|

'Of Not Being a Jew' veya Yahudi olmamaya dair

Kitabın kapağında Spinoza'nın Alfred Rosenberg'den üç asır sonra yaşadığı yazıyor ama Spinoza daha önce yaşadı ve Yahudi düşmanlığının ideologu olan Rosenberg de, taptığı Alman filozof Geothe'nin neden Spinoza gibi 'pis bir Yahudi'ye hayran olduğunu araştırmaya verdi kendini. Nurenberg'den önce sorunu çözebilse, 'Spinoza Problemi' varlığını sürdürebilir miydi dersiniz?

Sefa Kaplan
00:00 - 17/10/2012 Çarşamba
Güncelleme: 22:46 - 17/10/2012 Çarşamba
Yeni Şafak
'Of Not Being a Jew' veya  Yahudi olmamaya dair
'Of Not Being a Jew' veya Yahudi olmamaya dair

Dünyanın en büyük imparatorluklarından birisi olan İngiltere, Hindistan'ı, Avustralya'yı yahut Güney Afrika'yı işgal ettiğinde, orduda, o ülkelerdeki sanat eserlerini 'ganimet' adı altında toplamak için özel bir askerî birim oluşturmuş muydu acaba? İspanyolların böyle bir birim oluşturmasına gerek yoktu çünkü erinden komutanına bütün İspanyol ordusu, ayak bastığı toprakları bütünüyle yağmalamakta herhangi bir beis görmüyordu zaten.

Amerikalı pskiyatr Irvin Yalom, Amsterdam yakınlarındaki 'Rijnsburg Spinoza Müzesi'ni gezerken, İkinci Dünya Savaşı günlerinde, Hollanda'nın bombalanmasından aylar sonra Nazi ERR birliklerinin müzeye gelerek Spinoza'ya ait 151 kitabı alıp götürdüklerini öğreniyor. ERR birliklerinin görevi, Nazi ordularının işgal ettiği bölgelerdeki sanat eserlerini toplayıp Almanya'ya kazandırmaktır... Spinoza'ya ait 151 kitap, savaş sonrasında bir tuz madeninde bulunup müzeye iade edilmiştir edilmesine ama inançlı bir Yahudi düşmanı olmakta kalmayıp bunun ideologluğunu da yapan Reich lideri Alfred Rosenberg'in Spinoza'ya duyduğu tuhaf ilginin sebebi bir türlü çözülememiştir. Üstelik Spinoza, Amsterdam'daki Yahudi cemaati tarafından aforoz edilmiş yani sadece ölümüne kadar değil, ölümünden sonra da Yahudilikten sürgün edilmiş tuhaf birisidir. Anlaşılan o ki, savaş yıllarında Nazi yönetimini değilse bile, en azından Alfred Rosenberg'in zihnini Nurenberg'e kadar meşgul eden 'Spinoza Problemi' olduğu yerde duracaktır. Ta ki Doktor Yalom meseleye el atana kadar...

Goethe de Spinoza tapıyordu

'Aşkın Cellâdı' isimli kitabındaki psikoterapi hikâyeleri ile düşünce dünyamızda müstesna bir yer edinen ve bu yeri 'Divan,' filmi de gayet iyi olan 'Nietzche Ağladığında' ve 'Schopenhauer Tedavisi' gibi kitaplarıyla besleyen Irvin Yalom'u, sözünü ettiğimiz müzeye götüren Spinoza hakkında bir roman yazma projesidir zaten. Ancak doktorun romanına temel oluşturacak bir hikâyeye ihtiyacı vardır. O hikâyeyi 'Rijnsburg Spinoza Müzesi'nin koridorlarında gezinirken bulmakta pek de güçlük çekmeyecektir. Hikâye aslında son derece basit: Estonya Almanlarından Alfred Rosenberg, soyadının taşıdığı bütün olumsuzluklara rağmen çocukluğundan beri inançlı bir Yahudi düşmanıdır. Spinoza ile tanışmasını da bu Yahudi düşmanlığına borçludur zaten. On altı yaşındayken okulda yaptığı ırkçı bir konuşma üzerine müdür tarafından sorgulanacak, düşüncelerinden vazgeçmesinin mümkün olmadığı görüldüğü için de neredeyse taptığı büyük Alman düşünür Geothe'nin Spinoza hayranı olduğu hatırlatılacaktır kendisine. Ünlü filozofun bir Yahudiye hayranlık duyması, hatta bir vakitler onun önünde diz çökmüş olması kabul edilecek bir görüntü değildir Rosenberg için: "Geothe'ye tapıyordu. Ve Goethe de Spinoza'ya tapıyordu. Alfred kendini bu lanetli kitaptan kurtaramıyordu çünkü Goethe bu kitabı bir sene cebinde taşıyacak kadar çok sevmişti. Bu anlaşılmaz Yahudi saçmalıkları Geothe'nin azgın tutkularını yatıştırmış ve dünyayı hiç olmadığı kadar berrak bir şekilde görmesini sağlamıştı. Nasıl olabilirdi böyle bir şey? Goethe bu kitapta Alfred'in ayırtına varamadığı bir şey görmüştü. Belki günün birinde ona bunu açıklayacak bir öğretmen bulabilirdi. (s.83)"

