|

İstanbul Kültürü topluma kazandırılmalı

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, ESKADER''in düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri''nde bir konuşma yaptı ve sohbetinde İstanbul''da yaşayan insanlar olarak tarihî unsurları bugünün mesajına dönüştürmemiz gerektiğini vurguladı.

yenisafak.com.tr / kültür sanat
00:00 - 1/11/2014 Cumartesi
Güncelleme: 14:40 - 1/11/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
İstanbul Kültürü topluma kazandırılmalı
İstanbul Kültürü topluma kazandırılmalı

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği''nin (ESKADER) her hafta Timaş Kitap Kahve''de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri''nin bu haftaki konuşmacısı İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili oldu. ''Şehir ve Kültür'' başlıklı sohbetinde İstanbul''un kültür mirası bakımından Türkiye ve dünyada taşıdığı merkezî konumu üzerinde durarak bilhassa Tarihî Yarımada''nın İstanbul''da yaşan halkımız tarafından detaylarıyla ve tarihî önemi ile anlaşılması gerektiğinin altını çizdi. Sunucu Harun Yöndem''in başarılı sunumu ile gerçekleşen ve kalabalık bir dinleyici grubu tarafından takip edilen sohbet, katkılar ve sorularla daha da zenginleşti. Şair ve yazar Yavuz Bülent Bâkiler de dinleyiciler arasında yerini alarak hem soru sordu hem de katkıda bulundu.

ŞAİRLER ŞEHRİ

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili hakkında biyografik bilgiler aktaran Harun Yöndem, Bilgili''nin 2004 yılında bu göreve atandığını ve 10 yıldır başarı ile sürdürdüğünü kaydederek, sosyolog olması hasebiyle de kültürü tanımlamada alternatif bir bakış sunabileceğini ifade etti. İstanbul''da yetişmiş ve şehre mal olmuş Nedim, Bâkî ve Yahya Kemal gibi şairlerden dizeler aktaran Yöndem, İstanbul''un kültürel dokusunun son derece zengin ve coğrafya adına ne varsa mevcut olduğunu belirterek giderek genişleyen kent konumunun da nesillerde farklı çağrışımlar meydana getirdiğini söyledi.

ŞEHİR KÜLTÜREL ZENGİNLİKTİR

Kültürün antropolojik manada hayata dahil her şeyi karşıladığını söyleyerek konuşmasına başlayan Ahmet Emre Bilgili, kültür için yapılan farklı tanımların da bir zenginlik olduğunu ifade etti. Nüfusun şehirlerde toplanmasının son derece doğal olduğunu ve Türkiye''de de nüfus ağırlığını taşıyan bir şehir olarak İstanbul''un merkez konumunu yitirmediğini dile getiren Bilgili, ''Çünkü bizim medeniyetimiz ve kültürümüz yalnız başına yaşama tavsiyesinde bulunmuyor; bir arada yaşamayı tavsiye ediyor. İnsan zenginliği kültürü de zenginleştirir ve şehirde yaşayan insanlar hayatı anlamlandıran unsurlar bakımından da zengindir.'' dedi. Şehirlerdeki nüfus yoğunluğunun birçok fizikî problemi de beraberinde getirmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Ahmet Emre Bilgili, şehri bu haliyle değerlendirmenin daha doğru olacağını, şehirde yaşamanın mesuliyeti ve anlamı olduğunu kaydetti ve sözlerin şöyle sürdürdü:

