|

Tiryaki Hasan Paşa neye tiryakiydi?

Tarihteki önemli simalar, savaşlar, mekanlar... Bunların hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Kimi yanlış kimi doğru... Bilinmeyen Tarih kitabı, yanlış bildiklerimizi düzeltecek türden bir eser

Aysel Yaşa
00:00 - 8/12/2010 Çarşamba
Güncelleme: 21:21 - 6/12/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
Tiryaki Hasan Paşa neye tiryakiydi?
Tiryaki Hasan Paşa neye tiryakiydi?

Eğitimci Murat Kutlu ve Volkan Dinçer'in hazırladığı Bilinmeyen Tarih kitabı geçtiğimiz günlerde Timaş Yayıncılık etiketiyle çıktı. Tarihe ilişkin birbirinden ilginç anekdotların aktarıldığı kitapta bugüne dek doğru bildiğimiz yanlışlar açıklanıyor. Tarihe tanıklık etmiş isimlerin lakaplarını sorgulayan, Kara Murat'ın neden kara olduğunu söyleyen, Tiryaki Hasan Paşa'nın tiryakisi olduğu maddeyi açıklayan kitap ayrıntıları üzerinden tarihin arka odasına keyifli bir yolculuk yapmayı sağlıyor. Yazarlar Murat Kutlu ve Volkan Dinçer ise kitaplarıyla birçok tarih severi şaşırtacaklarını söylüyor.

Bilinmeyen Tarih kitabında çeşitli ayrıntılara yer veriyorsunuz. Bilinmeyen tarihi anlatma fikri nasıl oluştu?

Murat Kutlu: Öğretmenlik yaptığımız için öğrencilerin ve tarih öğretmenlerinin derslerde hangi sıkıntılarla karşılaştığını biliyorduk. Bu sıkıntılar aslında sadece öğretmen ve öğrenciler ile sınırlı değildi. Bir örnek vermek gerekirse Osmanlı para birimi olan “kuruş” kelimesinin Osmanlıca bir tabir ya da Araplardan aldığımız bir para birimi olduğu düşünülür. Hâlbuki bunun Alman para birimi ”groshen” ten türemiş bir kelime olduğunu çok az insan biliyordu.

Volkan Dinçer: Ayrıca tarihte geçen birçok kavramın derslerde ya da günlük hayatta kullanıldığı halde anlamlarının ve nereden türediğinin bilinmediğini de fark ettik. Ben de bu duruma bir örnek vereyim. Hepimizin bildiği Sokullu Mehmet Paşanın Sokullu lakabı nereden geliyor? Ya da gerçek adı ne? İşte bu durum bizi böyle bir çalışmaya yapmaya yönlendirdi.

Araştırmalarınızı nerelerde yaptınız?

V. D: Bu kitabı yaklaşık iki buçuk yıllık bir sürede hazırladık Hazırlarken önce kitaba alacağımız kavramları belirledik. Kitabın amacını aşmaması için çok uç örneklere yer vermedik. Bazı maddeleri araştırırken ciddi kaynaklarda bile birbiri ile çelişen bilgilerin olduğunu gördük. Hatta internetin de çok da güvenilir olmadığını anladık. Bu noktada tarih meraklılarını da uyarmak isteriz.

M. K: Kavramları belirledikten sonra İstanbul'un çeşitli kütüphanelerinde epey bir vakit geçirdik. Aslında kitabı 6 -7 ayda bitirebileceğimizi düşünürken kaynak arama süreci ve bilimsel kaygılar nedeniyle kitabın hazırlanması iki buçuk seneyi buldu.

Kitapta bugüne dek bizlere anlatılan tarihi kavramların aslında doğru olmadığını söylüyor ve ezber bozuyorsunuz. İddialı bir çıkış bu.

M. K: Hayır aslında bu noktada iddialı değiliz ancak yanlış bilinen birçok doğrunun aslını ortaya koymayı hedefledik. Örneklerle gidecek olursak: Selçuklu veziri Sadettin Köpek'in ismini eğitim hayatımız boyunca duymuşuzdur. Ancak bir çok kişi vezirin adının Sadettin olduğunu zanneder, halbuki vezirimizin adı Köpek'tir. Ayrıca adının yanlış bilinmesinin yanında burada geçen köpek kelimesinin hükümdara sadakatinden dolayı verildiği hep anlatılan bir yanlıştır.

