Türk iş dünyası yeni bir dergiye kavuştu. Albayrak Yayın Holding bünyesinde kurulan Derin Ekonomi dergisi yarın raflardaki yerini alacak. Derginin Genel Yayın Yönetmeni koltuğunda İbrahim Karagül oturuyor. Yazı İşleri Müdürü ise Sinem Köseoğlu. Köseoğlu aynı zamanda TVNET ekranlarında yayınlanan Finans Ekspres programını hazırlayıp sunuyor. Ekipte birbirinden deneyimli ekonomi editörleri, yazarlar ve akademisyenler bulunuyor. İşin mutfağında Kenan Sözbir, Mehmet Ali Doğan, Gökay Yılmaz, Kadriye Teker, Özlem Has ve Ebru Çolak yer alıyor.
Piyasada çok fazla ekonomi dergisi var neden bir tane diye soruyorsanız cevabı Köseoğlu veriyor: “Çok kaliteli dergiler var ama 'bizim' diyebileceğimiz bir ekonomi dergisi şuana kadar yoktu. Biz ciddi bir boşluğu dolduracağız.” Dergide bütün haberler, arka plan okumaları yapılarak hazırlanıyor. Günlük yayın organlarında göremeyeceğimiz şekilde her dosya, her haber arşiv niteliği taşıyor.
Sadece iş dünyası değil, uluslararası ilişkiler öğrencisi de bu dergiyi okuyunca bir şeyler bulacak, ekonomi öğrencisi de diplomat da akademisyen de enerji uzmanı da… Yayın anlayışımızın merkezinde küreselleşen, dünyanın her taraındarn yatırım yapan "bizim" sermayemiz var. Köseoğlu, “Daha önce bu coğrafyaya sıkışmış kalmış sermaye dünyanın her köşesine ulaştı. Latin Amerika'dan tutun da Asya'ya kadar. Biz yerelden yola çıkan ama küresel bir bakış açısı sergileyen bir ekonomi dergisi olsun istedik. Türk iş dünyası artık dünyaya açıldı. Dünyanın her yerinde varız. Dolayısıyla böyle bir dergiye ihtiyaç vardı” diyor.
Derin Ekonomi'nin piyasadaki dergilerden bir diğer farkı bu tür yayınlarda göz ardı edilen İslami finansa büyük ölçüde yer verecek olması. Bu alanda çalışan bir ekonomi dergisi halihazırda yok. Derin Ekonomi'ye göre mevcut ekonomi dergileri maalesef bize dışarıdan bakıyor ve çoğu zaman Türkiye'ye ait olmayan bir bakış açısıyla değerlendirmeler ortaya koyuyor. Dergi hem dışarıdan Türk iş dünyasına bir şeyler vermeye çalışıyor hem de Türk iş dünyasını bir şekilde dışarıya açma iddiasında. Köseoğlu, bu konuda çok iddialı olduklarını söylüyor. “Irak'ta iş yapan bir iş adamı jeopolitik ve siyasi riskleri de görmeli” diyen Köseoğlu bunun için okura klasik ekonomi okumaları yerine politik okuma fırsatı da sunduklarını dile getiriyor.
ekopolitik vizyonda karagül etkisi
Derginin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, 2004'ten bu yana uluslararası enerji çatışmalarının ekonomik ve siyasi boyutuna, siyasi olayların arkasındaki ekonomik pastanın paylaşım kavgasına dikkat çeken yazılar yazıyor. Köseoğlu, “İbrahim Karagül'le bu dergiyi yapmanın bizce çok avantajları var. Her şeyden önce birbirimizi tanıdığımız ve birbirimizin düşünce yapısını bildiğimiz için daha ahenkli bir çalışma içindeyiz. Derginin karakteri ortaya çıkarken Karagül'ün vizyonunun, bakış açısının etkisi çok oldu. Bunu inkar edemeyiz. Derginin uluslararası ekopolitik bir vizyona sahip olması büyük ölçüde onun vizyonuyla paralel.”
