|

Korku ve dehşetin ansiklopedisi

“Korku ve Dehşet Üçlemesi”nin ilk iki kitabı olan Ve Asma Yaprakları Gibi Titreyen El ile Sağ Omuz Meleğimin Omzundaki Sağ Omuz Meleği adlı hikâye kitapları; korkunun türlü hallerini, çok çeşitli anlatım teknikleriyle harmanlayarak hem aktüel hem de evrensel örnekler sunuyor bizlere.

Yeni Şafak
20:50 - 1/03/2015 Pazar
Güncelleme: 18:55 - 1/03/2015 Pazar
Yeni Şafak
HASAN HARMANCI

“Soykırıma varan savaşlar, bombalanan kentler, nükleer patlamalar, toplama kampları, kişisel cinayetlerin bir veba salgını gibi yayılması… Bu yüzyıl, tasarlanmış olsun ya da olmasın, şiddetin her türünün hak ettiğinden çok daha fazlasına tanık oldu. Üstelik daha da fazlasına tanık olmak işten bile değil.” John Keane’in, Dost Yayınları tarafından dilimize kazandırılan, Şiddettin Uzun Yılı kitabının ilk cümleleridir bunlar. Gelecek yüzyıllarda 20. Yüzyıl denildiğinde akla gelecek ilk şey de muhtemelen korku, dehşet ve şiddet gibi kelimeler olacaktır. Nihayetinde on binlerce yıldır hiç vuku bulmamış olan “dünya savaşı” tek bir yüzyılda üstelik iki kere yapıldı. Bu şiddetin ve ortaya çıkardığı korku ve dehşetin ne kadar büyük boyutlarda olduğunu görmek için gene geçtiğimiz yüzyılın yazarlarından Franz Kafka’nın, Thomas Bernhard’ın, Jean Paul Sartre’ın, Albert Camus’nün metinlerine bakmamız bize direkt bir fikir verir. Örneğin Thomas Bernhard, Mitos Boyut Yayınlarından çıkan beş kitaplık otobiyografik serisinde, İkinci Dünya Savaşı yıllarında geçen çocukluk günlerinden bir kesit sunar. Bir bombardıman esnasında çevredeki insanlarla beraber hızla sığınağa doğru kaçarken ne tam sert, ne tam yumuşak olan ne olduğunu anlayamadığı bir cismin üstüne basar. Çocuk Bernhard bastığı şeyin ne olduğunu öğrenmek için geriye dönüp baktığında bu cismin kopmuş bir çocuk kolu olduğunu görür…


KISA VE ETKİLİ HİKAYELER

Ahmet Sarı’nın ilk hikâye kitabı, Merhamet Dilercesine Gökyüzüne Bakmak Şubat 2013’te Hece Yayınlarınca yayınlanmıştı. “Korku ve Dehşet Üçlemesi” üst başlığını taşıyan Ve Asma Yaprakları Gibi Titreyen El ile Sağ Omuz Meleğimin Omzundaki Sağ Omuz Meleği kitapları ise üçlemenin ilk iki kitabı olarak, Çizgi Kitabevi Yayınları tarafından yayınlandı. İlk hikâye kitabına tema olarak modern insanın yalnızlığını ve bedensel engelliliği seçen Sarı, kitapta bu çağın insanının hayatındaki somut veya soyut engelleri ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı. Yazar, Korku ve Dehşet Üçlemesi’nin yayımlanan bu ilk iki kitabında ise korkuya ve dehşete sebep olan şiddetin farklı zamanlarda, farklı yerlerde, pek çok farklı çeşidini aktarıyor bizlere. Ahmet Sarı’nın hikâyelerini kısa olarak yazması, en başta eserine seçtiği temayla beraber doğrudan bir etki bırakıyor okurun üzerinde. Dehşetin okuyucuya direktman sunulduğu hikâyelerden biri olan “Kasıtsız Sonuçlar Kanunu”nda, çelik-çomak oyunu esnasında bir çocuğun gözünü kaybedişi en trajik haliyle anlatılırken, bir belgesel filminden doğrudan aktarıldığını düşündüğümüz “Gözlerinde Sinekler” hikâyesinde vahşi bir hayvanın yavru ceylanı avlayıp öldürmesi konu ediliyor. 