KÜLTÜRÜN BİR İHTİYAÇ OLDUĞU HİSSETİRİLMELİ

''Şehirde yaşamanın bazı mesuliyetleri var ve dağ başında yaşıyor gibi hayat sürdürülemez. Şehre gelen insan şehirli hale gelmeli. Sadece bizde değil, dünyadaki bütün ülkelerde nüfus şehirlerde toplanmıştır. Şehrin kültürle ilişkilenmesi ile birlikte şehirde yaşayanlar da kültürle ilişkileniyor. Ve bizler şehirde yaşayanlara kültürün ve kültürel etkinliklerin bir ihtiyaç olduğunu hissettirmemiz şartı vardır. Yoksa insanlar kendiliğinden buna talip olmaz. Bu bilinç uyandırılmalı. Kültür şehirde öğrenilir ve yaşanır. Ama bakıyorsunuz şehirde yaşayanların çoğu kültürü önemsemiyor. Bilhassa İstanbul''da şehir-kültür-medeniyet ilişkisi yaşanıyor. Ancak bu medeniyet unsurlarını fark etmek çok önemli. İstanbul''da yaşayan insanlar olarak tarihî unsurları bugünün mesajına dönüştürmemiz gerekiyor. Tarih bugüne de geleceğe de ışık tutar. Bu şehrin bütün yapılarında bir mesaj vardır. Bu mesajın en güçlü olduğu nokta ise Topkapı Sarayı''dır. Semboller bireysel, devlet ve adalet hayatında önemlidir. Bu yapıları gezerken ne olduğunun farkında olmamız çok önemli.''

HEM DOĞU HEM BATI

Kuşaklar arasında kültürel aktarımda bulunmamızın son derece önemli olduğuna dikkat çeken Ahmet Emre Bilgili, İstanbul''da yaşayan insanlarımızı bu şehrin kazanımına dönüştürdüğümüzde kazananın kendimiz olacağını belirtti. ''Entelektüel üretkenlik ve şehir ilişkisini önemsiyorum. Şehirde yaşayan insan daha üretkendir. Türkiye''de yazar ve çizerlerin yüzde doksanı İstanbul''dadır. İstanbul''u bu zenginlik de değerli kılıyor.'' diyen Bilgili, akide şekerine dahi kültürel değer yükleyecek kadar incelikli bir kültüre sahip olduğumuzu kültürümüzün özümsenecek, yaşanacak ve âşık olunacak bir kültür olduğunu dile getirdi. İstanbul''un kültürel miras açısından eşsiz olduğunu ifade eden Bilgili, Fatih Sultan Mehmed''in hiçbir esere zarar vermemiş olmasının bize örnek olduğunu dile getirerek ''İstanbul ne Doğu ne de Batı şehridir. İstanbul hem Doğu hem de Batı şehridir. Arafta değildir. Her iki kültüre de hâkimdir.'' dedi.

ŞEHİR VE KÜLTÜR - TÜRKİYE

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak yaptıkları çalışmalardan da bahseden Ahmet Emre Bilgili, Şehir ve Kültür – İstanbul isimli kaynak çalışmasına günümüzün önce gelen yazarlarının katkıda bulunduğu bu projeyi Türkiye çapına yayarak her şehir için ''Şehir ve Kültür'' adı altında böyle bir kitap çalışmasını kazandırmak istediklerini ve bu hazırlıkların tamamlandığını kaydetti. Dünya Şehirleri Kültür Forumu''nun kurucu ortaklarından olduğumuzu ifade eden Bilgili, dünyanın önde gelen şehirlerindeki kültür yöneticileri ile yıl bir buluşma düzenlediklerini ve konu üzerine müzakereler yaptıklarını belirtti. Şehre odaklanmanın bizi doğru bir noktaya taşıyacağını anlatan Bilgili, kültürle ideolojiyi birbirine karıştırmamak kaydıyla kültürün politikası olabileceğini belirtti. Söz alan şair ve yazar Yavuz Bülen Bâkiler, içinde bulunduğumuz güzelliklerin farkında olmadığımızı söyleyerek ''Önce insanımızı şuurlu bir dil dünyasından geçirmeliyiz.'' dedi.

ESKADER Kurucu Başkanı edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım, şikâyet ettiğimiz kadar çözüm de bulmamız gerektiğine dikkat çekerek, Kültür Müdürlüğü''nün yayınevlerine vakıf ve derneklere açık istişare toplantıları yapması önerisinde bulundu. Program sonunda Ahmet Yüter''in okuduğu aşrı şerif ve manzum duanın ardından hâtıra fotoğrafları çekildi.


9 yıl önce