|

Gençler omuz omuza

Kızılay ve Yeşilay’a gönül veren gençleri bir araya getirip çalışmalarını konuştuk. Gittikçe birer STK hüviyetine bürünen kurumlarda gönüllü gençler daha fazla görev alıp, gençleri sağlıklı bir yaşama ve sosyal yardım çalışmalarına davet ediyorlar. Ay artık yeni neslin omuzunda yükseliyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/03/2015 Pazar
Güncelleme: 22:40 - 6/03/2015 Cuma
Yeni Şafak

Ülkemizin iki kadim kurumu Yeşilay ve Kızılay… Her ikisi de “insan”ı merkeze alan, insana hizmeti amaç edinen bu iki kurumu hepimiz tanırız biliriz ancak pek de ilgilenmeyiz. Nedense biraz hantallaşmış, eskide kalmış gibi gelir bize ya da gelirdi demek lazım. Çünkü son yıllarda Yeşilay olsun Kızılay olsun gittikçe dinamik bir yapıya kavuştu. Deyim yerindeyse üzerlerindeki toz tabakasını şöyle bir sildiler, vizyonlarını yenilediler, sahaya çıktılar. Medyada, sosyal medyada, sokakta her yerde görür olduk onları. Üstelik genç bir çehre ile. Evet artık bu iki kurum gençlere gençlerle ulaşıyor. Bunda da en büyük görev Kızılay ve Yeşilay’ın gençlik kollarına düşüyor. Geçtiğimiz hafta Yeşilay Haftası olmasını vesile bildik. Yeşilay gençliği ile Kızılay gençliğini bir araya getirdik, neler yaptıklarını konuştuk. Zaman zaman esprilerle bölünen konuşma sonunda gençler birlikte yemek yiyip, yapabilecekleri ortak çalışmaları konuşmak için sözleştiler. Tabi yemekten sonra kahve var, nargile yok.


Artık Kızılay deyince akla afet gelmiyor

Her şeyden önce şunu söylemeliyiz ki Kızılay bir afet kurumundan ziyade bir STK gibi çalışıyor. Genç Kızılay üyeleri Suriyelilere yardım faaliyetleri düzenliyor. Hiç sinemaya gitmeyen çocukları sinema ile tanıştırıyor. İhtiyacı olan ailelere gıda yardımı yapıyor. Onları evlerinde ziyaret edip birlikte aynı çorbaya kaşık sallıyorlar. Işık Üniversitesi’nin Kızılay grubu başkanı İrem Yılmazcan, Şile ilçesinde bir köy okulunda çalıştıklarını, 70 köy çocuğunun ilk kez sinema filmi izlemesini sağladıklarını anlatıyor. Bu okulda dilenciliğe yönlendirilen 30 çocuğun ailelerine de yardım yaparak çocukların okula dönmesini sağlamışlar. 


GENÇLER KIZILAY'I İLERİ TAŞIDI

Esra Düzgün ise Gelişim Üniversitesi’nin Kızılay kulüp başkanı. Faaliyetleri ile dikkat çektikçe Kızılay’ın üye sayısının arttığını söylüyor Düzgün. “Gençleri harekete geçirmek ve dinamik tutmanın en iyi yöntemi üniversiteler. Etkinliklerle duyarlı insanlar bize katılıyor” diyor.

Kızılay’ın İstanbul üniversitelerden sorumlu başkan yardımcısı Osman Tomakin ise “Gençlerin gençlere hitap etmesi ve bu nedenle üniversitelerde yapılanmamız çok önemli. Gençler akademik olarak, kişisel gelişim olarak, sosyal sorumluluk olarak Kızılay’ı başka bir yöne taşıdı” diyor.  

DERDİMİZ VAR 

İstanbul gençlik kolları başkanı Abdurrahman Döğücü ise Kızılay gençlik kollarını bir grup arkadaşıyla kurmuş. “Biz ülkemiz, okulumuz için bir şeyler yapma derdindeydik. Kızılay gençlik kolları bu derdin sonucu doğdu" diyor. Gençlik kolları olarak bir çok faaliyetin içinde yer almışlar. 23 Nisan’da uçağa hiç binmeyen, İstanbul’u hiç görmeyen çocuklara İstanbul’u gezdirmişler. 81 bin oyuncak toplayıp Suriyeli çocuklara dağıtmışlar. Yetim evlerini tespit edip yardım kolileri ile kapılarını çalmışlar. Döğücü, “Biz gençler olarak tamamiyle kendi özverimizle bu işe gönül vermiş kadroyuz” diyor.  


Maltepe Üniversitesi Kızılay kulüp başkanı Ozan Burak Battaloğlu Kızılay’da olmanın gençlere birlik beraberlik dayanışma kavramını birebir ve yaşayarak öğrenme şansı verdiğini söylüyor.  İstanbul Üniversitesi Kızılay başkanı Kübra Demirkol ise gençken yapılan faaliyetlerin bilinçaltına işlediğini, ileride bu gençlerin gönüllerinin Kızılay’dan yana olacağını söylüyor. Bu nedenle gençlere ulaşmanın önemli olduğuna işaret ediyor. 


Gönül sofrasına konuğuz

Abdurrahman Döğücü yardım faaliyetleri esnasında karşılaştıkları sahnelerden birini şöyle anlatıyor: “Ramazan’da Gönül Sofrası projemiz vardı. Bir kapıyı çaldık. İçeri girip kumanyaları bıraktık. Baktık elektrik yok, zifiri karanlık, sadece bir mum var. Ortada bir tas çorba. Oturduk birlikte çorba içtik. Teyzemiz yaklaşık 7 ay önce eşini kaybetmiş. Elektrik parasını ödeyemedikleri için kesilmiş. Yerde halı dahi yok. Teyze karanlıktan korktuğu için akıl hastalığı geçiriyor. Teyzenin ilaçlarını aldık. Kızını dershaneye yerleştirdik. O evlere girip de etkilenmemek mümkün değil.” 


