|

Anzaklar övünmek yerine ders çıkarsın

Çanakkale Savaşlarına Anzak askerlerinin katılmasının bir hata olduğunu dile getiren Avusturalyalı tarihçi Jonathan King, “Bizim dedelerimiz 200 yıl önce Avusturalya'ya gelen mahkumlardı. Bir kahramanlık hikayesine ihtiyacımız vardı ve yıllarca Çanakkale Savaşları'na katılan Anzak askerlerinin kahramanlıkları anlatıldı. Oysa bizim bu savaştan övünmemiz değil ders çıkarmamız gerekir” diyor.

Yeni Şafak ve
04:05 - 3/05/2015 Pazar
Güncelleme: 23:57 - 2/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Çanakkale Savaşları'nın 100. Yılı etkinlikleri için Anzaklarla birlikte Çanakkale'ye gelenler arasında bu yıl ilginç bir isim vardı. Avusturalyalı tarihçi akademisyen Jonathan King. Onun buraya geliş sebebi savaşta hayatını kaybeden dedelerini anmak değil tam aksine Çanakkale Savaşları'yla ilgili ezberleri bozmaktı. Çünkü King'e göre 100 yıldır Avusturalya'da halka anlatılan bu kahramanlık hikayeleri bir masaldı ve artık insanların bu masala inanmaması gerekiyordu. Ona göre İngilizler tarafından kandırılıp savaşa sokulan Anzaklar bu topraklara ancak özür dilemek için gelmeliydi. Yine Anzakların Gelibolu'ya çıkmasını yeni nesile bir kahramanlık hikayesi olarak anlatan Avusturalya devleti, bunun yerine Çanakkale Savaşları'na nedensiz olarak katılıp hayatını kaybeden 8 bin Anzak adına İngiliz hükümetiyle hesaplaşmalıydı.



ÖVÜNMEK YERİNE DERS ÇIKARMALIYIZ


King, Anzakların İtilaf Devletleri safında yer alarak Türklere saldırmasının bir kahramanlık değil büyük bir hata olduğunu söylüyor ve bu hatanın bedelini kayıplarla ödediğini düşünüyor. King, “8 bin Anzak burada hayatını kaybetti. 8 ay süren savaşın sonunda biz çekilmek zorunda kaldık ve Osmanlı ordusu savaşı kazandı. Gelibolu Savaşı'nın Avusturalyalılar için yüceltilecek bir yanı yok. Bizim bu savaştan ders çıkarmamız gerekiyor, övünmemiz değil. Çünkü bizim gerçekten de bu savaştan ders alacak çok şeyimiz var. Ancak bugün aynı hata bir kez daha Suriye'de işleniyor" diyor.



Bu “büyük hata"ya dikkat çekmek için tarihçi yazar King, Gelibolu Yarımadası'nda savaşıp o dönem hayatta kalmış son 10 Anzak askeriyle görüşerek onların anlattıklarından yola çıkarak Gelibolu Günlükleri adlı bir kitap hazırlamış. En son Anzak askerinin 2002'de vefat ettiğini söyleyen King, şunları anlatıyor: “Son yaşayan Anzak askeri de Çanakkale Savaşları'nı bir felaket olarak nitelendirdi. Len Hall adındaki Anzak askeri bana 'Bir dahaki sefere savaşırsak taraf değiştireceğim ve Anzaklara karşı Türklerin yanında savaşacağım' dedi. Savaş alanında Anzak askerleri, Osmanlı askeriyle arkadaşlık kurdu çünkü birbirleriyle konuşacak kadar yakındılar. Bazı zamanlar birbirlerine çikolatalar, sigaralar, yiyecekler hediye ediyorlardı. Bir yazar olarak tüm hayatım boyunca tarihi kitaplar yazdım. Her seferinde kurgu değil, gerçekleri anlattım."



BİZİM DEDELERİMİZ MAHKUMLARDI


King, bundan 200 yıl önce gemiler dolusu mahkumun İngilizler tarafından Avusturalya'ya getirilip bırakıldığını söylüyor ve bugünkü Avusturalya halkının atalarının da bu azılı mahkumlar olduğunu sözlerine ekliyor. King şu bilgileri paylaşıyor: “Avusturalya devletini kuranlar ayaklarında prangalarla gelen en azılı mahkumlardı. Onlar gemilerle buraya getirilip bırakılmıştı. En ağır cezalara maruz kalmış bu mahkumların kurduğu bir ülke elbette Avusturalya halkı için övünülecek bir geçmiş değildi. Benim dedem de bu mahkumları getiren bir subaydı ve burada kaldı. Dedelerinin azılı birer suçlu olarak bu topraklara geldiğini söylemekten utanıyorlardı. Bu yüzden Gelibolu savaşı Avusturalya için çok önemliydi. Utanç duydukları tarihi kendilerine unutturacak yeni bir tarih yazmak istediler. Bunun için de Çanakkale'yi bir kahramanlık hikayesi olarak anlatmayı tercih ettiler. Oysa tamamen yalandı. Görüştüğüm Anzakların hepsi, bu savaşın bir hata olduğunu söylüyorlar. Hatta görüştüğüm askerlerden biri, 'Türkler çok iyiydiler. Bir Çanakkale Savaşı daha olsa Osmanlı ordusuna katılırdım' dedi"



