Amman Ortadoğu’nun en güzel şehirleri arasında. Geçmiş ve bugün iç içe. Nüfusu üç milyon.İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu bir şehir. Coğrafik olarak dünyada dolunayın en güzel doğduğu şehir olarak biliniyor ve pek çok Arap şairi bu masal beldeden ‘ay şehri’ ya da ‘ay’ın şehri’ olarak bahsediyor şiirlerinde.
Şairlere, ressamlara ilham veren şehir, güzelliğini kesinlikle geceden alıyor. Çöl ikliminin hüküm sürdüğü bu kentte buz gibi gecelerde içinizi ısıtacak pek çok güzellik var. Benim tavsiyem bu şehri tanımak istiyorsanız sıkıca giyinip yüzünüzü önce geceye çevirmeniz. Sonrasında şehir sizi içine çekecektir. Şehrin ortasındaki tarihi antik tiyatro bile gündüz başka gece ise daha başka güzellikte sizi ağırlıyor.
Amman gündüz tam bir hayalet şehir. İkindiye doğru şehir hareketlenmeye başlıyor. Amman’da hayat Hüseyin Camii’nin de bulunduğu Balad Çarşısı etrafında ve butik kafelerin, dükkanların yer aldığı Rainbow Caddesi etrafında dönüyor. Hüseyin Camii’nin olduğu caddeye açılan sokaklar Ortadoğu’nun geleneksel yüzünü temsil ediyor. Sokak lezzetlerini seviyorsanız bu caddelerde gerek küçük dükkanlarda gerekse tezgahlarda satılan yiyeceklerin mutlaka tadına bakın.
Rainbow Caddesi ve Paris Meydanı Amman’ın yeni yüzünü temsil ediyor. Paris Meydanı’na bakan kafelerde daha çok yerli ve yabancı sanatçıları görmek mümkün. Rainbow Caddesi ise akşama doğru ışıl ışıl. Küpeli, başörtülü, sakallı her türlü genci burada bir arada görmek mümkün.Bizim gibi onlar da çay ve kahveyi çok seviyorlar.
Amman’a yolu düşenlerin mutlaka uğraması gereken mekanlardan biri:Jafra Cafe.. Tarihi bir hamam bugün eskiye sadık kalınarak kafeye çevrilmiş. Mekan ismini ‘saçlarını örüp yana atan’ Jafra adlı kıza yazılmış ünlü bir aşk şiirinden alıyor. Mekanın sloganı: Aşk ve fikir.. Masalar tıklım tıklım. Yerli ve yabancıların buluştuğu bir mekan.Gelen menü defterinden peçeteliğe kadar her şeyin üstünde anahtar deliği var. Bu simge Filistin’in kapısının anahtar deliğini temsil ediyor. Duvarları tablolar, ünlü şairlerden şiirler, resimler süslüyor. Hava karardıktan sonra hareketlenen mekanda gecenin ilerleyen saatine kadar canlı müzik dinlemek mümkün. Nargile dumanları, Arap şiirlerinden bestelenmiş şarkılardan ruhunuz mest oluyor. Bir köşede ise karakalem çalışan hüzünlü bir ressam var.
Amman şehri yoksulluk ve ihtişam üzerine kurulmuş bir şehir. Bir yanda saray, gökdelenler, konaklar, ve iş mekanları var. Diğer yanda ise çoğu Suriye ve Filistin’den göçmüş insanların yaşadığı yoksul mahalleler.
Amman’a çalışmak, gezmek, okumak için dünyanın dört bir yanından gelmiş insanlar görmek mümkün. Aynı zamanda Ortadoğu’nun en büyük üniversitelerinden biri burada. Ürdünlü öğrencilerin yanında Amerika’dan, Avrupa ülkelerinden gelen çok sayıda öğrenci var. Öğrenciler Amman kentinin havasını tamamen değiştirmiş. Gidilen pek çok mekanda yerli halktan çok yabancı görmek mümkün. Bize bu şehirde rehberlik yapan İstanbul’dan okumak için Amman’a gelen Safa ve Muhammed’di. Muhammed İlahiyat Fakültesi öğrencisi. Safa ise Hukuk eğitimi görüyor ve beş yıldır bu şehirde yaşıyor. Ancak ikisi de okul bitince memleketlerine dönmenin hayalini kuruyorlar.