Zaten Alfred Rosenberg bu nedenle Spinoza'nın 'Etik' isimli kitabını eline almış ve fakat hiçbir şey anlamadığı için havaya fırlatıp bir de tekme atmak zorunda kalmıştır.

Neden kendini kirletiyorsun

Görüleceği yahut sezileceği üzere, problem sadece Spinoza ile ilgili değildir, hatta 'Geothe veya Rosenberg Problemi' demek de aynı ölçüde mümkün ve belki de daha doğru olacaktır! Alfred Rosenberg'in pek de uzun olmayan ömrü, Geothe'nin bu 'pis Yahudi'ye olan ilgisinin sebebini araştırma geçecektir. Alman ordularının Rusya içlerine kadar girip o zamanki ismiyle Stalingrat kapılarına dayanması, bütün Balkanları ele geçirip Edirne sınırında durması, Paris caddelerinin Gamalı Haçlarla süslenmesi, Budapeşte'nin en görkemli köprüsünün üzerinde Nazi çizmelerinin gezinmesi asla tatmin etmeyecektir kendisini. O hayatını tek bir amacın etrafında ören nadir insanlardandır ve bu amaç Nazi İmparatorluğu'nun bütün dünyayı egemenliği altına alması değil, -yahut öncelikle o değil-, Goethe sorununun çözülmesidir. Geothe'nin Almanlığından kuşku duyamayacağına göre, kendi kavrayışından kuşku duysa daha iyi olacaktır. Ne var ki sorunun tespiti, sorunun çözümü anlamına gelmez her zaman için. Doğrudur, çoğu kez sorunu doğru tespit etmek en önemli adımdır ancak arkasını getirmek çok daha önemlidir ki bu da sağlam bir irade ve teklif demektir. Alfred Rosenberg, Rusya'da mühendislik ve mimarlık okumakla birlikte, düşüncelerinin tanzimi konusunda bu iradeyi gösterecek birisi değildir. Zaten karşısına çıkan Friedrich Pfister isimli pskiyatr, henüz 'Spinoza Problemi'nin üstesinden gelememiş olan Alfred'in zihnine, "Neden kendini kirletiyorsun ki? Neden Yahudilerin öğrencisi oluyorsun ki" sorusu üzerine bir başka sorunu daha taşıyacaktır:

"Bu bir bilim alanı. Bak, Alfred, başka bir bilim adamı, Alman Yahudisi Albert Einstein'i düşün. Bütün Avrupa onu konuşuyor, çalışmaları fiziğin çehresini sonsuza dek değiştirecek. Modern fizikten Yahudi fiziği diye bahsedemezsin. Bilim bilimdir. Tıp fakültesinde anatomi hocalarımdan biri bir İsveç Yahudisiydi, bana Yahudi anatomisi öğretmedi. Ve eğer o büyük William Harvey Yahudi olsaydı bile kan dolaşımına inanırdın değil mi? Eğer Kepler Yahudi olsaydı bile dünyanın güneş etrafında döndüğüne inanırdın değil mi? Bilim, kâşif kim olursa olsun, bilimdir. (s.129)"

Bütün bunlar iyidir, güzeldir, hatta hoştur da, Alfred'in bile soyadının üstesinden gelmesi hayli zordur. Hele bu soyadının hakikaten ailesinin Yahudi köklerine ait olduğunu öğrendiği zaman!

Tabii bir de Spinoza'nın ön isminin 'Bento' olması var. 'Mussolini'nin 'Benito'suna ne kadar da benziyor değil mi?

Nazi Subayının Paradoksu / Spinoza Problemi
Irvin D. Yalom

Çeviren: Ahmet Ergenç

2012

446 sayfa

Kabalcı Yayınları

12 yıl önce