Aynı yanlışı Suriye'de yapıyoruz


Akademisyen yazar Jonathan King, Çanakkale Savaşı'ndan bugünkü Avusturalya hükümetinin ders çıkarmadığını düşünüyor. Çünkü aynı yanlışın bugün Suriye'ye IŞİD'e karşı savaşacak insan gönderilerek yapıldığını söylüyor. King, “IŞİD'e karşı Avusturalya'da insan toplanıyor. 100 sene önce Çanakkale Savaşı'na katılmanın doğru olmadığını kimse söyleyemedi çünkü tarihçiler ve gazeteciler sansüre uğradı ancak bugün eski Avusturalya yok ve biz Suriye'ye savaşmak için gitmek istemiyoruz. Bizim için bu bir kahramanlık hikayesi olamaz, olmamalı da" şeklinde konuşuyor. King sözlerini şöyle tamamlıyor: "Çanakkale Savaşı'nı bir kahramanlık hikayesi gibi anlatanların unuttuğu bir şey var; yaşları henüz 14-15 olan 8 binin üzerinde Anzak geri dönmedi. İngilizlerin yanlış politikası yüzünden bu gençler öldürüldü. Bugün aynı durumu IŞİD'le çocukları savaşsın diye Suriye'ye gönderen aileler yaşamammalı."



İSTANBUL İLHAM VEREN BİR ŞEHİR


Türkiye'ye ilk kez Gelibolu Günlükleri kitabı için araştırma yaparken geldiğini söyleyen King, 20 yıl sonra yeniden burada olduğu için mutlu. King, "İstanbul bir yazar için harika bir şehir, yüzlerce yıllık geçmişinden ilham alınacak bir şehir ama ben öyle bir yerden gelmiyorum. Benim geldiğim ülkenin geçmişi 200 yıl öncesine uzanıyor yani ilham alıp yazacağım bir tarihi, geçmişle güçlü bir tarih bağı yok. Bu yüzden İstanbul'u çok sevdim ve beni etkiledi" diyor.



Aborjinlere yapılanlar kara bir lekedir


Tarihçi Jonathan King, “ Siyasetçiler ve tarihçiler 100 yıldır Gelibolu'da savaşmanın bir kahramanlık olduğunu halka anlatıyor ve diyorlar ki 'Avusturalya devleti Gelibolu kıyılarında doğmuştur'. Onlar da atalarının azılı mamkumlar olduğunu söylemeye utandıkları için bu kahramanlık hikayesine inanıyorlar. Oysa Avusturalya halkının utanması gereken mahkum dedeleri değil Avusturalya yerlisi olan Aborjinlere yaptıkları kıyımlardır. Avusturalya tarihinde kara bir leke olarak bu kıyım yer almaktadır” diyor.



GELİBOLU KIYILARINDA YENİ DOĞUŞ


Çanakkale Savaşı'nın en önemli sonucunun, Yeni Türkiye'nin kurulması olduğuna dikkat çeken King, “Mustafa Kemal'in adı bu zaferle birlikte öne çıktı ve Yeni Türkiye'nin kurulmasında bu savaşta kazanılan zafer etkili oldu. Bu yüzden belki de Anzaklara teşekkür etmeniz lazım” diyerek espri yaptı.



DEDEM DE ÇANAKKALE'DE SAVAŞMIŞ


King'in Çanakkale Savaşları'yla ilgili araştırmaları bir gün babasının ''İngiltere'de dedeninin mezarını bul'' sözüyle başlamış. “Dedem İngilizlerle birlikte Çanakkale Savaşları'na katılmış daha sonra Fransa'ya gitmiş. Dedemin mezarını bulduğumda mezar taşında yazılanları okudum ve Çanakkale Savaşları'yla ilgili araştırma yapmaya başladım” diyen King, doksanlı yıllarda hala hayatta olan on Anzak'a ulaşarak Çanakkale Savaşları'nı onların ağzından dinleyip bu anlatılanlardan hem belgesel hem de kitap yaptığını anlatıyor. King, “Hepsi de Çanakkale'ye gelip Türklerle savaşmalarının bir hata olduğunu kabul ediyordu” diyor.





Üç şehir gezdigençlere tarihi anlattı


Yunus Emre Enstitüsü'nün, Çanakkale Savaşları'nın 100'üncü yılı dolayısıyla Bursa'nın Nilüfer Belediyesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin katkılarıyla düzenlediği 100 Yıllık Barış-Çanakkale: Edebiyat Köprüleri etkinliği çerçevesinde tarihçi ve akademisyen Jonathan King gençlerle biraraya geldi. King, Bursa, Çanakkale ve İstanbul'da üniversite öğrencilerine Çanakkale Savaşları'nın dününü ve bugününü anlattı. King'in kaleme aldığı Gelibolu Günlükleri kitabı Avusturalya'da yayınlandığında epey ses getirmişti. Kitabın bir de belgeseli var. Ali Önsan tarafından Türkçe'ye çevrilen ve Osman Çakmakçı'nın editörlüğünde yayınlanan kitap Anzak askerlerinin cepheki notlarından ve günlüklerinden yola çıkılarak yazılmış.


#Jonathan King
#çanakkale savaşları
#anzaklar
9 yıl önce