Dağların kuşatması altında mistik kokusuyla insanı büyüleyen bir kent: Kotor… Dar sokaklarında yürürken hayal kurmaktan kendinizi alamıyorsunuz önce. Sokakların bir başka sokağa açıldığı o büyüleyici hava, sizi alıyor başka bir aleme atıyor. Taş döşeli sokaklarıyla, çarşısıyla, burnunuza çalınan kendine has kokusuyla sizi bin yıl geçmişe götürüyor.
Gezimiz İstanbul Atatürk Havalimanı''ndan, Karadağ''ın (Montenegro) başkenti Podgorica''ya uzanan THY''nin direkt uçuşuyla başladı. Yaklaşık 1 saat 20 dakika süren uçuşun ardından Podgorica Havalimanı''na indik. Belirli fiyat tarifelerinin uygulandığı havalimanı bölgesinde, Mercedes ile taksicilik yapan bir mafyaya denk gelmemiz baya değişik bir deneyimdi. Karadağ''ın çeşitli noktalarındaki taksi mafyaları, maddi kaybı saymazsak zararsızlar. Yaklaşık 1 buçuk saat süren yolculuğumuzda Budva''yı da yakından gördük. Maviyle yeşilin kucaklaştığı bu coğrafya, Karadeniz şehirlerimizi andırıyor.
Yolu bitirip, Karadağ''ın sahil şehirlerinden biri olan Dobrota''ya ulaştık. Kalacağımız evin merdivenlerini birer ikişer tırmanırken, Allah''a minnet, doğanın güzelliğine hayranlık birbirine karıştı. Kotor Belediyesi sınırları içinde yer alan bölge, kuş seslerinin dahi duyulabildiği sessizlikte. Uçsuz bucaksız dağların ortasında yer alan Dobrota, bölgeye sürekli turlarla turist getirip götüren cruise gemilerinin ihtişamıyla yarışıyor. Derin maviliği, sizi içine çekiyor. Bir an önce ayaklarınızı suya sokma isteğiyle yanıp tutuşuyorsunuz. O an geldiğinde, dağların ortasında gökyüzüyle birlemiş hissin adı, özgürlük oluyor. Dobrota''da denize girdiğiniz zaman her an yağmur yağabilir. Sahil boyunca birbirinden güzel mekanlarda oturup yemek yiyebilir, denizin kokusuyla haşır neşir olabilirsiniz.
Karadağ''a gelip Tara Kanyonu''nda rafting yapmadan dönmek olmaz. Kotor''u gezdiğimiz sürede, Old Town''un içinde yer alan tur şirketlerinden biriyle anlaştık. Sabah 7''de Kotor''dan bizi alan tur yetkilileri ile Durmitor Milli Parkı''na uzanan yaklaşık 4 saatlik bir yola koyulduk. Tara Kanyonu 82 km uzunluğa ve en derin noktasında ulaştığı 1,300 metre derinliği ile Avrupa''nın 1. ve Dünya''nın 2. en derin nehir kanyonu ünvanına sahip kanyon, 1977 yılından beri UNESCO Dünya Mirası alanı olan Tara Kanyonu aynı zamanda Durmitor Milli Parkı dahilinde koruma altında tutuluyor. Tara nehri rafting rotasının bir parçası olarak Mayıs – Ekim ayları arasında suyu yükselen ve hızlanan Tara Kanyonu ekstrem spor ve rafting meraklılarını cezbeden bir merkez konumunda. Daha önce hiç rafting tecrübeniz yoksa meraklanmayın. Rafting merkezinde bulunan profesyoneller sayesinde ilk deneyiminiz bile olsa oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Brstnovica''dan Scepan Polje''ye uzanan günübirlik rafting yaklaşık 18 km uzunluk ile ortalama 2-3 saat sürüyor. Tara Kanyonu üzerinde en heyecanlı rafting rotası olarak kabul edilen bu bölge en kısa sürede en yüksek düşüşe sahip olduğu için oldukça heyecanlı bir deneyim sunuyor. Nehir üzerinde 50 adet güçlü akıntı bölgesinin 21''i bu rota üzerinde yer alıyor. Eğer tüm yolu geçerek gerçek bir macera yaşamak isterseniz hemen hemen 100 km''lik bir nehir yolculuğuna hazır olun. Başlangıç noktasında Ljutica şelalesini görebilir, ardından 165 metre yüksekliğe sahip harika Tara köprüsünün altından geçebilirsiniz. Yolculuğunuz esnasında ilginç tarihi Roma yolunu da görme şansına sahip olabilirsiniz. ''Funjicki bukovi'' ve ''Bijele ploce'' bölgelerinde bir nebze sakinleyen yolculuk sırasında buraya kadar Tara nehrinin sahip olduğu doğal güzellik karşısında hayrete düşeceksiniz. 1,100 metre ile ''Nisovo Vrelo'' kanyonun en derin bölgesi olarak karşımıza çıkıyor. Biraz daha ilerde dağ zirvesinin temeli olan ''Curevac'' (1,650 mt) Tara''dan göğe doğru bir nevi kanyon koruyucusu gibi yükselmekte. Durmitor Milli Parkı dahilinde en güzel manzaraya sahip yerlerden biri de tam olarak burası. Tara Nehri son 30 kilometresi Bosna & Hersek ve Karadağ arasında kıvrılarak geçiyor. Bu sebeple rafting yapacakların yanlarında su geçirmez çantaların içinde ve güvenli bir şekilde pasaportlarını taşımaları gerekiyor. Kamp alanlarında çadır, karavan alanı yanı sıra ufak bungalov tipi odalarda konaklama imkanı da mevcut.
