|

Ana vatan Türkiye baba vatan Almanya

Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ülkemizden kilometrelerce uzakta yaşayan özellikle 18-22 yaş aralığındaki gençleri kendi kültürleriyle yakınlaştırmak için bir program düzenledi. Gençlik Köprüleri adı verilen projeyle İstanbul’a gelen gençlerin ana vatanı Türkiye baba vatanı Almanya.

Yeni Şafak ve
04:00 - 22/02/2015 Pazar
Güncelleme: 18:17 - 21/02/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Yurt dışında yaşayan milyonlarca Türk vatandaşı var. Seneler önce Türkiye’den göç eden bu insanların çocukları maalesef bağlı olduğu kültürden gittikçe uzaklaşıyor. Geçmişini, tarihini, kültürel değerlerini unutuyor. T. C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ülkemizden kilometrelerce uzakta yaşayan özellikle 18-22 yaş aralığındaki gençleri kendi kültürleriyle bir nebze olsun yakınlaştırmak için bir program düzenliyor. “İşte benim ülkem, işte benim tarihim” sloganıyla yola çıkan YTB, bu yıl ilk kez başlattığı Gençlik Köprüleri projesiyle 40 kadar gurbetçi genci Türkiye’ye getirdi. Almanya’nın Nürnberg kentinde yaşayan gençlerin arasında İstanbul’a ilk kez gelen de vardı, İstanbul’a defalarca gelse de tarihi zenginliklerini görmeyen de vardı. Programda Urfa ve Mardin şehirleri de vardı ama yoğun kış şartları nedeniyle Ankara ve Konya’yı gezen gençler böyle bir projenin yapılmasından son derece memnun. İstanbul’da Topkapı, Sultanahmet, Kapalıçarşı, Diriliş dizi seti ve daha birçok yeri ziyaret eden gençlerin ana vatanı Türkiye, baba vatanı ise Almanya.


BİR KEZ DAHA ANLADIM

YTB, projeyi duyurduktan sonra sivil toplum kuruluşlarından başvuruları alıyor. Bu yıl ilk kez projeye katılan Müsiad’ın Nürnberg şubesi oluyor. Projenin amacı Almanya’da yaşayan Türk gençlere Türkiye’yi sevdirmek. Türkiye’ye gelince herkes kendi akrabalarını geziyor kendi memleketini ziyaret ediyor. Türkiye’nin farklı değerlerini göremiyor. Almanlar ana vatana baba vatan diyor. Bu çocuklar ve gençler için Türkiye ana vatan, Almanya baba vatan olmuş. İki ülkeyi de seviyorlar. Mesela Batuhan Çetin. 18 yaşında olan Batuhan, Nürnberg’de doğmuş bir Zonguldaklı. Her sene büyüklerini görmek, akraba ziyaretleri yapmak için memleketine gidiyorlar ailecek. İstanbul’a da yine akraba ziyaretleri için birkaç kez geliyorlar. “Bir kez daha anladım ki İstanbul, kültürü ve tarihi zenginlikleriyle gerçekten çok güzel ve muhakkak görülmesi gereken bir şehir” diyen Batuhan, Almanya’daki arkadaşlarına ülkesinin ve özellikle İstanbul’un tanıtımını yapacağını söylüyor.


Kendi başına Osmanlıca öğreniyor

Grupla ilk gün Sultanahmet'te buluşuyoruz. Tarihi Yarımada'yı birlikte geziyoruz. İlk kez bu bölgeyi gezenler çok daha heyecanlı. Grupla ikinci buluşmamız ise tarihi bir mekanda değil Ertuğrul dizisinin çekildiği Beykoz'daki sette oluyor. Seti gezdiren rehberi can kulağıyla dinliyorlar. 20 yaşındaki Muhammed Furkan Dursun da öyle. “Geçmişini bilen geleceğini de bilir” diyor Furkan. O yüzden tarihine sahip çıkıyor. Hatta Osmanlıca bile öğreniyor. Hem de kendi başına. Evlerinde dedesinin eski bir Osmanlıca kitabı var. İleride Osmanlıcasını ilerletmek istiyor. Tarihi dizilerden öğrenmenin kitaplardan öğrenmeden farklı olduğunu düşünüyor. Tabii dizilerin de olayları kaynaklara bağlı olarak aktarması gerekiyor.


Osmanlı tokadını bile öğrendim

Gezi programında Diriliş’in Beykoz Kundura Fabrikası’ndaki set ziyareti de var. Çekimlerin yoğunluğu nedeniyle oyuncularla bir araya gelemeyen gençler böylesi büyük bir platoyu görmenin mutluluğuyla yetiniyor. Hasta hasta Ertuğrul Gazi'yle tanışmak için gelen Emre Bozkurt, sette Engin Altan Düzyatan'ı göremeyince büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Emre, Osmanlı tarihine o kadar meraklı ki Osmanlı tokadı nasıl atılır onu bile öğrenmiş.


