|

Ayakta alkışlanan sanat

Deri üzerine farklı sanat teknikleri uygulayan Zanaatkâr Fatma Menteş, dünyaca ünlü ürünlerini tamamında makine kullanmadan, el emeğini ortaya koyuyor. Resim dersini Rus Ressam Dimitri Savastin’den alan Menteş Türk dericiliğinde en iyi isim olan Akif Şenoğlu’ndan ise dericilikle ilgili ders almış. Fatma Usta hem deriden ayakkabı, çanta gibi ürünler yapıyor hem de bu sanatı bu mesleği 10 farklı ülkeden gelen gençlere de öğretiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 17/05/2015 Pazar
Güncelleme: 20:49 - 16/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak
TALHA MENTEŞ - FATMA ÇELİK


İnsanlığın en eski ve temel malzemelerinden biri olan derinin hayatımızdaki rolü tartışılmaz. Yeri gelmiş savaşlarda zırh olmuş korumuş, yeri gelmiş kıyafet, yeri gelmiş ayakkabı olup sarıp sarmalamış, yeri gelmiş jelatini ilaçların içine girip şifayı taşımış. Birçok kaynakta Haçlı Seferleri sırasında Avrupalıların dericiliği Anadolu'daki dericilerden öğrendiği yazılır. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiğinde ilk olarak Kazlıçeşme'de deri sanayisinin kurulmasını emretmesi de derinin ne kadar önemli bir malzeme olduğunun göstergesi.



TANIŞIKLIK ÇOCUKLUKTAN


Deri bugün de değerini ve önemini sürdürüyor. Kullanım alanlarıysa giderek çeşitleniyor. 23 yıldır deriyle çalışan zanatkar Fatma Menteş, bu zamana kadar yapılan deri ürünlerinden farklı olarak tezhip, resim, rölyef gibi teknikleri deriyle buluşturuyor. Aileden gelen ayakkabıcılık sebebiyle deriyle küçük yaşlarda tanışan Menteş'in sanat hayatı Cafer Ağa Medresesi'nde tanıştığı seramik sanatı ile başlamış. Menteş, daha sonra sırasıyla hat sanatı, Osmanlıca, rölyef, tezhip, resim, fotoğraf ve deri ile devam etmiş. Resim dersini karikatür müzesinde dünyaca ünlü Gagavuz Türkü olan Rus Ressam Dimitri Savastin'den alan Menteş, deri dersini ise Türkiye'nin en iyilerinden biri olarak nitelendirdiği, Akif Şenoğlu'ndan 3 yıl özel eğitimle almış.



DERİ TEZHİPLE BULUŞUYOR


Bu eğitimden sonra deriyle çalışmaya başlayan Menteş, diğer sanat dallarındaki birikimini deri üzerinde kullanıyor. Menteş sanatını konuşturarak, deriden yaptığı çanta, sandalet, takı, dekoratif ev eşyaları, tablolar gibi ürünlerde resim ya da tezhip kullanarak farklı



EVS Avrupa Gönüllü Hizmeti gönüllülerinden 10 farklı ülkeden öğrencisine derinin önemini anlatıp, kendi kullanacakları ürünleri yapmasını sağlıyor. Bu zamana kadar da 13 tane halk eğitim hocasına ders veren Menteş, doğal derinin hem kültürel mirasımız hem de sağlık açısından oldukça konforlu olmasından dolayı tercih edilmesi gerektiğini anlatıyor. Diğer dericilere göre farklı sanat dallarını biliyor olmasının işinde fayda sağladığını söyleyen Menteş, yaptığı her üründe farklı hikâyeleri barındırıyor.



DERİ NEFES ALAN ORGANİZMA


Suni derinin ayakta mantar yapıp, hava almasını engellediğini söyleyen Menteş, “Doğal deri ise hava alıyor. Deri nefes alan canlı bir organizma. Suni deri uygun olabilir ama dayanıksız. Ben 3 yıl önce yaptığım sandaleti hala giyiyorum.” diyerek insanların neden doğal deri kullanmaları gerektiğini anlatıyor.



ELEKTRİKTEN YARARLANMIYOR


Ham olarak rulo şeklinde gelende derileri renksiz olarak alan zanaatkâr Menteş, deride yapmak istediği modelin kalıbını çıkartıyor. Çıkardığı kalıbı derinin üzerine koyup kestikten sonra boyanıp, lak süren Menteş, resim yapılacaksa resim, tezhip uygulanacaksa tezhip uyguladıktan sonra monte edip delerek dikiyor. Yaptığı ürünlerin hiç birinde elektrikli bir uygulama bulunmuyor.



10 PARMAĞINDA 10 MARİFET


Oğlu lisedeyken üniversiteden mezun olan Menteş, 2003 yılında da bir çocuk kitabı çıkardı.