Dobrota''dan sahil boyunca yürüyerek, tarihi dokusu ve enfes mimarisiyle sizi Roma''da dolaşıyormuş gibi hissettiren Kotor''a ulaşmak için on dakikaya ihtiyacınız var. Nefes kesici doğanın orta yeri Kotor''a vardığınızda, Stari Grad Old Town''a mutlaka uğrayın. Unicef''in Dünya Kültür Mirası Listesi''ne aldığı Kotor, Adriyatik Denizi''nin kıyısında fiyort şeklinde kıvrımlı bir girinti ve mis gibi bir doğayla kucaklıyor. Her bir sokağı farklı bir dünyaya kapılarını aralarken, taş binalarıyla göz dolduruyor. Old Town kendi kendine sarılan bir labirent adeta. Pek çok hediyelik eşya dükkanı ve restorantın yer aldığı bu yerden, yaklaşık 1,5 kilometre yukarıdaki kaleye çıkılabiliyor. Biraz sabır ve kan ter içinde atılan adımların ardından görülen manzara ise muhteşem… İndikten sonra Old Town içinde yer alan güzel mekanlardan birine atıp, bir şeyler yiyebilirsiniz.
Adriyatik kıyısını adım adım merak edenler için Budva iyi bir durak olacak. Kotor''dan taksiye atlayarak yaklaşık yarım saat sonra Budva''ya vardık. Güzel kıyı kasabası Budva''nın nüfusu turistler nedeniyle 7-8 kat artıyor. Kumsalları, hareketli gece hayatıyla Karadağ turizminin merkezi konumunda. Burada tatilciler için pek çok imkan düşünülmüş, Jetski, parasailing, flyboard gibi pek çok eğlence unsuruna, Budva sahilinde rastlayabilirsiniz.
Budva''da karnınız acıktıysa, hiç vakit kaybetmeden tavuk döner ustası Mehmet Ali Korkmaz abinin yanına uğrayın. Kendine özel stiliyle Budva''ya gelen turistleri tavuk döner ile tanıştıran ve aslen Antalyalı olan ustamız, 5 yıldır Budva''da yaşıyor. Günlerdir pizza ve makarna yemekten bunalan Türkler''e ilaç gibi gelen tavuk dönerin tadını asla unutmayacaksınız. Budva''da da yer alan Stari Grad, tıpkı Kotor''daki gibi iç içe labirentlerle dolu. Çeşitli hediyelik eşyalar ve güzel fotoğraf için oldukça ideal. Yaklaşık 8 gün süren Montenegro macerası, Budva''dan Podgorica Havalimanında sona erdi. Birbiri ardı sıra sıralanmış masalsı şehirlere, henüz vize istenmiyorken mutlaka gidin. Nemsiz havasını ciğerlerinize çekin, terlemeyin. Denize girerken ayaklarınıza çakıllar batsa da sonsuz mavilikle bütünleşin. Karadağ, yaşanmaya değer!
Kotor''da gezilecek önemli yerleri şöyle sıralayabiliriz:
- Stari Grad
- Aziz Trifon Katedrali
- Aziz Lukas Katedrali
- Aziz Ana Kilisesi
- Şifa Veren Meryem Kilisesi
- Kotor Sarayı
- Napoleon Tiyatrosu
- Fortification
- Kotor Kalesi
- Kotor Körfezi
- St Nicolas Katedrali
- Deniz Müzesi.
