|

Kanun ve kato aynı sahnede

Türkiye ve Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 90. yıldönümü etkinlikleri kapsamında dün İş Sanat''ta iki ülkenin sanatçıları Göksel Baktagir ve Atsuko Suetomi aynı sahnede buluştu. Türk-Japon Dostluk Vakfı Başkanı Tayyar Sadıklar iki ülke arasındaki dostluğun ortak değerlerle güçlendiğini söyledi.

Yusuf Genç
00:00 - 23/10/2014 Perşembe
Güncelleme: 22:33 - 22/10/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Kanun ve kato aynı sahnede
Kanun ve kato aynı sahnede

Japonya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 90. yıldönümü kutlanıyor. Ancak aslında Türk-Japon ilişkileri çok daha öncesine dayanıyor. Osmanlı saraylarındaki hediye porselen ve vazolar birlikte düşünüldüğünde 17. Yüzyıla kadar uzayacak bir Türk-Japon ilişkisinden söz etmek mümkün. Bugün daha çok II. Abdülhamid döneminde yaşanan Ertuğrul Kazası üzerinden hatırlanan Türkiye-Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 90. Yılı, Türk-Japon Dostluk Vakfı''nın düzenleyeceği bir dizi etkinlikle kutlanacak. Kutlama programlarından ilki dün İş Sanat Kültür Merkezi''nde kanun sanatçısı Göksel Baktagir''in Japon kato sanatçısı Atsuko Suetomi''nin birlikte sunduğu kanun-kato resitali ile yapıldı. Programda ayrıca Japonya''da çok sayıda konser vermiş olan, Japonların yakından tanıdığı piyano sanatçısı Gülsin Onay''ın piyano dinletisi, misafirlere keyifli dakikalar yaşattı.

Türkiye''deki dizilerden de hatırladığımız tiyatro oyuncusu Ayumi Takona''nun sunduğu programa Japonya Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi ve İstanbul valisi Vasip Şahin de katıldı.

DAHA GÜÇLÜ DOSTLUK İNŞASI

1967-71 yılları arasında Tokyo Büyükelçiliği Maliye Müşavirliği görevinde de bulunan Merkez Bankasının eski başkanlarından Prof. Dr. C. Tayyar Sadıklar tarafından 1993 yılında kurulan Türk-Japon Dostluk Vakfı, Türkiye ile Japonya arasında sosyal, kültürel, teknik ve ekonomik alanlarda sürdürülen işbirliğini çok daha üst düzey bir dostluğa taşımak amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın, Ankara açtığı Türk-Japon Kültür Merkezi, aralarında süreli yayınlar da olmak üzere Türk-Japon dostluğunu pekiştirecek çok sayıda çalışmaya imza atılıyor. Japon dili kursları ve ekonomik işbirliği girişimlerinin de sürdürüldüğü vakıf,

21. YÜZYIL İKİ ÜLKENİN ÇAĞI OLABİLİR

Japon Örneği ve Japon Mucizesi adlı kitapları sonrası, Japon İmparatoru tarafından en üst devlet nişanıyla taltif edilen Cafer Tayyar Sadıklar; ''19. Yüzyıla İngilizler, 20. Yüzyıla Amerikalılar ve eğer güçlü bir işbirliği gerçekleştirilebilirse 21. Yüzyıla da Türkler ve Japonlar damga vuracaktır. Biz de bu işbirliğini güçlendirmeye çalışıyoruz'' diyor.

Türk-Japon ilişkileri, hep facialarla ilgili hatırlandığını, Ertuğrul Faciası, Tahran''dan kurtardığımız Japonlar yahut depremlerde birbirimize yardım etmemiz üzerinden konuşulduğunu belirten Sadıklar, aslında Japon-Türk ilişkilerinin çok daha mutlulukla hatırlanacak başlıklara sahip olduğunu ifade ediyor. Sadıklar, "Japonlar, Türkiye''nin en büyük alt yapı çalışmalarında, barajlarda, köprülerde, Marmaray''da ve daha bir sürü başlıkta Türkiye''ye destek olmuşlardır. O yüzden Japonya bizim gerçek dostumuzdur" diyor.

Dostluk için çaldılar

İş Sanat Kültür Merkezi''nde kanun sanatçısı Göksel Baktagir ve Japon kato sanatçısı Atsuko Suetomi unutulmaz bir konser verdi.

Atsuko suetomi: bizde de ''çay''a ça'' derler

Türk müziği ve Japon müziğini aslında ben de birçok açıdan bir birine benzetiyorum. Bu insanların ve kültürlerin benzerliğinden kaynaklanıyor sanırım. Türkler duygusal insanlardır ya, biz Japonlar da öyleyiz. Gündelik yaşam, misafirperverlik gibi… Zaten Orta Asya''da oluşan bir iklim kardeşliğinden söz edebiliriz sanırım. Pek çok benzerlik bulabilir, sayabiliriz. Sonuçta biliyorsunuz bizde de ''çay''a ça'' derler.

Göksel Baktagir: Japonlar eski komşularımız

Türk-Japon dostluğu projenin ikinci konseri olacak bu. İlk Ankara''daydı. İki kültürün kaynaşması için, o anlamla yoğrulmuş emek harcadığımız eserlerden oluşuyor Türk-Japon dostluğu için yaptığımız müzikler. Orta Asya''dan göçtüğümüzü düşündüğümüzde Japonlar eski komşularımız aslında. Bu açıdan bizim genlerimize işlemiş, tarihsel kökenimizde var o sesler. Ancak bir süreç içerisinde Türk musikisi daha geniş bir ses düzeni içerisinde kendisini ifade etmiş. Biz burada her iki kültürün şarkılarını bir bütün şarkıymış hüviyetiyle bir araya almış olduk. İleride Atsuko Hanım''la da birlikte bir albüm düşüncemiz bile oluştu, bunun da haberini verebiliriz.


10 yıl önce