|

Ayasofya'da ezan sesleri yükseliyor

Ayasofya'da artık öğlen ve ikindi ezanlarını Yeni Cami, Laleli ve Beyazıt camilerinde görevli üç güzel sesli müezzin dönüşümlü olarak okuyor. Onlar ezana başlayınca dünyanın dört bir yanından Sultanahmet'e gelen turistler hem ezanı dinlemek hem de müezzinlerle tanışmak için Ayasofya'ya geliyor. Ayasofya bir süredir sadece tarihi yapısıyla değil okunan güzel ezanıyla da gönülleri mest ediyor.

Kübra Sönmezışık
00:00 - 18/11/2012 Pazar
Güncelleme: 21:18 - 17/11/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
Ayasofya'da ezan sesleri yükseliyor
Ayasofya'da ezan sesleri yükseliyor

Yolunuz Sultanahmet Meydanı'na düşerse öğlen ve ikindi ezanını mutlaka Ayasofya'dan dinleyin. Ayasofya ve Sultanahmet Camii'nin imamlarının karşılıklı okuduğu ezan gönlünüzü mest edecek. Üstelik iki müezzinin mukabeleyle okuduğu ezanın sadece sizi değil yoldan geçen pek çok turisti de ruhundan yakaladığına şahit olacaksınız ve bir kenara çekilip huşu içinde ezanı dinleyeceksiniz. Ezan bittikten sonra bu sesi niye daha önce duymadığınızı merak edecek olursanız buyrun hikayenin gerisini bizden dinleyin:

Herkesin bildiği gibi Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında İstanbul'u feth etmesinden hemen sonra kiliseden camiye çevrilmişti. 1934 yılında yeni bir düzenlemeye gidilerek cami müzeye dönüştürüldü. Dünyanın hayranlık duyduğu, her gün binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bu görkemli mabet, zaman içinde müze kimliğinden uzaklaştı. Tarihte ilk defa Süleyman Demirel Ayasofya'daki caminin dışında kalan küçük Hünkâr Mahfili'ni ibadete açtırdı. Bu kısım camiye oranla çok küçük olsa da Müslümanlar için büyük bir adım oldu. O günden sonra Ayasofya'nın bu bölümünde sessiz sedasız beş vakit ezan okunuyor ve namaz kılınıyordu. Ta ki geçtiğimiz Nisan ayına kadar…

Kutlu Doğum Haftası etkinlikler çerçevesinde geçtiğimiz Nisan ayında Ayasofya'da açılan Hilye-i Şerif sergisi bu küçük mekanın kaderini değiştirdi. Çünkü sergiyi gezmek için gelen yabancı turistler Hz. Muhammed'in dış görünüşünü ve vasıflarını anlatan 'Lisan-ı Hat ile Aşk-ı Nebi' başlıklı hilye-i şerif sergisini gezip İslam'la ilgili sorular sormaya başlayınca İslam'ı daha güzel anlatmak ve onların hem gönüllerine hem de ruhlarına hitap edecek bir çalışma düşünen Müftülük, Ayasofya'nın bu bölümünde İstanbul'un en güzel ezanlarının okunduğu üç farklı camiden öğlen ve ikindi ezanlarını okumaları için üç muezzini buraya atadı. Şimdi Ayasofya'da Yunus Emre'nin tabiriyle üç 'islam bülbül'ü herkesin gönlünü mest eden ezanları okuyor. Müftülüğün görevlendirdiği isimlerden Musa Çetintaş Laleli Camii'nden, Abdullah Yılmaz Beyazıt Camii'nden, Şaban Calayoğlu ise Yeni Camii'nden Ayasofya'ya iki vakit ezan okumak için geliyor. Üç müezzin sırayla Ayasofya'da yanık sesleriyle öğle ve ikindi ezanı okuyor. Diğer vakitleri ise Ayasofya'nın eski müezzini okumaya devam ediyor.

