumdur. Yani ölçülemez ve hizaya gelemez. Yani hiçbir şey değişmez değildir.

Ekonomik olarak kalkınan Türkiye’nin siyasal büyümesine tanıklık ediyoruz. Kendi tanımını değiştiren Türkiye dünyanın ona biçtiği tanımı da tuzla buz ediyor.

Bercan Tutar’ın düşünce, strateji, sanat ve dış politikayı bir arada ele aldığı yazılarından oluşan  “Kader Karanlık Değildir” kitabı tam da bu geçiş dönemini belgesel tadında anlatıyor.

Bu yazıları okuyanlar,  Yeni Türkiye’nin nasıl bir Anadolu Ülkesi’nden bir dünya devletine doğru ilerlediğinin sadece tarihsel, kültürel, siyasi ve ekonomik faktörlerini değil bu yeni tasavvuru hakikate çeviren milli dinamizmin küresel verilerini de görüyor. 

Kitabın künyesi:

Kitap Adı: Kader Karanlık Değildir

Yazar Adı: Bercan Tutar

Yayınevi: Lore Kitap

Basım Yılı: 2014

Sayfa: 208 sayfa
#yeni dünya
#kader
#karanlık
#bercan tutar
9 yıl önce