|

Modaya mecbur muyuz?

Modaya yön veren batılı tasarımcılar kendilerine göre bir kadın kalıbı oluşturmuşlar; bize de sanki mecburen onlara uymak düşüyor. Aslolan, modanın peşinden koşmak değil, kadının kendini tanıması, kendine göre bir tarz benimsemesidir.

Saadet Berrin Üstüner
00:00 - 3/01/2010 Pazar
Güncelleme: 22:27 - 2/01/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
Modaya mecbur muyuz?
Modaya mecbur muyuz?

Moda denilen akım tüm kadınları kendi vargeline çekerken, bu akıma yön veren batılı tasarımcılar kendilerine göre bir kadın kalıbı oluşturmuşlar; bize de sanki mecburen onlara uymak düşüyor. Adeta aldığımız emirleri yerine getirir gibi, onları arzu ettikleri sonuca ulaştırmakta elimizden geleni yapıyoruz. Moda sektörünün kaymağını onlar yiyor. Halbuki, aslolan, modanın peşinden koşmak değil, kadının kendini tanıması, kendi gerçeğine göre bir tarz benimsemesidir. Çalışan kadının kıyafetinin çerçevesi bellidir. Bunu daha şık yapmak sert çizgisinden kurtarıp yumuşatmak ayrıntılarda gizlidir.

ŞIK BİR AYAKKABI UÇURUR

Çorabın rengi dahi kıyafetin ana duruşunda fazlasıyla tamamlayıcıdır. Şık bir ayakkabı çok basit basic bir tayyörü uçurabilir göze hoş gösterir. Bu ayrıntıları sunan tasarımcılarımız yok değil. Ama maalesef moda takıntısı ve yabancı marka merakı gerçeği görmekten alıkoyuyor bizi. Marka olmanın zorluklarına katılırım. Ama bırakın bizim kadınımızı bizim başarılı tasarımcılarımız giydirsin, kadınlarımız da ülkemizin tasarımcılarına, markalarına sahip çıksın. Bu iş nihayetinde bütçe isteyen çok büyük yatırımlar gerektiren bir oluşum. Bakın lükste ve pahalı markalarda kriz görülmüyor. Muhafazakar kadınlar dahil, gelir düzeyi yüksek tüm kadınlarımız kendilerini bu sele kaptırdı. Tekstil sektöründe fiyatlar yarının altına inmesine rağmen hala pahalı bulunurken marka bir eşarp 600 liraya, marka bir ayakkabı 1.500 liraya alıcı buluyor.

PAHALI OLAN ŞIK DEĞİLDİR

Bu pahalı parçaları doğru şekilde ve zeminde kullanamamak, sadece 'param var alabiliyorum'dan öte bir iz bırakmıyor. Öte yandan daha ucuza alınmış yerinde kullanılmış renk harmonisi yakalanmış bir kıyafetin etkisi ise emin olun daha fazladır. İlla çok para verilerek çok şık olunmuyor. Elbette her tasarımın bir bedeli olacaktır. Ancak amaç gözleri yormayacak, rahatsız etmeyecek bir görüntü sergilememizdir. Son yıllarda anneler kızları gibi, ev hanımları fotomodeller gibi, çalışan hanımlar aktrisler gibi giyinme merakına kapıldı. Bu durum takdire mi şayan oluyor yoksa alaya mı alınıyor düşünen yok. Her yaşın her konumun ayrı güzellikleri var. Bunları kaçırıyorlar ona üzülüyorum. Yakışan yakışmayan mini etek giymeye, pantolon kullanmaya kalktı. Tuhaf baş örtme şekilleri; tuhaf dış parçalar…

BAŞÖRTÜLÜ AMA RÜKÜŞ

Bir kıyafet niye giyilir? Amaç nedir? Mini etek bacaklara dikkat çekmeye yarıyorsa, örtünmek için takılan başörtüsündeki abartılar neye yarıyor? Bakın batılı modacılar bile sadeleşmeye başladı. Çünkü bu anormal tasarımlar fıtratımıza aykırı; üzerimize oturmuyor. Üst üste giyinme modası diye bir akım çıkardılar. Aman Allah'ım ne korkunç! Başörtülü kızlarımız da neresinden nasıl yetişiriz diye kendilerini nasıl da rüküşleştiriyorlar?

İçinde gömlek ya da body üzerinde kolu olmayan bir bluz, altında pantolon, onun üzerinde daha kısa bir ceket… En üstte de carıldayan renklerde baş örtüsü… Böyle moda olmaz. Böyle şık olunmaz, zerafet yakalanmaz. Yaz günü altına yırtık pırtık blue jean veyahut mini etek, ayakta ugg botlar moda ya… Bütün gün gazetelerde televizyonlarda bu hanımlar. Çocuklarımızı da özendirip kendilerine benzetiyorlar. Bu görüntüleri moda diye beyinlerine nakşediyorlar. Kimliklerimizi bizden alıp bizi biz olmaktan uzaklaştırıyorlar. İçlerinde beğendiğim yok mu? Tabi ki var.

Takip ettiğim kadarıyla Feryal Gülman bana göre bu konuda bir numara. Özleyiş Topbaş da öyle. Ödün vermeden giyinmeye çalışır. Tasarımlarının çoğunu ben yaptığım için söylemiyorum, kendinden emin karakteriyle örnek alınması gereken bir Türk kadını modeli. Bu örnekleri önümüzdeki yazılarımızda genişleteceğiz. Modayı anlatacağız ama bizim değerlerimizin dışına çıkmadan, yakışacak en güzel şekliyle rengiyle ruhuyla…

Feryal Gülman, daima çok şık, çok zarif görünür. Allah vergisi güzellikle de görüntü tamamlanıyor. Özleyiş Hanım da inançlarından, giyim tarzından ödün vermez. Özleyiş Hanım başörtüsü şeklini hiç değiştirdi mi? Her ortamda aynı şekli muhafaza etti. Tayyörünü giyersin. Kaliteli, renkleri uyumlu bir başörtüsü takarsın. Şık ayakkabılar, çantan, bir iki tamamlayıcı takı tamam…

14 yıl önce