VALİ BİZE HÜRMET GÖSTERİR CEMAAT İLTİFAT EDER

Beyazıt, Ayasofya, Sultanahmet, Yeni Cami gibi 'A sınıfı' camilerde müezzinlik yapmak için belli şartlar aranıyor. İyi giyinen, güzel konuşan, eğitimli, makam bilen ve hafız olan müezzinler tercih ediliyor. 'A sınıf' camilere gelen bir imamın on yıl, 'B sınıf' camilerine gelen imamın sekiz yıl, diğer camiler için ise üç yıllık bir mesleki tecrübesi olması gerekiyor.. Ses ve makam bilgisinin çok önemli olduğunu söyleyen müezzin Abdullah Yılmaz, gelen misafirlere ve turistlere karşı nasıl davranacağını bilen insanların burada görev alabileceklerini dile getiriyor. Ayrıca burada görev alan müezzinlerin İngilizce bilmesi de gerekiyor. Bu sebeple müezzinlerin özel dil eğitimi dersi aldığını söyleyen Yılmaz, Ayasofya'da yaptığı müezzinliği kariyerinin zirvesi olarak görüyor ve şunları söylüyor: "Böyle büyük camide müezzinlik yapmak kariyerimin zirvesi. Sultanahmet Camii'nde müezzin Anadolu'da müftü gibidir. Vali bize hürmet gösterir. Cemaat ayrı iltifat eder"

Turistlerden büyük ilgi

Ayasofya'nın Doğu cephesi minaresinin önündeyiz. Abdullah Bey, birazdan ikindi ezanını okuyacak. Yılmaz, ezan okurken cübbe giymiyor. Kafasına sadece beyaz bir takke takıyor o kadar. Minarenin kapısını açıyor, içeriden ayaklı bir mikrafon çıkarıyor ve kendi boyuna göre ayarlıyor. Yılmaz'ın söylediği gibi bu manzara turistlerin hemen dikkatini çekiyor. Abdullah Bey ellerini kulaklarına götürmüş, Sultanahmet camisinden gelecek Allahu ekber sesini bekliyor. Saniyeler sonra Sultanahmet camisinden Allahu ekber sesi yankılanıyor ve Abdullah Bey gür sesiyle ezana başlıyor. Topkapı Sarayı'ndan çıkan yerli yabancı insan kalabalığı, şaşkın bakışlarla olayı anlamaya çalışıyor. Abdullah Yılmaz'ın ezan okuduğu bölüme yaklaşıp, fotoğraf çekmeye başlıyorlar. Çok geçmeden etraf kalabalıklaşıyor. Ezan bitiyor ve hemen bir turist Abdullah Bey'in yanına gelip ona sesinin çok güzel olduğunu söylüyor. Yılmaz, girişken tavrıyla onlarla hemen sohbete edip nereli olduklarını soruyor.

EZAN DİNLEYEN TURİSTLER

Abdullah Yılmaz, günde iki vakit yoğun istek üzerine hicaz makamında ezan okuduğunu ve turistlerin özellikle bu makamda okunan ezandan çok etkilendiklerini söylüyor ve ekliyor: "Ezan okumaya başladığımda turistler etrafımı sarıyorlar. Çok güzel sesiniz var diye iltifat ediyorlar. Hatta ezan bitene kadar saygıyla dinliyorlar. Birlikte fotoğraf çektirmek isteyenler bile oluyor. Fotoğrafımı çekip bana mail olarak gönderiyorlar" Abdullah Yılmaz yabancı turistlerin Ayasofya'da ezan okunmasına karşı çıkmadıklarını aksine çok memnun kaldıklarını dile getiriyor. Yılmaz, "Avrupa'nın gözü Ayasofya'da, eğer ibadete açılırsa gayrimüslümler itiraz eder diye düşünüyoruz. Fakat onların böyle bir isteği yok. Tam tersi biz onlardan daha fazla kaygılanıyoruz" sözleriyle gözlemlerini bizimle paylaşıyor. Ayasofya'nın ibadete açılması için taleplerin arttığını dile getiren Yılmaz, ezana özellikle mütedeyyin olmayanların ilgi gösterdiğini, ezanın büyüsüne kapılıp namaz kılmaya gelenlerin çoğunlukta olduğunu söylüyor. Ezan sesine turistlerin çok büyük ilgisi olduğunu hatta ezanı dinlemekle kalmayıp kendisini soru yağmuruna tuttuklarını belirten Yılmaz, "Genelde sesimle ilgili sorular soruyorlar. Karşılıklı ezan okumanın ne anlama geldiğini soruyorlar ben de anlatıyorum" diyor.

