|

Çanakkale bir şövalye savaşı

Uğural Vantholft, Çanakkale Savaşı hakkında yerli yabancı kaynaklardan oluşan kapsamlı kütüphaneye sahip tek isim.

Yeni Şafak ve
04:00 - 10/05/2015 Pazar
Güncelleme: 19:57 - 9/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

25 yıl bu alanda uzun süre araştırmalar yapan ve yerli yabancı kaynaklara ulaşan Vantholft ile Çanakkale hakkında bilinmeyenleri konuştuk.



Hollanda asıllısınız. Çanakkale'ye olan merakınız nereden geliyor?

Ailem Hollanda'dan II. Meşrutiyet'te Osmanlı'ya göç etmiş. Bir daha da ülkelerine dönmemişler. Çanakkale savaşına merak duymam ise oldukça ilginç bir şekilde başladı. Ailemde asker de savaşla ilgisi bulunan bir yakınım da yok. Çalışma hayatımın büyük bir kısmı yurt dışında geçti. Hollanda'da ve İngiltere'de yaklaşık 17 yıl banka yöneticiliği yaptım. 1990'da Avrupa'da yılbaşı tatilindeyken İstanbul'a geldim. Birgün Beyoğlu'nda bir sahafa gittim. İki kişi Çanakkale ile ilgili kitap arıyordu. Bulamadan çıktılar. Ben de merak ettim ve İstanbul'da ne tür Çanakkale kitapları var diye araştırmaya başladım. İlginçtir iki gün gezdim fakat İstanbul'daki hiçbir kitapçıda Çanakkale ile ilgili kitap bulamadım ve buna çok üzüldüm. Her yıl kutlanan zafer hakkında nasıl olur da kitabı bulunmazdı? Hatta şüpheye düştüm acaba bu savaş yapılmadı mı diye. Londra'ya döndüğümde ilk yaptığım şey, bir kitapçıya girip orada askeri tarihle ilgili bölümü sormak oldu. Çanakkale Savaşı ile ilgili 9 tane değişik kişi tarafından yazılmış kitabı görmek, bir defa bu savaşın yapıldığı konusunda beni rahatlattı.



KİTAPLARI FAKS VE MEKTUPLA TOPLADIM


Kütüphane fikri nasıl oluştu?

Savaşla ilgili kaynakları okumayı o kadar sevdim ki okudukça sayı 100'ü buldu. Baktım ki Türkiye'de kaynak sıkıntısı var, yurtdışından getirdiğim kitaplarla kütüphane oluşturma kararı aldım. 25. Yıl oldu.



Kitapları nasıl edindiniz?

O dönemlerde şimdiki gibi internet yoktu. Bir kitaba ulaşmak için faks veya mektup göndermeniz gerekiyordu. Birçok askeri tarih kitabı satan sahafla irtibat kurdum ve ellerine geçen kitapları bana bildirmelerini rica ettim. Böylece çeşitli ülkelerden sahaflar vasıtasıyla mevcut kitapları öğrendim ve onları toplamaya başladım. Sonra da bu müthiş külliyenin sahibi oldum.



Dünyanın en büyük Çanakkale kütüphanesine sahipsiniz, Çanakkale'nin nesi ilginizi çekiyor?

Genel olarak iki savaşan ordunun 1915'teki savaşını ben şövalye ruhuyla yapılmış bir savaş olarak görüyorum. Centilmenlik savaşı deniyor ama değil. İki taraf da kurallara uyarak savaşıyorlar. Osmanlı ordusunda dikkat çeken husus, bu savaşta payitahtı ve hilafeti koruma güdüsü ve vatan topraklarını korumanın ön planda olması. Osmanlı'da savaşan asker sayısı oldukça iyiydi fakat lojistik, mühimmat ve teçhizat konusunda büyük eksiklik vardı. Dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan İngiltere'nin yeryüzünün tüm kaynaklarını deniz filosuyla aktarması mümkün. Kendi ordusunun savaş kabiliyetini arttırmak için elinden ne geliyorsa yapıyor. Bizde sıkıntılar büyük. Bazen askerimiz günlerce şeker yüzü görmüyor, ağzını kuru üzümle tatlandırıyor. Buna rağmen müthiş bir metanet ve dayanma gücü var. Hatıratlarda en dikkati çeken özellik bu. Bu durum yabancı komutanların da moralini bozuyor. Etkilenmemek elde değil.