İstanbul'u görünce çok şaşırdım

İstanbul’a daha önce gelmediyseniz İstanbul denince aklınızdan birçok şey geçiyor. Daha önce gittiğiniz şehirlere benzetmeye çalıyorsunuz ilkin. Sonra gözünüzde canlandırmalar yapıyorsunuz televizyon gördüklerinizle veya duyduklarınızla. Gelince anlıyorsunuz aslında hem her şehre benzeyip hem de bütün şehirlerden farklı olduğunu. Almanya’nın Nürnberg şehrinden gelen bir diğer genç Taylan Uzunca gibi kafanızda çok eski bir İstanbul silueti varsa şimdiden silin. Kahramanmaraşlı olan Taylan, İstanbul’a ilk defa geliyor ve o da gelmeden evvel pek çok şey kurmuş. Taylan, “İstanbul’u çok modern bir şehir zannetmiyordum. Hatta tramvay görünce şaşırdım. Daha eski bir şehir vardı kafamda. Çok büyük bir şehir” diyor.


Süleyman Şah’ı tanıdım

Bilal Yücekök tarihe meraklı bir diğer genç. 20 yaşında. “Büyük bir imparatorluk olmasına rağmen Almanya’da tarih derslerinde Osmanlı’ya değinmiyorlar” diyen Bilal’in tarihe olan ilgisi Diriliş gibi dizilerle daha da artmış. Daha önce yapılan dizileri çok beğenmeyen Bilal, tarihin yanlış anlatılmasından rahatsız oluyor. Bu kültür turu onun için çok verimli olmuş. İstanbul’a çok küçükken geldiği için hayal meyal hatırlıyor gördüklerini. Bilal, “Bu otağı ve dizinin kamera arkasını görmek güzel bir deneyim oldu benim için. İnsan geçmişini öğrenmesi güzel. Diriliş Süleyman Şah’ın kim olduğunu öğretti. Osman’ın dedesi olduğunu bu dizi sayesinde öğrendim” diyor.


Birlik olmasaydı Osmanlı olmazdı

Buradaki gençlerin çoğu Almanya’daki okullarda Osmanlı tarihinin üstünkörü anlatıldığını söylüyor. Daha çok Alman ve Batı ağırlıklı bir tarih eğitimi alıyorlar. Ancak bu durum onların Osmanlı tarihini öğrenme şevklerini kırmıyor. Bilakis tarihlerine sıkı sıkı sarılıyor, sahip çıkıyorlar. Kendi imkanlarıyla kitaplar alıp okuyorlar, bilinçleniyorlar. Son dönem artan tarih dizileri de onların başka kaynakları olmuş. Diriliş setini de bu yüzden gezmek istemişler. 17 yaşında olan Salih Toraman, Diriliş için “Tarihimizle ilgili birliğin, inancın ve İslam’ın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Ertuğrul ile ağabeyinin kavgalı olduğu yansıtıldı. Sonradan birlik içinde obanın birliğini sağladılar. Ağabeyle kardeş uyum içinde olmasaydı Osmanlı kurulamazdı” diyor.


Heyecan verici bir deneyim

Sultanahmet Meydanı'nı gençlerle beraber geziyoruz. Gençler her yanda başka bir tarihin izlerini görmekten memnun. Hava soğuk ama onlar soğuğa aldırmıyorlar. İstanbul geçmiş ve bugünü bir arada yaşayan ve yaşatan bir şehir de aynı zamanda. Kalabalık ve kozmopolit nüfusuyla tipik bir metropol olsa da insanı içine çeken bir tarafı da var. Burhan Barut da kentin bu özelliğinden çok etkilenmiş. Aslen Çorumlu olan Burhan, senede bir kez akraba ziyaretine geliyor. Bu, İstanbul’a ilk gelişi Burhan’ın. Çevresindeki insanlardan duyduğu şeyleri kendi gözleriyle ilk kez görüyor. Heyecan verici bir deneyim bu onun için. 


Şehrimizi ne kadar yaşıyoruz

İstanbul’un hem ülkemizde hem de yurt dışında övgüyle bahsedilen bir şehir olduğunu biliyoruz. Peki, gerçekte İstanbul’u ne kadar tanıyor ve yaşıyoruz. Ergin Sönmez bunu 22 yaşında fark etmiş. Ergin, birkaç kez İstanbul’a gelmiş ama tarihi bir gezi hiç yapmamış. İstanbul’un ve ülkesinin tarihini bu denli geniş çapta tanıma fırsatı bulduğu için kendini şanslı hissediyor. İstanbul’u herkes sever ama tarihini, kültürünü kimse doğru düzgün bilmez. Hatta içinde yaşayan bizler için bile keşfedilmemiş birçok yanı vardır İstanbul’un.

#almanya
#türkiye
#osmanlı
#süleyman şah
9 yıl önce