Peygamberimizin sandaletinden yaptım






Topkapı Sarayı'nda sergilenen Peygamber efendimizin sandaletinden çok etkilenen Menteş, aynısında yapabilmek için orijinali görebilmeye çalışmış ama sadece fotoğraflarında yola çıkarak yapığı sandaletinin tekini kafasındaki soru işaretleri sebebiyle tamamlayamıyor. Yaptığı tekiş sandalet içinde bir yıl beklediğini hatırlatıyor. Derinin katlarını topuk olarak kullandığı gören Menteş, Peygamber efendimizin sandaletinin 6 ve 4 kattan oluştuğunu söylüyor. Tek seferde aklında kalmadığı için defalarca Saray'a sandaletin fotoğrafını görmeye gittiğini anlatan Menteş, “Bir gittim taban ve topuk kısmındaki katları saydım. Bir gittim şekline baktım. Sırf bu yüzden müze kartı aldım. Görebilmek için ama göremedim.” dedi. O dönemde bunu düşünüp yapmalarının muhteşem bir işçilik olduğunu dile getiren Menteş, burunlarında kıvrıklık olmasını da ayağa kum girmesini engellemek ve herhangi bir taşa çarpmamak için yapıldığını söylüyor. Peygamber efendimizin 2 farklı sandaletini yapan Menteş, birinde tezhip uygulayarak kendi farkındalığını ortaya koyuyor.



Esinlenerek yapıyor


Topkapı Sarayında gördüğü, Osmanlı kültüründe ok kılıfı olarak kullanılan sadaktan esinlenerek de 3 farklı çanta modeli çıkaran Menteş'in yaptığı ürünler tek olma özelliği taşıyor. Yaptığı ürünlerin tek olmasında dolayı kullanıcıların farklı bir mutluluk duyduğunu belirten Menteş, yurtdışından siparişler alarak, insanların hayallerindekini gerçekleştiriyor.


Derinin doğal olup olmamasını anlamak için deriyi dilimize yapıştırdığımız da dilimize yapışıyorsa doğal olduğunu belirten sanatçı Menteş, “Eğer dilinize az yapışıyor ve yapışmıyorsa içinde kimyasal olduğunu anlayabilirsiniz.” diyor.



Yavrularım gibiler


Bali tiner kullandığı için sağlık açısından bazen zorlandığını söyleyen deri ustası Menteş, ürünlerinin tamamını elektrik kullanmadan yapıyor. İğne ile deriyi diktikten sonra parmağında bir hafta kadar ağrı olduğunu söyleyen Menteş, “Bu kadar emek verdikten sonra değerini bilmeyecek birine gitmesi beni üzüyor. Vermek istemediğim kızlarım gibiler.” dedi.



Sahibini buluyor


Yaptığı ürünlerin sahipleriyle çağrışım yaptığını anlatan Menteş “Bazı ürünler yapıldığı gün bazısı seneler sonra satılıyor. Bence deri kendi sahibini bekliyor. Kimse beğenmez ama bir tanesi beğenip alır.” diyor. Çoğu kişinin hayalindeki ürünü doğal deriye uygulayan Menteş, alıcıların ürünün ne kadar uğraş istediğine şahit olduklarından sonra ürüne daha bir sahip çıkıp, doğal deriden başka bir şey kullanamaz olduklarını söylüyor.



Duygusal bağı elimizden aldılar


İnsanın hayal ettiklerinin yapmasının çok zevkli olduğunu söyleyen Menteş, deriyi işlediği süreç içerisinde duygusal bir bağı oluştuğunu söylüyor. Makine yapımı ürünler ile usta arasındaki bağların ortadan kaldırıldığına yakınan sanatçı Menteş, “Daha hızlı tüketime doğru ilerliyoruz. Daha değersiz hale gelen ürünler tüketiyoruz.” dedi.



Meditasyon gibi


Sanat veya başka bir uğraş edinmenin meditasyon gibi olduğunu söyleyen Menteş, 17 yıl önce tablo yaparken hangi programı kimlerin ve ne konuştuklarını hatırlayarak “İbrahim Paşalıyla, Hasan Nayil Canat konuşmalarını hatırlıyorum. O zaman gece yapıyordum. Dikkatimi dağıtacak unsurlar yoktu radyoyla arkadaştım.” diyor.



Depresyona girilmiyor


“Bizim çocukluğumuzda o kadar çok oyuncak yoktu. Bende küçük ve büyük elmaları üst üste koyup çubuklarla birleştirip, kol bacak yapıyordum. Mısırın püskülüyle de saç yapıyordum. Oyunum bittikten sonra da bebeğimi yiyordum. Bir şeyler üretebiliyorduk. Şimdi çocuklar üretemiyor.” diyen Menteş, İstenildiği zaman her şeyin yapılacağını söyleyerek, “Böylece Depresyona da girilmiyor. El becerilerimi antideprasan olarak kullandım.” dedi.





#Zanaatkâr Fatma Menteş
#Topkapı Sarayı
#Hasan Nayil Canat
9 yıl önce