|

Dört mevsim keçe

UNESCO tarafından 2008 yılında koruma altına alınan 47 yıllık keçe ustası Mehmet Girgiç, “Keçe sanatı modern hayata uyum sağladı. İnsanlar keçenin farkına vardı. Özellikle kadınlar, yazın serin, kışın da sıcak tutan yelek ve şapkaları tercih ediyorlar” diyor.

Yeni Şafak
04:32 - 26/04/2015 Pazar
Güncelleme: 03:15 - 26/04/2015 Pazar
Yeni Şafak
Talha Menteş


Buzdolabının daha reklamlarının bile dönmediği memleketimde bozulacak gıdalarını, yazın serin, kışın da sıcak tuttuğu için keçede saklamış Anadolu insanı. Çobanlar sırtına kepenek yapmış, dağları mesken tutarken. Şeyhlerin, dervişlerin kıyafetleri keçedenmiş. Semazenlerin başlarına taktıkları silindir şeklindeki sikkeler, evlerde halılar, ata vurulan eyerlerin iç kısmı hep keçeden yapılmış. Ancak ne var ki her geleneksel zanaat gibi Keçecilik de zamana karşı direnememiş ve en sonunda çuval bezi olarak anılmaya başlamış uzun bir dönem.



KEÇENİN YÜNÜ ARJANTİN'DEN


Unutulmaya yüz tutmuş bu zanaatın son temsilcilerinden biri olan Konyalı keçe ustası Mehmet Girgiç ile Sultanahmet'teki atölyesinde buluştuk. İki katlı mağazanın, alt katında üretim, üst katında da satış yapan Mehmet Usta, son yıllarda hem yerli hem de yabancıların gözdesi olan keçeyi anlattı. İnsanların geç de olsa keçenin değerini anladıklarını belirten Girgiç, “Keçe bizdeki merinos koyununun yününden yapılıyor. Ancak bizdeki hammadde üretimi yeterli olmadığı için daha çok Arjantin ve Avustralya'dan ithal ediyoruz ve burada işliyoruz. Bu işin püf noktası keçeyi yaparken doğru yünün seçilmesi ve sabırla işlenmesidir. Eğer doğru yün seçilmez ise tasarımı ne kadar iyi olursa olsun zamanla dökülmeler meydana gelir" diyor.



UNESCO KORUMAYA ALDI


Keçeyle tanıştığında henüz 13 yaşında olduğunu ifade eden Girgiç, “Başta evlatlarım olmak üzere bu zanaatı birçok kişiye öğrettim. Yurtdışında bulunduğum sürece eğitim verdim. İngiltere, Almanya, Avusturalya ve Hollanda'da öğrenciler yetiştirdim. Amerika'da dükkan açtım. 2008 yılında Birleşmiş Milletler'den aradılar ve 'Yaşayan Kültür Hazinesi Ödülü'nü almaya hak kazandığımı söylediler ve UNESCO tarafından koruma altına alındım. Beni 1986 yılından beri takip ediyorlarmış. 2010 yılında da TBMM Üstün Hizmet Ödülü verildi" diye yaşadıklarını anlatıyor.




Keçenin günümüze adapte olduğunu artık geleneksel işlerin yerine modern eserlerin üretildiğine dikkat çeken Mehmet Usta, “Özellikle kadınlar keçenin farkına vardı diyebilirim. Keçe, yapısı gereği yazık serin, kışın da sıcak tutan bir hammaddeden meydana geliyor. Ayrıca kumaş yapısı da son derece şık duruyor. Üstelik boya ve şekil verme konusunda da diğer kumaşlara göre bir adım önde" diye sözlerini tamamlıyor.





Merinos koyununun yünü hammaddesi olan keçe, önce kazanlarda renkli ot ve köklerle kaynatılıyor. Daha sonra kurutulan yünler, parça parça alınarak poşet ya da tahta zemin üzerine diziliyor ve istenilen şekle gelene kadar yoğuruluyor. Bu işlemlerin ardından keçe haline gelen yünler, isteğe göre kalıplara oturtularak şapka oluyor ya da kalıp şeklinde kesilerek yelek, pantolon, etek vs olarak satışa sunuluyor.




#Mehmet Girgiç
#keçe
#Keçe sanatı
9 yıl önce