|

Mehmet Akif’in çağrısına cevap

Lirik şair, hayatın bütününü şiire taşımakta zorlanır. Ancak yüzü topluma ve İslam coğrafyasındaki acılara dönük olan Hakan Kalkan “Çorak Topraklar’’da, tıpkı Mehmet Akif gibi toplumun şiirini başarılı bir üslupla okuyucuyla paylaşıyor.

Yeni Şafak
19:00 - 16/03/2015 Pazartesi
Güncelleme: 17:04 - 16/03/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
ÖMER YALÇINOVA

Çorak Topraklar Hakan Kalkan’ın ikinci şiir kitabı. İlk kitabı Meryem Koçaklamaları’nı 2007’de yayımlamıştı. Üslup, dil kullanımı, mısra yapısı, ahenk açısından iki kitap arasında belki de sadece daha da ustalaştığı söylenebilir. Daha bir oturaklı, ne söyleyeceğini bilen, açık, anlaşılır bir şiirin peşinde bir şair olarak kendini gösteriyor Çorak Topraklar’da. Zaten ikinci kitap için duyulan beklenti, ilk kitaba kıyasla, söyleyişte daha da ustalaşmaktır. Çünkü sonuçta her ilk kitap bir arayıştır. İkinci kitapta, şairden arayışın sonuçlandırılması, ortaya ciddi bir şey koyması beklenir.


Fakat Hakan Kalkan’da durum biraz farklı. Rasim Özdenören’in Cahit Zarifoğlu için yaptığı “O, ilk kitabında şiiri aramaz, şiiri zaten bulmuştur.”  tespiti, Hakan Kalkan için de söyleyebiliriz. Onun aradığı; hakikate dair olandır. Hakan Kalkan’ın arayışı, ahlaki, dini ve toplumsaldır. Çünkü Hakan Kalkan bireyin toplum içindeki yerini tespit etmek, görmek, onu toplum içinde düşünmek, irdelemek ihtiyacı içindedir. Bunun Çorak Topraklar’da daha bir belirginleştiği, etkin hale geldiği söylenebilir. Meryem Koçaklamaları’nda kendiyle uğraşan, konuşma gereği duyan, fakat konuşamadığını söyleyen şair, Çorak Topraklar’da konuşmaya başlamıştır. Neyi, neden, nasıl söylemeli, bu dile dökülemeyen sıkıntıyı nasıl dile getirmeli denilerek kurulan şiir, yani konuşamama üzerine bina edilen mısralar, zaten konuşamamanın, dile getirememenin ifadeleriydi. Anlatılacak olan da zaten buydu. Meryem Koçaklamaları bu tür bir atmosfer içerisinde ilerler.


TOPLUMA DÖNÜK ŞİİRLER

Meryem Koçaklamaları isyan yüklüdür. Aşk, kavga, arkadaşlık, öğrencilik ön plana çıkar. Onda kendini keşfetme yolunda hızla ilerleyen bir şair konuşmaktadır. Çorak Topraklar’da ise kendiyle uğraşan değil toplumla, toplumun ilerleyişiyle, ahlakıyla, devletle ve vatanla ilgilenen, bunu kendini düşünmekten ayrı ele almayan bir şair portresiyle karşılaşırız. Kalkan’ın ilk şiir kitabı için kendini toplum, aile, arkadaşlar arasında, Çorak Topraklar’da ise vatanı, yani Türkiye’yi dünya ölçeğinde konumlandırma söz konusudur. Bunu kitapların isimlerinden de anlayabiliriz. Meryem Koçaklamaları daha bireysel bir noktaya işaret ederken, Çorak Topraklar, Mehmet Akif’in “Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı!” çağrısına verilmeye çalışan cevaptır.


Kalkan her iki kitabında da olaylara karşı epik bir kavrayış sergilemektedir. Aslında gayet gözyaşı içinde okunacak şiirler yazıyor. Fakat bunlar kesinlikle salya sümük, duygusal bir yaklaşımla, kendinden geçercesine okunacak şiirler değil. Aynı konuları bir lirik şair yazacak olsaydı, kendini paralayan, konuyu bulanıklaştıran şiirler ortaya çıkarabilirdi. Lirik şair ne de olsa olay, karakter, düşünce ve duygular karşısında panikler, ilk önce ne yapacağını, onları nasıl ifade edeceğini, hatta hangi olayda, nelere dikkat edeceğini pek kestiremez. Bu, lirik şairin, keyfine göre takılma rahatlığındandır. İlke ve kurallarla kendini kısıtlamak istememesindendir. Bununla birlikte lirik şairin ilgi alanları geniştir. Çabuk sıkılan tabiatıyla, sıkıldığı her yer ve konudan uzaklaşır. Bu da onun ilgi alanlarındaki zenginlik ve renklilikle sonuçlanır. Bu yüzden çoğu zaman konuları ele alırken canlı, renkli, ilgi çekici ama buna mukabil biraz dağınık ve yüzeysel kalırlar. Oyunculukları baskındır. Şaşırtmayı severler.