V. D: İşte biz bunun gibi yanlış bilinen doğruları kitapta ortaya koymaya çalıştık. Ben de çok karşılaştığım bir örneği vermek istiyorum. Sümerlerin bulduğu Çivi yazısının çiviyle tabletlere yazıldığı bilinir. Aslında bununla bir ilgisi yoktur. Sembollerin çivi şekline benzemesinden dolayı bu ad verilmiştir. Bunun gibi birçok örneği kitapta vermeye çalıştık.

Doğru bildiklerimizin yanlış olduğunu gösteriyorsunuz da kaynaklarınızdan bahseder misiniz biraz? Ne kadar güvenebiliriz size ve yazdıklarınıza?

M. K: Kitabı hazırlarken birçok kaynaktan yararlandık. Bu kaynakları da kitabın sonuna kaynakça olarak koyduk. Bunun dışında faydalandığımız birçok makale, yüksek lisans ve doktora tezleri de oldu. Ancak bunları kaynakçaya koymadık.

V. D: Mukayeseli tarih anlayışına önem verdiğimiz için birçok kaynaktan teyit alarak titiz bir çalışma yaptık. Hatta birçok madde için yüz yüze görüştüğümüz akademisyenler oldu. İzlediğimiz bu yöntemin kitabın güvenilirliğini arttırdığını düşünüyoruz.

Siz aynı zamanda öğretmensiniz. Kitaba aldığınız kelimeleri seçerken öğrencilerinizin merak ettiklerinden mi yola çıktınız?

V. D: Tamamen öğrencilerden yola çıkarak bu kitabı hazırladığımızı söyleyemeyiz. Bizi böyle bir çalışmaya iten neden bu kadar merak edilen kavramların ayrıntılı bir şekilde verildiği derli toplu bir çalışmanın olmamasıdır.

Kitabı yazarken var olan ihtiyacı kapatmak amacında mıydınız yoksa tarihi sevdirmek mi istiyordunuz?

M. K: Kitapta yer alan kavramların hem etimolojik karşılığının hem de anlamlarının verildiği derli toplu bir kaynak olması bu alanda var olan ihtiyacı bir nebze de olsa karşıladığı inancındayız.

Siz tarihin arka odasına girdiğinizde neler görüyorsunuz? Eğlenceli mi?

M. K: Biz de bu çalışmayı yaparken tarihin arka bahçesinde dolaşır gibi olduk ve çok keyif aldık. Umarız kitabı okuyanlar da aynı keyfi alır. Bize okullar da anlatılan tarih ile derinlerdeki tarihin birbiri ile örtüşmeyen yönlerinin çok fazla olduğunu bir kez daha gördük. Tarih anlayışımız ile ilgili daha söylenecek çok şeyin olduğu hakikati bilinen bir gerçek.

Gerçek ayrıntıda gizlidir diyorsunuz. Kitapta yer alan bu birkaç ayrıntıdan söz eder misiniz?

M. K: Kitap tarihi gerçeklerin aslında ayrıntılarda gizli olduğunu ortaya koymanın hedefinde hazırlandı. Bu yönüyle kavramların, lakapların, unvanların, yer, şahıs, savaş ve antlaşma adlarının neden verildiği, ne anlama geldiği gibi hususlar ayrıntılarıyla ortaya konarak gerçeklere ulaşılmaya çalışıldı.

V. D: Bu ayrıntılara birkaç örnek vermek gerekirse; Ege Denizindeki On İki Ada, Minyatür kelimesi, Sovyet, Cebelitarık Boğazı, Endülüs, Aynalıkavak Kasrı ,Uzun Hasan, Zülfikar gibi bir çok kavram, yer ve şahıs adlarının anlamlarını okuyucular kitapta ayrıntılarıyla bulacaklardır.



Bilinmeyen Tarih

Murat Kutlu/ Volkan Dinçer

Timaş Yayınları

318 sayfa

13 yıl önce