|

Dünyanın son imparatorunun hazineleri

Yıldız Sarayı Vakfı Başkanı, milletvekili Doç. Dr. Zeynep Karahan Uslu, Sultan 2. Abdülhamid''in tahta çıkışının 25. Yılı törenlerinde dünyanın dört bir yanından gelen hediyelerin sergilendiği Cülus Armağanları Sergisi''nin dünyanın son imparatorunun gücünü gösterdiğini söylüyor.

Emeti Saruhan
00:00 - 14/09/2014 Pazar
Güncelleme: 20:39 - 13/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Dünyanın son imparatorunun hazineleri
Dünyanın son imparatorunun hazineleri

2. Abdülhamid''in tahta çıkışının 25. Yılında görkemli Cülus törenleri yapılmıştı. Abdülhamid Han''ın çeyrek yüz yıllık iktidarını kutlamak için dünyanın dört bir yanındaki hükümdarlardan, tanınmış kimselerden, vükeladan, şehzadelerden, sultanlardan, kendi bendeganından, hatta evlatlarından ve hareminden dahi hediyeler geldi. Kültür sanat alanında etkinliklere imza atan Yıldız Sarayı Vakfı, her biri ayrı bir sanat eseri olan bu hediyeleri ilk kez bir araya getirerek bir sergi düzenliyor. 17 Eylül''de Kaskat Köşkü''nde açılacak ve 17 Ekim''e kadar ziyaret edilebilecek serginin bize neler söylediğini Yıldız Sarayı Vakfı Başkanı, milletvekili Doç. Dr. Zeynep Karahan Uslu ile konuştuk.

Cülus armağanları sergisinde Abdülhamit Han''ın tahta çıkışının 25. Yılında gelen armağanlar var. Bu armağanlar üzerinden bir okuma yaptığımızda karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?

Osmanlı''nın nasıl bir medeniyet olduğunun, imparatorluğun son demlerinde dahi nasıl büyük bir devlet olduğunun, küresel ölçekte nasıl bir dünya gücü olduğunun, sadece bu sergi üzerinden dahi çıkartılabileceği kanaatindeyiz. Sergimiz 2. Abdülhamit''in tahta çıkışının 25. Yılı olan 25. Cülüs törenlerinde cennet mekan Sultan Abdülhamit Han''a gerek yurt içinden, gerek yurt dışından sunulan hediyelerin sergilenmesi üzerinden kendisini konumlayan bir kültür etkinliği. Bu objeler ve göndericileri üzerinden baktığımız zaman dünyanın son büyük ve güçlü imparatoru Sultan Abdülhamit Han''ın ve temsilcisi olduğu o büyük milletin ve medeniyetin dünya üzerindeki konumlanışını gösteriyor.

DÜNYANIN TÜM BÜYÜK GÜÇLERİNDEN HEDİYE
Kimler hediye gönderiyor bu törenlere?

Rus çarından Kudüs patriğine, Hint Müslümanlarından Afrika''daki Müslüman topluluklara, Alman Kayzerinden aklımıza gelebilecek, dünyada o dönem büyük güç olarak ifade edebileceğimiz bütün büyük devletlerin böyle bir töreni kutlamak üzere gayret sarf ettiğini görüyoruz.

Ne tür armağanlar var?

Sultanahmet''te yer alan, sanatsal nitelikleriyle biricik bir yere sahip olan Alman Çeşmesi bile aslında Kayzer 2. Wilhelm''in Abdülhamid Han''ın 25. Cülus yıldönümünde gönderdiği bir hediye. Böyle baktığımız zaman ülkemizdeki sanat eseri niteliğindeki yapıların dahi hediye olarak sunulduğu böylesi bir konumlanışı görüyoruz. Bütün bunlar üzerinden baktığımızda neye sahip olduğumuzu, nasıl bir medeniyet, nasıl bir dünya gücü ürettiğimizi görebiliriz. Bugün de baktığımızda Türkiye giderek güçlenen, yeniden dünya üzerinde kendini farklı bir biçimde konumlamayı başarabilen bir ülke olarak ortadadır. Bu ortada oluşun tarihsel köklerini hissedebilmek adına, Cülüs hediyeleri sergisinin her Türkiyeliye zengin bir kaynak oluşturacağı kanaatindeyim.

BÜYÜK LİDERİN İZLERİ
Sultan Abdülhamid Han''la ilgili bir okuma yapmak da mümkün mü?