* Abdel Bari Atwan
Tarihin en zengin terör örgütü
* Ali Saydam
Başarısız bir CEO nasıl olunur
* Dr. Paul Oquist
Nikaragua Orta Amerika'nın
lojistik üssü olacak
* Doç. Dr. Ömer Bolat
Kritik dönemeç
* Sinem Köseoğlu
Kayanın 'gazını' kim aldı
* Prof. Dr. Kerem Alkin
Türkiye 'dijital dönüşüm'ü
hızlandırmalı
* Dr Mamdouh G Salameh
Petrol fiyatlarındaki ani
düşüş ve arka planı
* Prof. Dr. Obiyathulla
Ismath Bacha
Dünyanın borçsuz
büyümeye ihtiyacı var
* Meliha Okur
Ticaret yolundan asker geçmez!
* Doç. Dr. Hatice Karahan
Büyümekten derin
mevzular var
* Dimitri Triantaphyllou
Yunanistan'ın ekonomi çıkmazı
* Doç. Dr. Kadir Tuna
İstanbul İslâmi finansın
merkezi olma yolunda
* İbrahim Acar
Tuzağı atlatma enerjisi
* Dr. Robert Cutler
Türkmen doğalgazının
Avrupa'ya çıkış yolu
* Prof. Dr. Murat Yülek
Akkuyu nükleer enerji devrimi
* Kaan Sarıaydın
Para ekonomisinden
vazgeçmemiz gerekiyor
* Pierre Chiartano
Arap Baharı'nın IŞİD ile sınavı
Derginin ilk sayısının kapağında İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkeleri arasında 2011 ve 2013 yılları arasında en hızlı büyüme gösteren şirketlerin CEO'ları yer alıyor. Kabına sığmayan İslam ülkelerinin başarılı CEO'ları şirketlerini dünyaya taşıyor. Bu liste ilk kez Derin Ekonomi tarafından yayınlanıyor olacak. Listeyi Amerika merkezli bir danışmanlık firması olan Dinarstandard ile beraber hazırladıklarını söyleyen Köseoğlu, “Artık İslam ülkeleri de dünya ekonomisinde söz sahibi. Çünkü çoğu gelişmekte olan ülkeler. İşte biz bu dünyayı açığa çıkarmaya çalışıyoruz” diyor. Derginin ilerleyen sayılarda ve periyodik olarak bu tarz listeler yayınlanacak.
Dünyanın ağırlık merkezinin değiştiğine, yeni ekonomik ve siyasi başkentlerin ortaya çıktığına, Atlantik merkezli ekonomik ve siyasi düzenin 21. yüzyılda tek başına hüküm süremeyeceğine, Doğu ile Batı arasındaki teknoloji ve ekonomik açının daraldığına, bu yapısal değişimin derin siyasi sonuçlara yol açacağına, ekonomik değişim üzerinden jeopolitik değişimlerin kendini göstereceğine, yeni bir küresel düzenin şekilleneceğine dair tartışmaları yirmi yıldır izliyoruz.
Böylesine büyük cümlelerle tartışılan küresel düzendeki dönüşüm farklı göstergelerle gündemimize girdi bile. Pasifik merkezli yükseliş, Latin Amerika'nın açılım arayışları, ekonomileri devasa boyutlara ulaşan Asya güçlerinin hızla güvenlik ve siyasi güce dönüşme çabaları, ABD ve Avrupa'yı vuran krizin çözümündeki beceriksizlik ya da isteksizlik o büyük cümlelerin dünyamızın yeni gerçeği ve geleceği olduğunu hepimize öğretti.
Artık ekonomiye bakışımız da siyasete bakışımız da, ülkelerimizin pozisyonlarını algılama biçimlerimiz de bu büyük değişime göre şekillenir oldu.
