Yunan şair Odisseus Elitis'in “Dünyanın hiçbir yerinde, güneş ve ay bu kadar uyumlu hareket etmez. Bir zamanlar -kim bilir hangi bilinmez zamanlar- tanrılardan hangisinin sırf keyfi olsun diye bir çınar yaprağını koparıp deryanın ortasına üflediği bu toprak parçasında olduğu kadar mevcudiyetlerini mükemmel ve adil bir şekilde paylaşmazlar” dediği Midilli Adası'na 'nun objektifinden bakmaya ne dersiniz?
O zaman hadi Sismanoglio Megaro'ya! Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu'nun İstiklal Caddesi'nde yer alan Sismanoglio Megaro binası, Hadjidimitriou'nun 'Midilli Gizli Ahengin Adası' sergisine ev sahipliği yapıyor. Fotoğrafta geleneği ve güzeli yansıtmaya çalıştığını söyleyen Hadjidimitriou, “Benim amacım ışıktı. Ben sadece ışığa odaklandım. Fotoğrafta ışığı yazdırıyorsunuz. Size fotoğrafçı denmesini istiyorsanız ışığı yazdırmanız gerekiyor” diyor. Fotoğraflarında ise Türk ve Yunan toplumlarının farklılıklarını değil benzerliklerini yansıtmaya çalışıyor. Sergi 14 Haziran'a kadar gezilebilir.
Sismanoglio Megaro, mimari tarzı, tarihi dokusu ve farklı atmosferiyle sergi alanı olarak oldukça dikkat çekici. Burada izlediğiniz her sergi sizde farklı izlenim oluşturabilir. Hadjidimitriou'nun adanın geleneksel ve günlük hayatını anlattığı fotoğraflar da binanın bu özellikleriyle bir bütünlük sağlamış. Hadjidimitriou ile bu tarihi binada bir araya gelip fotoğrafçılık serüvenini ve Midilli'yi konuşuyoruz. Hadjidimitriou, adada doğmuş. Doğduğu günden beri de adada yaşıyor. Ada insanı olmanın dinginliği, huzuru tüm çehresine yansımış. Hele bu ada Midilli olunca… Bütün hayatınızın bir kartpostalın içinde geçtiğini düşünsenize…
Hadjidimitriou'ya göre: “Lesvos, dünyanın en güzel ışığını görebileceğiniz bir yer. Normal bir hayatı var çok turistik olmadığı için. Ona rağmen çok canlı bir ada. Çok geleneksel ve güzel bir ada. Mimari yapıları çok güzel. Bir kez bile turistin girmediği köyler var. Orada yaşayanlar çok komik insanlar. Açık kalpli insanlar.” Hadjidimitriou, 12 yaşından beri fotoğraf çekiyor. Fotoğrafta acıyı ve kötüyü kapı dışarı etmiş Hadjidimitriou. “Neyi görmek istediğimi biliyorum. Bir yere gittiğim zaman ışık uygunsa fotoğrafını çekiyorum. Önemli olan içimde ne görmek istediğim. Sadece o anı bekliyorum yakalamak için. Fotoğraf çekmek için çıkmıyorum, genellikle anlık gelişiyor” diyor.
Hadjidimitriou, Midilli'de güzel sanatlar fotoğrafçılığı, seyahat yazarlığı, fotoğrafçılık ve fotoğraf eğitmenliği yapıyor. Bugüne kadar altı fotoğraf albümü yayımlanan sanatçının eserleri Yunanistan'da ve dünyada çeşitli müzelerde ve galerilerde sergilenmiş. İki Yunan adası, Kythira ve Midilli hakkında iki gezi kitabı kaleme alan Hadjidimitriou'nun Yunan basınında, Güney Kore, Hindistan, Kamboçya, Laos gibi dünyanın çeşitli noktalarına yaptığı yolculuklara dair yazıları da yayınlanmış. Yunanistan'da düzenlediği Odoiporikon (Seyahatname) adlı fotoğrafçılık atölyelerinde, çeşitli seviyelerdeki öğrencilerini ışıkla dolu bir dünyanın keşfi için 'sürekli bir yolculuğa' davet ediyor. Şu sıralar ise inançla ilgili antik zamanlardan başlayan bir belgesel hazırlıyor.
“Sadece doküman için fotoğraf çekmiyorum. Yeni bir şey veya modern bir şeylerin fotoğrafını çekmek istemiyorum. Geleneksel, belki zamanda kaybolacak şeyleri çekiyorum, onları korumak için. Modern hayatta geleneksel görüntüler göremiyoruz” diyen Hadjidimitriou'ya İstanbul'u soruyoruz. Hadjidimitriou, “İstanbul fotoğraflarıyla en yüz bin sergi açabiliriz. Işığı muhteşem. Nemli bir şehir olduğu için güneş ışığı nemin içinden geçiyor ve bambaşka bir ışık oluşturuyor. Binalar ve insanlar çok güzel çıkıyor” diyor. Sergisinin amacı Türk ve Yunan toplumunun benzerliklerini ortaya çıkarmak. Hadjidimitriou'ya göre kalplerimiz aynı olduğu için ortaya çıkan görüntüler de aynı. Sergiyi gezdiğinizde bunu siz de fark edeceksiniz.