‘RUHUN MERKEZİNDE KOSKOCA BİR GEDİK’

Trajedinin doğrudan aktarıldığı hikâyelerin yanı sıra felsefi metinlere konu olabilecek, kâinattaki yerini soran, sorgulayan, araştıran ve bu his karşısında korkup dehşete düşen kahramanların hikâyeleri de mevcut kitapta. Ahmet Sarı “Kopuk” başlıklı hikâyesinde bu tür bir varlık sancısını anlatıyor bizlere: “Kendi başından kopuk, kopuk kendi kollarından. Kendi varoluşundan kopuk, kopuk kendi parmak uçlarından. Kopuk kendi döşünden, kendi uyluk kemiğinden. Başsızdır beden, tırnaksız, saçsız. Tensiz ve bedensiz bir varoluş. Kopuk. Uçuk Savrulmuş. Eksik bir varoluş durumu bu. Eksiltili bir VARLIK YARASI. Ruhun merkezinde koskoca bir gedik. İnsan rüyaya nasıl yatarsa, boşluğu, varoluşundaki boşluğu, o kadim eksikliği tamamlama.” (s. 26) Üçlemenin ikinci kitabındaki “Aynadaki Ben” hikâyesinin kahramanı, okuduğu yazarların üslubunu, kelimeleri seçerken gösterdikleri hassasiyetleri, cümleleri arasında ortaya çıkan çağrışım zincirlerini bir hastalık seviyesinde etüt eder. Yaptığı bu cümle etütlerinden sonra bu sefer kelimeleri devamlı tekrarlayarak onları anlamsızlaştıran hikâye kahramanı en sonunda ayna ile ürkütücü bir deney planlar: “Aynaya baksam, aynada uzun uzun kendime baksam. Aynada kendime bakma eylemini uzatsam; kesik kesik, tekrar tekrar, uzun uzun aynada kendime baksam, kendiliğimi yitirir ve gerçekliğimi kaybeder miydim? (s. 41) Okuru olduğumuz korku ve dehşet verici bu hikâyeler silsilesinde kahramanın gerçekleştirdiği deney ürkütücü bir sonla biter.


Var olmak sancısının önemli bir kısmını teşkil eden var olmama ihtimali yani ölüm gene hikâyelerde çokça işlenen bir konu. Yaşamları devam ederken ölümü düşünen, ölümle hercümerç olan, ölümle yaşayan kahramanlardan müteşekkil hikâyeler bu iki kitabın önemli bir kısmını işgal ediyor. Sonu ölümle biten hikâyelere bir örnek olarak “Cançekişen”de minik bir kız çocuğunun köydeki bir su kanalında boğulup hayatını kaybedişi aktarılıyor bizlere. Gündelik hayatta ihmalkârlıktan veya bir tesadüf sebebiyle vuku bulan ölümlere örnek olabilecek bir diğer hikâye de “Donmuş Göl”. Bu metinde üç arkadaşın gezi için gittikleri bir gölde boğularak hayatlarını kaybetmeleri acı bir hikâye olarak karşımıza çıkıyor.


***


Edebiyatçılar, her gün yazılı ve görsel medyada görülen veyahut bizzat şahit oldukları şiddet görüntülerini, dehşet duygusu yaratan olayları, insanlığın yaşadığı trajediyi edebi metinlerine nasıl ve ne kadar konu etmelidirler? Eskiden beri tartışılan ve bundan sonra da tartışılacak gibi görünen bu zor soruya cevap arama işini başka mecralara bırakalım ve korkunun türlü hallerinin, çok çeşitli anlatım teknikleriyle hem aktüel hem de evrensel örneklerini içinde barındıran Ve Asma Yaprakları Gibi Titreyen El ile Sağ Omuz Meleğimin Omzundaki Sağ Omuz Meleği kitaplarını meraklılarına tavsiye etmiş olalım.


Kitabın künyesi:

1- Ve Asma Yaprakları Gibi Titreyen El

Ahmet Sarı

Çizgi Yayınları

80 sayfa

2014

2- Sağ Omuz Meleğimin Sağ Omzundaki Sağ Omuz Meleği

Ahmet Sarı

Çizgi Yayınları

79 sayfa

2014
#ahmet sarı
#şiir
#ve Asma Yaprakları Gibi Titreyen El
9 yıl önce