2. Abdülhamid''e yönelik yapılan haksızlığın arkasındaki çirkin politik hesapları barındıran bu haksızlığın ne kadar gerçek dışı olduğunu da görmek mümkün. Saltanatı boyunca ülkesindeki dış borçlarını 252 milyondan 30 milyona düşürebilen, ticaret sistemi üzerine hukuk mevzuatından tutun, İstanbul Medine demiryolundan çıkın, aklınıza gelebilecek her ama her alanda -sanat, kültür, siyaset, ekonomi, insan hakları- bütüncül bir toplumsal ilerlemenin dinamosu olabilen bir büyük lider var karşımızda.

EN SEÇKİN ÖRNEKLER
Bu hediyeler aynı zamanda dünya devletlerinin o dönemdeki sanatsal, estetik ve teknolojik olarak ne durumda olduklarını gösteriyor mu?

Şüphesiz. Gelen objelere baktığımızda her biri dönemin hem teknoloji hem sanatsal olarak ne noktada olduğunu gösteren belli yansımaları içeriyor. Şimdi bile hala saat yapım tekniği bir saati değerli kılan unsurudur. Hele bunu 1900''lü yıllara döndürdüğümüzde… Bu tür objelerin de olduğu bir dünya yelpazesi üzerinden Çin''den Hindistan''a, Ortadoğu''ya, Afrika''ya, Rusya steplerine, Avrupa göbeğine kadar ortak ve büyük bir sultana sunulduğu için her birinde var olan medeniyetin en özgün, en seçkin örneğini bünyesinde barındırıyor. Serginin diğer bir yönü olarak dünyanın ürettiği estetik ve belge birikimini görmek mümkün.

Yıldız''dan Siverek''e
Mecliste üstlendiğiniz görevler var. Bunların yanında kültür sanata zaman ayırmak zor olmuyor mu?

Avrupa Akdeniz Parlamenter Asamblesi (AİBPA) ve Türkiye İtalya Parlamentolararası İşbirliği Protokolü başkanıyım. Partide de Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi ve ARGE başkan yardımcısıyım. Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi olarak katkı sağlamaya çalışıyorum. Urfa''ya ayda en az iki defa gidiyorum. Yıldız Sarayı''ndan Siverek''e yol var diyeyim. Sivil toplum çalışmaları insanın gerçekten yenilenmesine ve hayatı farklı bir pencereden kavramasına neden olan bir alan. Böyle bir alanda çalışmak benim ruhumu besleyen bir husus.

Bu koşuşturmaca içinde ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?

Ailem ve kızım Melek benim için hep hayatın merkezi oldu. Elbette evladımla, daha düşük tempolu görevler üstlenen ya da aktif çalışma hayatı içinde olmayan bir anne kadar uzun saatler geçirme imkanım olmadı ama bir taraftan da kurduğumuz ilişkinin niteliğinin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede de onunla olan ikili ilişkimizde Allah''a hamd olsun bir sıkıntı yaşamadık.

Hedefimiz uluslarası
Sizi iletişim alanındaki akademik çalışmalarınız ile tanıyoruz. Yıldız Sarayı Vakfı ile yollarınız nasıl kesişti?

Benim açımdan Türkiye''de milli kültür politikalarının geliştirilmesine katkı veren bir sivil toplum kuruluşunun bünyesinde yer alabilmek hangi pozisyonda olursa olsun çok kıymetli. Vakfın zaten mütevelli heyetindeydim. 2013 yılındaki genel kurulda başkanlığa seçilme onuruna eriştim. Kültür ve Turizm bakanlığımızın verdiği destekle de Yıldız Sarayı''nın gelişmesini ve en geniş ölçekte de milli kültür politikalarımız çerçevesinde medeniyet mirasımıza sahip çıkılması anlamında çalışmalar yapıyoruz.

Yıldız Sarayı Vakfı bu yıl yaptığı kültürel faaliyetlerle daha öne çıktı. Daha önce ne tarz çalışmaları vardı?

Yıldız Sarayı Vakfı 30 yılı aşkın bir süredir kültür sanat alanında çalışıyor. Sarayın 2000''li yıllar öncesinde restore edilen kısımlarına önemli katkılar sağlamış. Sonraki yıllarda da yaptığı AB projeleriyle sarayın ziyaretçi sayısının arttırılmasına dönük faaliyetlerde bulunmuş. Bizim şu anki hedefimiz de yapılmış olanların üzerine, daha güçlü bir biçimde katkı koyabilmek. Uluslararası ölçeklerde faaliyetler yaparak yeni açılımları bünyesinde gerçekleştirmek önemli bir hedefimiz.

10 yıl önce