|

Anısı sende kalsın eşyaları sat gitsin!

Fatih''in tarihi semti Balat bugünlerde ilginç bir mezata ev sahipliği yapıyor. ''Özgürlük için hayellerini değil, eşyalarını sat kurtul!'' sloganıyla yola çıkan açık arttırmada aklınıza gelebilecek her şey satışa sunuluyor. Mezatın müdavimleri arasında ise tanınmış iş adamları, sanatçılar özel koleksiyoncular var.

Sedat Özkömeç
00:00 - 14/09/2014 Pazar
Güncelleme: 19:39 - 13/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Anısı sende kalsın eşyaları sat gitsin!
Anısı sende kalsın eşyaları sat gitsin!

Satıyoruuum, Sat!…..Sat!….. Sattımmm!!!!.. Bu sözler bugünlerde Balat''ın tarihi sokakları arasında yankı buluyor. Fener''deki Balat Kültür Evi''nin ev sahipliğinde her cumartesi öğle vakti bir salona toplanan sanatsever, koleksiyoner ve meraklılardan oluşan müdavimler, ''Sat Kurtul'' isimli mezatta, çay kaşığından tutun da ünlü bir ressamın gün ışığına henüz çıkmayan yağlı boya tablosuna kadar birçok eser ve antika parçaya açık arttırma yoluyla sahip olabiliyorlar.

''İnsanların hayalleri çok değerli, onları korumak ve sahip çıkmak gerekir. Ancak bir zamanlar aramızda duygusal bağ kurduğumuz evimizde biriktirdiğimiz, artık tavan arasında unuttuğumuz eşyalarımızdan, koleksiyonlarımızdan kurtulmalı, onları satmalıyız..'' Bu sözler ''Sat Kurtul'' mezatının mucidi ve sahibi Murat Can''a ait. 20 yıllık sahaf-koleksiyon ve antikacılık geçmişini mezatçılığa dönüştüren Can, ''Özgürlük için hayellerini değil, eşyalarını sat'' sloganıyla yola çıktığını ve insanların her geçen gün artan ilgisiyle karşılaştığını söylüyor. Can, ''Diğer mezatlardan farklı olarak sadece sanatsal değeri olan antika parça ve eserlerin dışında aklınıza gelebilecek herşeyi burada satışa sunuyoruz. Ve çoğu zaman ilk teklifi mezata katılanlardan alıyoruz. Örneğin iflas etmiş bir tekstil firmasının tşörtleri burada piyasadakinden çok daha ucuza alıcı bulabiliyor. Ya da evindeki kütüphaneyi bir eskiciye verse hepsi için bin lira kazanacak olan bir kişi, ''sat kurtul''da aynı kütüphaneyi 7 bin liraya satabiliyor. Neresinden bakarsanız bakın çok karlı bir sistem'' diyor.

İLK VE TEK İNTERAKTİF MEZAT

Sat kurtul''un Türkiye''nin ilk ve tek interaktif mezatı olduğunu söyleyen Murat Can, her hafta yaklaşık 5 bin adet bastırdığı el ilanı ve broşürleri posta kutularına, kafelere, kültür sanat merkezlerine arkadaşlarıyla birlikte dağıttığını belirterek, ''Bu çabalarımız yoğun katılımcı olarak geri dönüyor. İnsanlar bizi arıyorlar. Evlerinde, tavan aralarında ya da bodrumlarında varlıklarını bile unuttukları, artık kendilerini tutsak edinmiş eşyaları, koleksiyonları olduğunu söylüyorlar. Ben de tıpkı bir eksper gibi adrese gidip bir fiyat belirliyorum. Çoğu zaman da ilk teklifi mezat sırasında katılımcılara bırakıyoruz. Çok ilginçtir, bu sistemde herkes kazanıyor. Normalde artık kullanmadığı kitaplarını ya da dede yadigari tarihi bir silahını satacak kimse bulamayan kişi, bu yolla çok daha iyi bir bedele satabiliyor. Bu satışlardan elde edilen gelirin yüzde 15''ini ise ben kazanıyorum'' şeklinde konuşuyor.

ÜNLÜLER AKIN EDİYOR

Sanat ve iş dünyasından bir çok tanıdık simanın Sat kurtul''a geldiğini ifade eden Murat Can, ''Yeşilçam''ın ünlü jönlerinden Ediz Hun, iş adamı Tahsin Öztiryaki, ünlü antikacı Uğur Batur, galerici Yahşi Baraz, büyük otellerin sahipleri müdavimlerimiz arasında bulunuyor. Tabi merak edip gelenlerin sayısı da bir hayli fazla. Bavulunu kapan geliyor, doldurmadan gitmiyor dersem abartmış olmam'' diyerek gördükleri ilgiyi anlatıyor.

Aslında bir sosyal yardım projesi

Sat kurtul''un bir sosyal yardım projesi olduğunu söyleyen Murat Can, ''Sat kurtul''u nasıl başlattığını ise şu sözlerle özetliyor: ''Çocukluğumda teksas- Tommiks, pul koleksiyonu ve bir sürü obje biriktirmiştim. Bir gün bir baktım ki bir zamanla aramda duygusal bağ olan bu nesneler, evimin kalabalığından başka bir şey olmamışlar. Bu fikir de böyle doğdu ve gelişti. Biliyorum ki benim gibi eşyalarının esir aldığı bir sürü çaresiz insan var. Kimisi memur, başka bir kente göreve giderken eşyalarını bırakmak zorunda kalıyor. Ya da ederinin çok altında eskiciye veriyor. Ya da tarihi değeri olan ama farkında bile olunmayan dede yadigarı eser, parça ve objeler tavan arasında unutulmuş, gün ışığına çıkmayı bekliyor. İşte Sat kurtul burada devreye giriyor. Tıpkı sosyal bir kurum gibi çalışıyor. İhtiyacı olan ile satmayı hedefleyeni bir araya getiyorum.''

Yurtdışında örnekleri var

Sat Kurtul''a eşi Meltem Hanım''la ikinci defa geldiklerini söyleyen Burçin Bendegül, özel bir firmada yöneticilik yaptığını ama koleksiyon tutkusu olduğunu belirterek, ''Benim kahve takımı kolleksiyonum var. Ama biz koleksiyonerler tabir yerindeyse ''çöpçüyüz''. Alır, satarız. Bu anlamda bu mezat bize çok ilginç geldi. Aslında yurtdışında oldukça yaygın olan bir sistem, ama nedense Türkiye''de daha yeni başladı. Umarız benzerleri çoğalır. İnsanların çoğu ellerindeki değerli koleksiyon parçalarının, sanat eserlerinin farkında bile değiller. Bu sistem sayesinde onları gün ışığına çıkartabiliriz'' diyor. Bendegül, bugünkü mezattan 7 liraya bir Kuran''ı Kerim ayetinin yaldızlı sayfasını satın aldığını sözlerine ekliyor.

10 yıl önce