|

İyalya'daki gladyo terörü

Gazeteci Philip Willan'ın İtalya'daki gladyo terörünü konu edinen kitabı Kuklacılar, bir yönüyle Ergenekon'a komplo diyenlerin kafa karışıklarına, bir şifre çözücü niteliği taşıyor

Hilal Güven
00:00 - 6/11/2009 Cuma
Güncelleme: 23:02 - 5/11/2009 Perşembe
Yeni Şafak
İyalya'daki gladyo terörü
İyalya'daki gladyo terörü

Kuklacılar uzun zaman Roma'da görev yapmış gazeteci Philip Willan'ın İtalya'daki gladyo terörünü konu edinen anlatısı. Daha yerinde bir ifadeyle Türk işi gladyo 'Ergenekon'un yerel öyküsünde gezinen, gezindikçe fişlemeler, cinayetler, cephanelikler, iddianameler arasında zihnî bir kargaşa içine düşen ve meseleyi tamamen kavrayamayanlar için bir başvuru kitabı. Casuslar ve komplolarla simgeleşmiş Soğuk Savaş döneminin ürünü olan esrarengiz 'Gladio', potansiyel olarak Sovyetler Birliği'nin askeri tehdidi altındaki ülkelerde, NATO tarafından örgütlenmiş bir paramiliter güçtü.İlk yapılanmasını İtalya'da bulan gladyo, ülkeyi tıpkı Türkiye'de olduğu gibi cinayetler ve bombalamaların yarattığı bir kaos evrenine hapsetti. Örgütün resmen ortaya çıkması ise, İtalya'da aşırı sağ radikal bir örgüt olan Avanguardia Nazionale üyesi Vincenzo Vinciguerra'nın 1990 yılındaki yargılanması esnasında oldu. Dönemin başbakanı Giulio Andreotti, 24 Ekim 1990 tarihinde bu yapılanmanın varlığını kamuoyuna resmen açıkladı. Daha sonra yapılan soruşturmalar, Gladyo'nun neo-faşistlerle, mafya ve mason locası ile ilişkilerini ortaya çıkardı. Aynı toz bulutunun Nato'nun uç doğu karakolu olan Türkiye'yi kaplamaması kuşkusuz beklenemezdi. Özel harp dairesi, kontrgerilla, gayr-i nizami ordu, derin devlet yahut en bilinen adıyla Ergenekon, İtalya'nın yaşadığı istikrarsızlaştırmanın Türkiye'deki etiketi haline geldi. İtalyan gladyosunun Türkiye'deki muadili Ergenekon da benzer saiklerle anlam buluyordu.


ERGENEKON ÜZERİNE DÜŞÜNMEK

20. yüzyılın ikinci yarısı her iki ülke için de darbe planları, terörist saldırılar, fail-i meçhul cinayetler demekti. İtalyan gladyosu okuması aslında bir Ergenekon okumasıdır. Zira her iki ülkede de uygulanan gerilim stratejileri ile radikal siyasi değişimlerin önüne geçilmeye çalışıldı. Devlet, ordu, iktidar, rejim, toplum aksları arasında İtalya'da cereyan etmiş ne varsa, eş zamanlı ya da bir vakit sonra Türkiye'de de eş anlamlısını buldu. Bu siyasi içerikli, bol mühimmatlı kahramanların sessiz filmi, hem kesişen hem paralel düzlemlerde aynı görüntülere sahne oldu. Ergenekon soruşturmasında bizim deneyimlediklerimiz İtalyanların 1990'larda yaşadıklarıyla türdeş. Kitapta Piazza Fontana'nın bombalanmasından 'Bologna Katliamı'na dek gladyonun izini sürmek, 12 Eylül öncesi anarşi ortamı, evvelki askeri darbe ve muhtıralar, 6-7 Eylül olayları, faili meçhul siyasi cinayetler, 'derin devlet' olgusu, Susurluk yapılanması gibi hususlar arasındaki ilişkilerin de kronolojik olarak yerli yerine oturmasını sağlıyor.Ergenekon davasına ilişkin nerede olduğumuzu ve ne yöne doğru seyredeceğimizi anlamak için İtalya'daki tecrübeye göz gezdirmek şart. Zira İtalyan gladyosu şimdiye dek Türkiye'de hakkında en çok belge ve bulgu ele geçirilen terör örgütü olan Ergenekon'un bir nevi sağlaması hükmünde. Kuklacılar Ergenekon'a bir komplo diyerek sinik bir konforla köşesine çekilenler yahut örgütün kötülüğüne koşulsuz iman edenlerin ötesinde, olan bitene makul gerekçeler getirmeye çalışan kafası karışıklar için mühim bir şifre çözücü niteliğinde.



14 yıl önce
default-profile-img