Yeşilay’a yolunu Apaçiler gösterdi

Yeşilay artık bizim bildiğimiz Yeşilay değil. Sadece içki ve sigaraya karşı değil tüm bağımlılıklara karşı mücadele veriyor. Bunun içinde madde bağımlılığı, kumar, internet bağımlılığı da var. Bir dönem Türkiye’nin siyasal yapılanmasından dolayı sadece okullarda bir kol olarak devam eden Yeşilay 2012 / 2013 yıllarından beri bir sivil toplum kuruluşu hüviyeti kazandı. Şimdilerde Yeşilay kendini önleyici halk sağlığı ve eğitim kurumu olarak nitelendiriyor. Ana tema olarak da “insan onurunu korumak ve iradeye karşı savaş açan her unsura savaş açmak”ı benimsemiş. Bağımlılıklar genç yaşlarda başladığı için gençlere ulaşmak çok önemli. Burada da gençler devreye giriyor.  


BİR AMAÇ ETRAFINDA BULUŞTUK

Radyo Televizyon ve Sinema öğrencisi olan Mehmet Şirinkanat İstanbul Üniversitesi Yeşilay kulüp başkanı. İlkokul birinci sınıftan beri okulda hep Yeşilay kolu başkanı olduğunu söyleyen Şirinkanat üniversitede de Yeşilay içinde olmayı istemiş. “Gençler burada bir amacın etrafında toplanmışlar” diye anlatıyor sebebini de. Üniversitede seminerler düzenlediklerini, standlar açıp materyal dağıttıklarını söylüyor.  Türkiye Bağımlılıkla Mücadele eğitimi aldıklarını anlatan Şirinkanat,  bu eğitimden sonra bağımlılıkla ilgili çevrelerini bilgilendireceklerini ifade ediyor. Ankara ve Antalya’da kamp çalışmaları yapmışlar. Burada gençlere güzel anılara sahip olmak için sigara ve alkolden başka güzel şeylerin olabileceğini göstermek için aktiviteler yaptıklarını ifade ediyor. 


GERİLLA FAALİYETİ YAPIYORUZ

Bir başka Genç Yeşilaycı Evren Baba. Marmara Üniversitesi Gazetecilik 3 . sınıf öğrencisi. ARGE komisyon başkanı olan Baba, AB projeleri hazırladıklarını anlatıyor. Baba, “Biz daha çok insanları bağımlılıklar konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu bilinçlendirme çok uzun bir periyot. Çünkü içki, sigara, kumar alışkanlıkları gittikçe artıyor. “Gerilla faaliyeti” oalrak isimlendirdiğimiz çalışmalar yapıyoruz. Mesela yılbaşında bir üniversitede arkadaşlarımız “İçki içme bu meyve kokteylini iç” diye çok şık meyve kokteylleri dağıttılar. Kimi üniversitelerde sigara içme alanları kurmayı deniyoruz. Kapalı alanlarda sigara içilmiyor ama bahçede, kapının önünde içiliyor. Bu bir problem haline gelebiliyor” diyor. Avrupa Alkol Politikaları Gençlik Konferansı gibi toplantılara katılarak kanun koyucuları, karar vericileri etkileyebilecekleri projeler ortaya koymaya çalıştıklarını anlatan Baba, gençlere daha çok ulaşabilmek için ok atmak, paintball oynamak gibi etkinlikler de yaptıklarını söylüyor. 


DİZİ VE FİLMLE DİKKAT ÇEKECEKLER

İsmail Memiş Yeşilay Teşkilatlanma birimi gençlik sorumlusu. Üniversitelerde Yeşilay kulüpleri kurduklarını anlatan Memiş, 2015 yılı sonunda 120 kulüp hedefleri olduğunu söylüyor. Memiş, Ömer Miraç Yaman’ın Apaçi gençliğini ele aldığı doktora tezine dikkat çekiyor. Yaman’ın 3000 kişiyle temas ederek 300’üyle de derinlemesine analiz yaparak ortaya çıkardığı çalışmada bu gençlerin yüzde 90’ının madde bağımlısı olduğunun görüldüğünü ifade eden Memiş, bunun da sosyal ve ekonomik bir çok sebebinin olduğunu söylüyor. Memiş, “Bu çalışma Yeşilay’ın vizyonunu da etkiledi. Artık bağımlılığı ortaya çıkaran sebeplere karşı da mücadele edeceğiz. Bu çocukların bir çoğu 1980 sonrası zorunlu göçle gelen ailelerin çocukları. Yeşilay Cemiyeti olarak bu arkadaşlara temas edebilecek yeni bir yapılanma kurmaya çalışıyoruz. Okulu bırakanları burs bularak okula geri döndürmeyi düşünüyoruz. Bağımlılık konusunu zihninde çözmüş bireyler yetiştirmek amacımız” diyor. Ayrıca bağımlılık sorununu ortaya koymak için Ateş isimli bir sinema filmi çekildiğini anlatıyor Memiş. Başrolü ise Haluk Piyes canlandırıyor. İkinci olarak da Apaçi gençlik dizi haline geliyor. Dizi ulusal bir kanalda yayınlanacak.

#kızılay
#yeşilay
#stk
9 yıl önce