Kitaplar daha çok hangi ülkede basılmış?

Savaşa katılan ülkelerin kütüphanelerinde Çanakkale'yle ilgili pek çok kitaba rastladım. Bana en ilginç gelen savaşla hiç alakası olmayan çeşitli ülkelerde de kaynaklara rastlamak oldu. Belçika, İsviçre, Güney Afrika gibi ülkelerde kitaplar basılmış. Diğer bir konu da 1915 ve 1916'da savaş devam ediyorken yurt dışında bir çok kitabın basılması. Yaptığım araştırmada 1915'te ülkemizde sadece Çanakkale ile ilgili 8 kitap var. Bunun 4'ü yurt dışı yayınlarının tercümesi diğer dördü de şiir kitapları. Çanakkale Savaşını dile getiren şiirler kaleme alınmış. Bizler kitap basacak kâğıt bulamazken yabancılar güzel kâğıtlara iyi ciltli kitaplar basmışlar. Kitaplar bu sayede günümüze kadar gelebilmiş.



SAVAŞ'A NEPAL VE HİNDİSTAN'DAN GELENLER VAR


Savaş devam ediyorken nasıl basılmış bu kitaplar?

Çanakkale'ye saldıran yabancı deniz kuvvetlerine mensup birçok kişi savaş sırasında gemide akşamları boş vakitlerini hatıratlarını yazmak ve günlük tutmakla geçirmişler. Daha sonra onları kitap haline dönüştürmüşler. Bir de Çanakkale'ye İngiliz ve Fransız kuvvetlerin yanı sıra dünyanın çok değişik yörelerinden insanlar gelmiş. Biz hep Anzaklar üzerine yoğunlaşıyoruz. Oysa Nepal, Hint yarımadası ve hemen güneyindeki Seylan adasından gelen askerler var. Seylan adasından gelenler inceleme konusu yapılmamış şimdiye kadar. Çay işçisiyken kendilerini Çanakkale'de buluyorlar. Diğer bir birlik ise Kanada'nın doğusundaki Eu Funded adasından Çanakkale'ye gelen birlik. Tamamı balıkçılardan oluşuyor. Macera olsun diye savaşa katılan iki kişi 1916'da, savaş bittikten sonra hemen ertesi yıl hatıratlarını yayınlıyorlar.



Bir kitap için Fizan'a elbette giderim


Tarih yazımında farklılıklar var mı? Olaylar nasıl ele alınmış?

Türkiye'de çok fazla yorumlama var. Tarih kitaplarının yazımında kolektif çalışma yapılmıyor. Her birey kendi merakına ve ulaşabildiği kaynaklara ve kendi ideolojisine göre kitap yazıyor. Bir kitabı okuduğunuzda o kitabı yazan kişinin kafatasçı olup olmadığını bile anlamınız mümkün.



Diğer ülkelerde nasıl?

Yabancı kaynakların daha objektif olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Avusturalya bir ekip halinde çalışıyor. Orada çok kaynak var. Avustralya'ya gittiğinizde basılmamış ama müze ve arşivlerde hatırat sayısı binleri buluyor. Sayı çok olunca objektif bilgiye daha rahat ulaşabiliyorsunuz.



Bulmakta zorlandığınız bir kitap var mı?

