|

Şairin hayatı şarkı ya da romana da dahil

Mehmet Öklü'nün kaleme aldığı romanda az çok hepimizin bildiği Kimseye Etmem Şikayet şarkısının güftesini yazan Raif Hanım'ın hayat hikayesine tanık oluyoruz. Kitapta şairenin hüzünlü hayat hikayesinden önemli kesitler var.

Hüseyin Akın
00:00 - 10/07/2013 Çarşamba
Güncelleme: 14:39 - 10/07/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Şairin hayatı şarkı ya da romana da dahil
Şairin hayatı şarkı ya da romana da dahil

Bir şarkının ilk söyleyeni kimdir? O kadar önemli mi kimse kim dediğinizi işitir gibiyim. Şarkı ve türküleri hikayelerinden bağımsız kabul ettiğimizde böyle düşünmemiz mazur görülebilir. Fakat bir şarkının gerçek anlamda adını koyan onu ilk söyleyen ya da söylenmeye hazırlayandır. Bir şarkıyı asırlar sonra bile hâlâ söylemeye devam ediyorsak bunun sebebi sadece şarkının havasının bizi sarmış olmasından değildir. Aynı zamanda bir hikayenin bizim ağzımızda yeniden yenilenmesi ve yorumlanmasıdır da. Dünya dediğimiz yer söylenmiş şarkıların ve türkülerin salındığı bir boşluktur. Kim bilir türküsü yakılmamış, şarkısı söylenmemiş kaç öksüz hikaye vardır. Aynı zamanda Şişli kaymakamı olan Mehmet Öklü'nün kaleme aldığı İhsan Raif Hanım'ın hayatını işleyen biyografik romanı okuduktan sonra zihnimden geçen şeyler bunlar.

İhsan Raif Hanım'ı okumuş yazmışlarımız içinde ne yazık ki tanıyan çok az. Ben de onun adını ilk kez kıymetli şair Hüsrev Hatemi'nin ağzından duymuştum. 'Beş Hececiler'den daha önce hece ile yazan ilk şair olarak kayıtlara geçmiştir. Söyledikçe ve dinledikçe hepimizin içini titreten 'Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime' diye başlayıp devam eden şarkı da yine İhsan Raif Hanım'a aitmiş. Bunu Mehmet Öklü'nün belgesel nitelikli romanından öğreniyoruz. Şarkının güftesini nihavent makamında bestesiyle Kemani Serkis Efendi şöhrete ulaştırsa da yazarı Mehmet Raif Paşa'nın kızı şaire İhsan Raif Hanım'dır. 49 yıllık ömrü oldukça dramatik safhalarla geçen Raif Hanım'ın hayatını okudukça şairin hayatının şiire olduğu kadar romana da dahil olduğunu görüyoruz. 13 yaşında bir iftiraya kurban gidip istemediği bir adamla evlendirilmesinden evliliklerinin boşanma ve ölümlerle inkıtaa uğramasına kadar daha bir çok olay bu nihavent şarkının orta yerinde şairin bizzat kendisinin olduğunu gösteriyor.

KONAKTA BİR RAİF HANIM

Bu şarkı nasıl günümüze dek gönüllere işleyen bir mimari haline gelmişse, İhsan Raif Hanım'ın 12 yaşına tanıklık eden taş konak da (şimdilerde Şişli kaymakamlık binasıdır) donmuş bir musiki sayılsa yeridir. Raif Hanım bu mimari özelliği şöyle dile getirir: 'Evet, mimarinin suskun müzik olduğunu ben de kabul ediyorum. Nişantaşı'ndaki her konak ve köşk gibi bizim konağımız da derin, elle tutulur, gözle görülür musikidir.' Rumeli Caddesinden Teşvikiye'ye doğru inerken sol tarafta yer alan bu taş konak aynı zamanda dönemin edebiyat ve musiki sohbetlerinin yapıldığı bir mekandır. Tıpkı yazanı unutulmuş 'Kimseye etmem şikayet' şarkısı gibi bu bina da küllenen hatıralarıyla gün yüzüne çıkma şansını yakalıyor. Hem de edebiyat makamında kaim olan bir gönül ehli kaymakam tarafından. Bunu bir tür hatıra restorasyonu saymak yanlış olmaz. Mehmet Öklü romanı yazarken kurguya değil hatıraların aslına sadık kalmış. Raif Hanım'ın üvey kızı, torunları ve 1930'a kadar taş konakta mukim olan Betül Mardin'in bilgi ve vesikalarından hareket ederek aynı zamanda zamanın tarihine ustalıkla ayna tutmuştur. Dönemin edebiyat temayül ve tartışmaları, beslenme kaynakları, hem kadın hem de şair olmanın sıkıntıları, Avrupa'nın sosyal, edebi ve kültürel fotoğrafı aynı netlikle aktarılabilmiş.

MEKANIN DA POETİKASI VAR

Hakkında çok sınırlı bilgi ve belge bulunabilen bir kişi ile ilgili şahsın kişisel tarihine uygun, macerasına denk düşecek bir portre oluşturabilmek gerçekten kolay bir iş değil. Bunu roman tadında başarabilmek sadece insanı-roman kişisini- değil aynı şekilde baskın zaman ve baskın mekanı da çok iyi tanıyıp gözden kaçırmamayı da gerekli kılıyor.Baskın zaman 18. yüzyılın sonları, baskın mekan batılılaşmanın ve ahşaptan betona (apartmana) geçişin ilk başladığı muhit Nişantaşı (Taş konak)'dır. Mekanın da bir poetikasının olduğunu fark edenler en büyük vesikayı keşfetmiş sayılırlar. Belki de Taş Konak'ın taşlarına sinmiş olan tarihin dilini çözmüş olmak İhsan Raif'e ait o nihavent şarkının da dilini çözecektir.

Kitabın Künyesi:

Kimseye Etmem Şikayet

Mehmet Öklü

Doğan Kitap

2013

240 sayfa

11 yıl önce