Müzik eğitimi görüyor

Abdullah Yılmaz, on iki yıldır Amir Ateş'ten musiki dersleri alıyor. Kendini eğitime adayan Yılmaz'ın haftalık programı bir hayli yoğun "Cumartesi günleri Beyazıt Cami'sinin içindeki Darrül Kurra'da talim dersleri alıyorum. Saat on bir buçuktan sonra Ayasofya'ya öğle ezanını okumak için gidiyorum.

Oradan çıkıp Kubbealtı'nda tasavvuf musikisi derslerine katılıyorum. Oradan çıkıp ikindi ezanını okumaya tekrar Ayasofya'ya gidiyorum. İkindiden sonra koro dersine katılıyorum. Düzenlenen bütün kurslara katılmaya çalışıyorum. Kur'an, şan, musiki, Arapça gibi kursların hepsine gittim"

Çocukken uykumda Kur'an okurmuşum

Abdullah Yılmaz'ın bir kardeşi İzmit'te imamlık yaparken diğer kardeşinin de ilahiyat öğrencisi olduğunu öğreniyoruz. Yılmaz, müezzin olma hikayesini anlatıyor; "Çocukken uykumun arasında Kur'an okurmuşum. Anneannem beş yaşımda beni Kur'an eğitimine gönderdi. On beş yaşıma kadar orada kaldım. İlkokulu dışarıdan bitirdim. Sonra iki yıl ilahiyat okudum. Bir dönem turizm işiyle uğraştım. Şirket kurup iflas edince KPSS sınavına girmeye karar verdim. Sınavdaki kitapçığın bir bölümde 'hangi alanda iş yapmak istersiniz?' diye bir soru vardı. Ben de cevap olarak 'imamlık ve müezzinlik dışında hiç bir görev istemiyorum' diye yazmıştım."

Güzel ses ve şık giyinmek şart

Sadece sesleri değil giyim kuşam olarak da son derece şık olan üç müezzinden Beyazıt Camii müezzini Abdullah Yılmaz giyim kuşamın da 'VIP müezzinler' olarak güzel ezan okumak gibi mesleklerinin bir şartı olduğunu söylüyor. Abdullah Yılmaz Ayasofya ile Sultanahmet Camii'nin karşılıklı ezan okumasının inceliklerini ise şöyle anlatıyor:

"Güzel sesli, makam bilen, yabancı dil konuşan, eğitimli müezzinleri tercih ediyorlar. Sultanahmet Camii'nde ezan okuyan müezzin ile Ayasofya'da okuyan kişinin seslerinin birbirine uyumlu olması gerekiyor. O yüzden ezanı okurken karşılıklı olarak seslerimizi örtmemeye çalışıyoruz. Sultanahmet'te okunan ezanın sesini duymak için minarenin kapısını açıyoruz. Son okuyan ilk okuyana göre ses tonunu ayarlıyor."

Ayasofya'nın doğu kapısında okunan ezanla ilgili dünden bugüne sadece 'ses kalitesi'nde bir değişim yapılmamış ayrıca sesin daha gür olarak çıkması için hoparlör sesi de artırılmış. İki minareye taktıkları sekiz adet hoparlör sayesinde Ayasofya'daki ezan sesi eskiye göre çok daha gür çıkmaya başlamış. Diğer iki minareden de ezan sesinin duyulması için hoparlör takmak istediklerini söyleyen müezzin Yılmaz, çok yakında daha gür olarak Ayasofya'da ezan okunacağı müjdesini veriyor.


11 yıl önce