İki yıl önce Türkiye'de çok tartışma yaratan bir kitap Türkçeye tercüme edildi. Yüzbaşı Sarkis Torosyan Çanakkale'den Filistin Cephesi'ne isimli bir kitaptı. Bu kitabın varlığını 24 sene önce kitabın yazarını tanıyan bir İngiliz'den öğrendim. Torosyan kendisine Çanakkale savaşında Osmanlı ordusunda topçu subayı olarak görev yaptığını anlatmış. Hatıralarını da ilerde yayınlayacağını söylemiş. Daha sonra ilişkileri kesilmiş. Ben İngiltere'de yaptığım araştırmada böyle bir bilgiye ulaşamadım. Daha sonra Amerika'da hatıratının yayınlandığını öğrendim. Kitabın künyesine de ulaştım, fakat kitaba ulaşmam üç yıl sürdü. Amerika'daki yüz kadar sahafa mektup yazdım. Tam üç yıl sonra bir sahaf bana dönüş yaptı. Nihayet o kitap elime ulaştı. Bende olmayan bir kitap varsa Fizan'a bile giderim.



Kaynakları birbiriyle kıyasladığınızda ne gördünüz?

Aradan yüz yıl geçti. Ben özellikle ilk yıllarda bu konularla ilgilenmeye başladığımda Türkiye'de ilgilenen çok az insan vardı. Bir defa Türkiye'de yüz yıl içinde sadece 135 hatırat var. Oysa Batı'da 900 sayısını çok zaman önce aşmıştı. Az olmasının sebebini anlamak zor değil. Ordudaki erlerin yüzde 98'i okuryazar değil. Subaylar okuryazardı ve onlarda da şehit sayısı çok fazlaydı. O yüzden hatırat yazacak olan kişi sayısı azalmış oluyor.



Çorba taşıdı madalya aldı


Çanakkale'de önemli rol oynayan Selahattin Adil Paşa'nın oğluyla nasıl tanıştınız?

Selahattin Adil Paşa'nın oğlunu çok iyi tanıdım, yıllarca kendisiyle ahbaplık ettim. Onunla tanışmamız bir tesadüf sonucu oldu. Kendisini ziyarete gittiğimde bana babası ile ilgili anılarını anlattı. Ben de ona hiç bilmediği, babasına ait bir kitabı takdim ettim. Selahattin Adil Paşa'nın İstanbul'da 1920 'de Harp Akademisi'ndeki genç zabitlere verdiği bir konferansın kitapçığıydı. Bundan oğlunun haberi yoktu. Bana ilginç gelense Selahattin Adil Paşa oğluna Çanakkale'de önemli bir rol üstlendiğini anlatmamış olmasıydı. Sebebi çok mütevazı olmasıymış. Sorulmadığı takdirde konuşmazmış. Babasının ne kadar önemli biri olduğunu kendisi yedek subayken bir konferans sırasında öğrenmiş.



Çanakkale gazileriyle tanıştınız mı?

Çanakkale'ye merak saldığım zamanlarda gazileri hayattaydı. Bir İngiliz ve bir de Türk gazisiyle konuştum. İngiliz gazisiyle konuştuğumda 99 yaşındaydı fakat hafızası güçlü biriydi. Türk gazisi çocuklarına bile anlatmadığı hikayeyi sadece benimle paylaştı. Bu kimse Çanakkale'de Osmanlı ordusunda mutfak görevlisiymiş. Ön cephede bulunan siperdeki askerlere yemek dağıtıyorlar. Çorbayı gaziye vermişler siperle mutfak arasındayken bir düşman topçusunun mermisi yakınına düşmüş. Can havliyle korkuyla ne yapacağını şaşırmış kan ter içinde elindekileri bırakmadan koşarak gitmiş. Bu sahneyi gören başçavuşlar düşmanın şiddetli top atışına rağmen çorba getirdiği için üst makamlara bildirmişler ve bir taltif almış.



Elimde altı bin materyal var


Kaç türde kitap var ve hangi dillerde basılmış?