Şahsen, küresel ekonominin beynini vuran krizi sona erdirme konusundaki isteksizliğin kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu krizden gerçek anlamda çıkış, küresel ekonomide yapısal değişimi, paylaşımı, yeni başkentlere yer açmayı zorunlu kılıyor. Atlantikçi merkez, ekonomik hakimiyetin kendilerine sunduğu küresel iktidar tekelinin çok farkında ve bu iktidarı paylaşmamak için, yapısal değil, kozmetik metotlarla krizden kurtulma yollarını deniyor.
Oysa, ABD'nin Yeni Amerikan Yüzyılı projesi gibi, yeni bir Atlantik yüzyılı oluşturma rüyası da sona eriyor. Maalesef dünya, gücün adil paylaşımı üzerinden bir gelecek inşa etme erdemini işte bu bencillik yüzünden gösteremedi.
Küresel güç haritasında kaynaklar, pazarlar üzerinden yürütülen büyük hesaplaşma, siyaset ve ekonominin fay hatlarını oluşturan bölgelerde şiddetli çatışmalara, işgallere, iç savaşlara yol açıyor. Ekonomik savaş, yeni jeopolitik çatışma alanları üzerinden bazı ülkeleri parçalarken bazı ulusları tarih sahnesine sürüyor. Ortadoğu'da yaşananların özeti budur. Bu gerçek; Balkanlar, Kafkaslar ve Güneydoğu Asya'yı da bir tür Ortadoğu olmaya doğru itiyor.
Merkez güçlerin çatışması bir güç boşluğu yaratırken gelişmekte olan ülkelerin de sınırlarını zorlaması, yıldızlaşma yoluna girmesi gerektiği gibi yeni bir gerçeği önümüze koyuyor.
Türkiye bu ülkeler arasında en fazla dikkat çeken ülke haline geldi. Son on beş yılda, tarihi hafızanın yeniden keşfinden dış politikada önceliklerin değişmesine, insani yardımın küreselleştirilmesinden savunma ve teknoloji alandaki atılımlara, özetle, Türkiye'nin bütün boyutlarıyla yeni bir güç olarak kurulmasına kadar bütün çabalar, işte bu gerçeğin sonucudur. Artık ulusal sınırlara hapsedilen bir Türkiye olmayacak. Yeni bir ülke kuruluyor ve “yeni” olma hali her alanda kendini gösterecek. Öyleyse, dönüşümün siyasi ve ekonomik dilini, kültürel söylemini, entelektüel derinliğini de üretebilmek zorundayız.
Derin Ekonomi, ekonomi-politik alanda buna talip olmayı düşünüyor. Yeni Türkiye için yeni bir dil üretmeye, yeni sözler söylemeye, yeni perspektifler sunmaya çalışacak. Yerli ve ülke dışında yazarlarımızla, dosyalarımızla, para politikalarından jeopolitik çatışma alanlarına kadar geniş bir alanda sorgulamalar, analizler yapacak, Türkiye ve dünyada “yeni” olan tartışma konularını size taşıyacak.
Genel ekonomi dergilerinin sınırlarını aşarak Yemen çatışmasında İran'ın güç arayışında Kızıldeniz'in enerji koridoru olmasının etkilerine, ABD ve Avrupa'da ekonomik gerilemenin sosyal, siyasal sonuçlarından Türkiye'nin “yerli” atılımlarına, kur savaşlarından Rusya'ya yönelik ambargonun siyasi sonuçlarına kadar geniş bir alanda söz söyleyen bir dergi olmayı hedefliyoruz.
Çalışma arkadaşlarıma, yazarlarımıza, yayın kurulumuza, bize önerilerde bulunanlara teşekkür ediyorum. Derin Ekonomi'nin ilk sayısına yönelik eleştiri ve önerileri de çok önemsediğimizi buraya not etmek isterim.
Hayırlı olsun…