GAZZELİ ÇOCUKLARA SELAM

Buna lirik algılayış ve kavrayış diyebiliriz. Buna mukabil epik kavrayıştan söz edebiliriz. Onun ilgi çekiciliği azdır. Fakat olay, kişi, düşünce ve duyguları daha etraflıca ve derin kavrarlar. Anlatışlarında renklilik, farklılık ve zenginlik, lirizme kıyasla azdır. Düşünsel yönleri, olayları ahlaki ve toplumsal yönden ele alışları ağırlık kazanır. Bu, epik şairlere daha bir ciddiyet yükler. Lirik şairlerdeki oyunculuğa karşı, epik şairlerde her şeyi ciddiye alan yön baskındır. En ufak şeyden bile oyun çıkarabilen, eğlenceli bir yön yakalayan lirik şaire karşı epik şair, her şeyde ahlaki bir kural, siyasi bir yönelme, toplumsal bir çıkarsama yakalar.


Kalkan, Çorak Topraklar’da epik algılayış ve kavrayışın önemli örneklerini sunar. O, Gazze’deki çocuklara baktığı zaman, onun vicdan rahatlatıcı veya salya sümük ağlatıcı yönlerinden ziyade kahramanlığını görür. Çünkü Kalkan’a göre Gazze’de yaşanan trajedi, bölgesel değildir veya bazı insanları ilgilendirmez. O, bütün Müslümanların meselesidir. Kendi meselesi olarak gördüğü için, trajedinin çözümü için kahramanlığa duyulan ihtiyaca odaklanır. Kahramanlığa duyulan ihtiyacı yakalamak, büyütmek ve etkin hale getirmek için, Gazze’nin, Filistin’in taş atan Müslüman çocuklarındaki kahramanlığı bile değerlendirir ve bir misal olarak şiirine taşır. Oysa lirik şair, Gazzeli çocukların oyuncaklarla oynayamayışını konu edinebilirdi.


Lirik şair için, şiire konu olacak şeyler, az sayıdadır. Hayatını bütünüyle, olduğu gibi şiirine taşıyan az sayıda lirik şair vardır. Çünkü onun dili, her konuyu ele alacak ağırlıkta, genişlikte değildir. Ahmet Haşim’in bütün şiirlerinde kaç konu ve farklı kelime vardır? Buna mukabil Mehmet Akif’in Safahat’ı konu ve kelime sayısı bakımından, uzun bir araştırmanın konusu olabilir. Bu farklılığı belirtmekten kastımız kesinlikle birini diğerine tercih etmek değildir. Yapmaya çalıştığımız; Kalkan şiirinin özelliklerini tespit etmek. Belirttiğimiz farklılıkta, Kalkan, Mehmet Akif’e benzer. O da hayatını bütünüyle şiirine taşımak ister. Çünkü dert dediğimiz şey, tek bir alanda başlayan ve biten bir özellik taşımaz. Dert derdi doğurur ve insan hayatının bütününü etkilediği gibi, insanın içinde yaşadığı aileyi, toplumu, ülkeyi ve hatta dünyayı da etkiler. Mehmet Akif gibi Kalkan da bakışlarını bütün alanlara çevirir.


Çorak Topraklar işsizlik, babalık, oğulluk, yoksulluk, hastalık, kardeşlik, aile… gibi konuların yoğun bir şekilde işlendiği bir kitaptır. Bu, Meryem Koçaklamaları’ndaki konulara dikkat edildiğinde, şairin yaşıyla birlikte şiirinin kapsadığı alanın da büyüdüğünü gösterir. Fakat Kalkan her ne kadar siyasi şiir yazsa da propagandaya kaymaz. Şiirine didaktik bir atmosferin hakim olmasına izin vermez. Kalkan’ın şiire, yani dil, üslup ve mısra yapısına dönük hassasiyeti, çoğu lirik şairden daha yüksektir. Mehmet Akif de her ne kadar “Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek” dese de, müthiş bir dil işçiliği, mısra kurma titizliği gösterir. Safahat’ta hangi kelime veya mısraı yerinden oynatabiliriz? Aynı dikkat, incelik ve işçilik Kalkan’da da görülür.


Kitabın künyesi:

Çorak Topraklar

Hakan Kalkan

Profil Yayınları

Aralık 2014

104 sayfa
#mehmet akif ersoy
#hakan kalkan
#çorak topraklar
9 yıl önce