Türkiye'de son derece az bilinen ve kimsenin kütüphanesinde bulamayacağınız İstanbul baskısı Ermenice bir Çanakkale kitabı var. Henüz herhangi bir akademisyen eline alıp incelemedi. Dardaneli Badırazmı ( Çanakkale Savaşı) kitabı, Suren Şamlıyan adında İstanbul'da yaşayan bir Ermeni gazeteci tarafından yazılmış. 1930'da Şarjum (hareket) isimli bir gazete çıkartıyor. Gazete sahibi olmak için en az lise mezunu olmak gerekiyor ancak kendisi ortaokul mezunu olduğundan gazetesi kapatılıyor. O da Çanakkale Savaşı kitabı yazıyor. Dönemin içinde Osmanlı komutanları ve devletin ileri gelenlerinin de fotoğrafları var. İkincisi savaşa Hindistan'dan gönüllü olarak gelen Kunal Sen isimli posta memuru. Orduda postacılık görevi yapan bu kişinin hatıratı var elimde. Bir hatırat da Fransızlarla gelen birliklerden 1923'te Cezayirli askerlerin yazdığı kitap. Kitabı küçük zabit kaleme almış. Kitapta Çanakkale'de Fransızlara esir düşen Türklerin sorgularına yer veriyor. Fransızlar Osmanlı subayını sorguluyorlar fakat subay hiçbirine cevap vermiyor. Sorgu sırasında sinirlenen Fransız asker bu defa “Almanlar için neden savaşıyorsunuz burada boşuna ölüyorsunuz?” diyor. Bu sefer bizim subay cevap veriyor “Vazifem bana verilen görevi yapmak işin politik yönü beni ilgilendirmiyor.” Savaşa katılmayan ülkelerden Stockholm ve Kopenhag'da basılmış kitaplar da var.



14 ÜLKEDEN BURAYA KÜTÜPHANE İÇİN GELİYORLAR


Kütüphanede kaç kitap var?

Çanakkale ile ilgili her şey var. Kitap, dergi, gazete, kartpostal, harita, doküman... Hepsini alıyorum. Çanakkale Savaşı'yla ilgili en ciddi referans nitelikli kitaptan, en niteliksiz kitaba kadar bütün kitaplar var. Çocuk kitapları ve çizgi romanlar da buna dâhil. Çünkü araştırmacılar bütün kaynaklardan faydalanabilmeli. 100 yılda Türkiye'de Osmanlıca ve Türkçe 1070 tane kitap basıldı. Değişik ülkelerde ise 225 adet basıldı. Bende bazı kitapların olmaması mümkün. Toplam altı bin materyal var.



Aynı zamanda objeler de var. Bunları nasıl edindiniz?

Bunlara kurşun asker deniyor. Hepsi Çanakkale Savaşı'nı değişik şekilde canlandıran biblolar. Temin etmek çok zor. Türkiye'de yapılmıyor Çinliler, Arjantin ve Brezilyalılar, İngilizler yapıyor.



Buraya kimler geliyor?

Burası herkese açık bir yer değil. Gelenler ciddi araştırmacılar ve akademisyenler. Bu konuda tez yazacak olanlar. Subaylar, harp akademisinden gelenler var. Daha çok da doktora ve doktora öncesi tez hazırlığı yapanlar epey istifade ediyorlar. 14 ülkeden gelen oldu şimdiye kadar. Bu ülkelerin içinde Avustralya ve Yeni Zelanda ilk sırada yer alıyor. Fransa, Amerika'dan gelen oldu. Bir de tabi Almanya'dan gelenler var. Burada gördükleri bir kitabı Almanya'da bulamayabiliyorlar.







#Çanakkale
#Dardaneli Badırazmı
#Yüzbaşı Sarkis Torosyan
#Uğural Vantholft
#Çanakkale Savaşı
9 yıl önce